Cenevre traduction Espagnol
716 traduction parallèle
Renée ile yaz tatili için, İsviçre'de Cenevre Gölü üzerindeki Montreux'de yaz için bir villa kiraladım.
He alquilado una villa con Renee para pasar el verano en Montreaux. En el lago Ginebra, en Suiza.
Cenevre'de işler nasıl?
¿ Qué tal por Ginebra?
Bu arada Cenevre'ye gidiyorum.
Por cierto, voy a ir a Ginebra.
Cenevre uçağı Paris'te sadece 20 dakika bekliyor.
El avión de Ginebra para en París 20 minutos.
Siz Cenevre'deydiniz.
Usted estaba en Ginebra.
Cenevre'ye ne zaman gidiyorsun?
¿ Cuándo sales para Ginebra?
Cenevre'ye mi?
¿ Ginebra?
Cenevre'deki konferansı kaçırdın mı yani?
¿ Te has perdido la conferencia de Ginebra?
Cenevre'ye gidip konferanslara girdiğinde, kurul, alt kurul toplantılarına girdiğinde benim ne yaptığımı hiç sordun mu?
¿ Me preguntas qué hago durante tus viajes? ¿ Cuando estás en conferencias, comités, subcomités?
Cenevre'ye yakın bir yerdedir. İsmini yazıyorum, bir de mektup vereceğim. Ama önce bana niye bu bilgileri istediğiniz söyleyin.
Entonces, le daré su nombre,... y una carta de presentación,... pero primero he de saber por qué quiere esa información.
İsmi Grodek. Cenevre'nin hemen dışında yaşıyor.
Vive en las afueras de Ginebra.
Pek de üzmezdi! O zaman, Cenevre'den bıktığınızda, Bay Leyden nasıl derler, bir taşla iki kuş vurmanızı isterim.
Bien, entonces, Sr. Leyden, cuando se canse de Ginebra,... quiero que, cómo decirlo,... que mate dos pájaros de un tiro.
Cenevre'de öğrenciydim.
Yo era estudiante en Ginebra.
Cenevre saatiymiş gibi, üstüne cam kapak kapatıp, şöminenin rafına mı koyacağım?
Ponerla en la repisa bajo una tapa de vidrio cubriéndola como un reloj de Ginebra?
Cenevre Anlaşmasının verdiği haklara göre bunu istemek hakkım!
¡ Tráigame a un médico, payaso incompetente!
- Evet. Cenevre Konvansiyonuna göre, ölü mahkumlar adabına göre gömülmelidirler.
Según la convención de Ginebra... los prisioneros muertos deben tener un entierro decente.
Elbette. Cenevre Konvansiyonun farkındayım.
Conozco la convención de Ginebra.
Beyler, yarın sabah Cenevre'den gelen adam kampa, Uluslararası Konvansiyona uyup uymadığımızı görmeye gelecek.
Mañana, el delegado de Ginebra inspeccionara el campo para comprobar que nos ajustamos a la convención.
Bulduğunda Cenevre'ye göndeririz.
Cuando lo encuentre lo enviaremos a Ginebra.
Cenevre Konvansiyonu bu yüzden var, savas mahkumlarının haklarını korumak için. Amerikalı ya da Alman, farketmez.
Para eