Cdo traduction Espagnol
64 traduction parallèle
Duydun mu, pislik Billy Joe Hill davayı temyize götürüyormuş.
¿ Escuchaste que el CDO que tuviste un mal desempeño?
... CMO'lar, CDO'lar, SIV'ler, ABS'ler...
CMO, CDO, SlV, ABS.
YATIRIM BANKALARI - YATIRIMCILAR Bu bankalar binlerce mortgage ile araba ve eğitim kredileri ile kredi kartı borçları dahil diğer kredileri birleştirip teminatlı borç yükümlülükleri veya CDO denilen karmaşık türevler oluşturdular.
Los bancos de inversión combinaban hipotecas y otros préstamos para crear derivados complejos llamados Obligaciones de Deuda Colateralizada o CDO.
Yatırım bankaları daha sonra bunları yatırımcılara sattı.
Los bancos de inversión les vendían los CDO a inversionistas.
Yatırım bankaları CDO'ları değerlendirmeleri için derecelendirme kuruluşlarını tuttular bunlar da çoğunu üç A olarak derecelendirdi.
Los bancos de inversión pagaban a las agencias calificadoras por evaluar los CDO... y muchos recibieron cali?
Bu durum CDO'ları emeklilik fonları için çekici kıldı çünkü fonlar sadece yüksek dereceli menkul kıymetler satın alıyordu.
Los CDO se volvieron populares con fondos de retiro que solo podían comprar valores de alta calificación.
Ne kadar CDO satarlarsa, kârları o kadar yükseliyordu.
Entre más COD vendían, más utilidades tenían.
Ama binlerce subprime kredisi birleştirilerek CDO'lar yaratıldığında bunların birçoğuna hâlâ üç A derecesi veriliyordu.
Cuando combinaron miles de préstamos para crear CDO muchos aún recibieron calificación AAA.
Balon sırasında yatırım bankaları daha fazla kredi satın almak ve daha fazla CDL yaratmak için sürekli olarak mevduat topluyorlardı.
La banca de inversión pidió mucho dinero prestado para comprar más préstamos y crear más CDO.
KREDİ TEMERRÜT SWAPLARI YATIRIMCILARI - CDO Ellerinde CDL olan yatırımcılar için kredi temerrüt swapları sigorta poliçesi işlevi görüyordu.
Para los inversionistas que tenían CDO los Seguros de impago de Deuda, CDS, funcionaban como un seguro.
Eğer CDO batarsa AIG yatırımcıya zararını telafi edeceğine dair söz veriyordu.
Si el CDO perdía valor AIG prometía pagar las pérdidas.
Ama normal sigortanın tersine spekülatörler sahip olmadıkları CDO'lara karşı oynamak için AIG'den kredi temerrüt swapları da satın alabiliyorlardı.
Pero a diferencia de un seguro normal especuladores podían comprar Seguros de impago de Deuda para apostar contra CDO que no poseían.
Ama CDO'lar daha sonra değersiz çıkarsa AIG hesap verecekti.
Silos CDO perdían valor más adelante AIG tenía que pagar.
Goldman Sachs 2006'nın ilk yarısında bu zehirli CDO'lardan en az 3.1 milyar dolarlık sattı.
Goldman Sachs vendió mínimo 3100 millones de dólares de estos CDO en la primera mitad de 2006.
2007'de, Allan Sloan, CEO olarak Paulson'in son aylarında çıkarılan CDO'larla ilgili bir makale yayınladı.
En 2007 Allan Sloan publicó un artículo sobre los CDO emitidos en los últimos meses de Paulson.
GOLDMAN SACHS CDO DEĞERLENDİRMESİ
GOLDMAN SACHS CALIFICACIÓN CDO
Sadece zehirli CDO'lar satmıyor müşterilerine bunların yüksek kaliteli yatırımlar olduğunu söylerken aynı zamanda onlara karşı oynuyordu.
No solo vendía CDO tóxicos empezó a apostar contra ellos mientras los recomendaba...
AIG'den kredi temerrüt swapları satın alarak Goldman kendisinin olmayan CDO'lara karşı oynayabiliyor ve CDO'lar batarsa parasını alabiliyordu.
Comprando Seguros de impago de Deuda de AIG Goldman podía apostar contra CDO que no eran suyos... y cobrar cuando perdieran su valor.
Müşteriler kaybettikçe kendilerine kazandıracak biçimde özel olarak oluşturulmuş CDO'lar satmaya başladılar.
Empezaron a vender CDO diseñados para que entre más dinero perdieran sus clientes más dinero ganara Goldman Sachs.
Davada Morgan Stanley'nin CDO'ların beş para etmez olduğunu bildiği iddia ediliyor.
La demanda alega que Morgan Stanley sabía que los CDO eran basura.
Tricadia ve Magnetar hedge fonları, kendi çıkardıkları CDO'ların kaybedeceğine oynayarak, Merrill Lynch, J.P. Morgan ve Lehman Brothers'la birlikte milyarlar kazandılar.
Los fondos Tricadia y Magnetar ganaron fortunas apostando contra CDO diseñados por ellos con Merrill Lynch, J.P. Morgan, y Lehman Brothers.
CDO'lar müşterilere "güvenli" yatırımlar olarak satıldı.
Les vendieron los CDO a clientes como inversiones "seguras".
CDO piyasası çökmüş yatırım bankalarının elinde satamadıkları yüzlerce milyarlık kredi, CDO ve gayrimenkul kalmıştı.
El mercado de CDO se colapsó dejando a bancos de inversión con miles de millones de dólares en préstamos, CDO y propiedades que no podían vender.
FDA'ın onayladığı ilaç araştırmalarına dayanarak, CDO'ya yabancı para akıtıyorlar.
Dinero extranjero copando las obligaciones garantizadas con base en las autorizaciones para estudio de fármacos de la FDA.
Tek yapmam gereken, bu ilginç adamla tanışıp fotoğraflarını kullanmasını sağlamak.
Todo lo que tengo que hacer es reunirme con este tal CDO - y hacer que use esas fotos, ¿ verdad?
Sen zayıfsın, bu adamla konuşabilirsin.
Tu eres flacucho. Tú puedes hablar con el CDO.
Satmamış pisliklerle tekrar paketler TBY'ye koyarız.
Lo empaquetamos con otras cosas que no se vendieron en un CDO.
Bu bir TBY'dir.
Eso es un CDO.
İpotekli tahviller pislik ve TBY'ler de pisliğin içindeki pislikler.
Los bonos hipotecarios son estiércol, los CDO son estiércol empaquetado.
Kurumlar, bu TBY'leri hazine bonoları gibi sağlam görüyorlar ve onlar sıfıra gidiyorlar.
Las instituciones tratan los CDO como si fueran bonos del Tesoro y van a llegar a cero.
- Şu TBY'lerden biraz daha bahsedin.
- Cuéntenme más de los CDO.
Vennett, TBY'lerden söz ediyor ama biz baktık ve onun fark ettiğinden çok daha kötüler.
Vennett menciona los CDO, pero los analizamos y son mucho peores de lo que se imagina.
Açığa satmak istediğiniz TBY'leri inceledim.
Miré bien los CDO que quieren vender en corto. Brillante.
İpoteklerin ödenmemesi arttı ve TBY'ler daha değerli oldu.
Los impagos aumentaron, y los CDO se volvieron más valiosos.
TBY'nin ne olduğunu bile bilmiyordu.
Ni sabe lo que es un CDO.
Ya bankalar habersiz ve bu TBY'lerin değerini bilmiyorlar ya da o kadar hırsızlar ki TBY'ler beş para etmiyor ve bunu gizliyorlar.
O los bancos no tienen idea y no saben valuar los CDO o son unos ladrones que saben que los CDO no valen nada y lo están ocultando.
Bu TBY makinesinin iki yıl daha çalışmasına ihtiyacım var.
Necesito que la máquina de los CDO funcione 2 años más.
TBY'lerin AA tranşlarından bazılarının açığa satışıyla ilgileniyoruz.
Nos interesa vender en corto tramos AA de los CDO.
- Ben TBY müdürüyüm. - "TBY müdürü" mü?
- Soy un administrador de los CDO.
TBY'lerin yönetilecek bir yanı olduğunu bilmiyordum.
No sabía que había algo que administrar en los CDO.
TBY portföyüne giren menkul kıymetleri seçip, varlıkları gözlemleriz.
Escogemos los valores que entran al CDO y monitoreamos los activos.
Merrill Lynch'in TBY'lerinin çoğunu ben yapıyorum.
Administro la mayoría de los CDO de Merrill Lynch.
Ama TBY'nize Merrill Lynch'in tahvillerini koymazsan Merrill Lynch seni hiçbir müşteriye göndermez.
Pero Merrill Lynch no te manda clientes si no pones los bonos de Merrill Lynch en tu CDO.
- Bu yüzden oluşturduğun TBY'ler en iyi kalite ve yüksek değerde.
- Y los CDO que creas son de la más alta calidad, con el valor más alto.
TBY "A" da TBY "B" nin parçaları var. TBY "B" de TBY "A" nın parçaları var.
El CDO "A" tiene partes del CDO "B", y el CDO "B" tiene partes del "A".
Ama sonra ikisi de TBY "C" nin içine koyuluyorlar.
Pero luego meten los dos dentro del CDO "C".
Evet, ona TBY kare deniyor.
Ese es un CDO al cuadrado.
TBY'nin TBY'si.
Un CDO de un CDO.
Sonra takaslarınla yaptığın bahsin zıt tarafından oluşan TBY'ler var.
Y hay unos CDO hechos del lado opuesto de tu apuesta con los swaps.
Onlara sentetik TBY'ler diyoruz.
Los llamamos CDO sintéticos.
Sentetik TBY'ler.
CDO sintéticos.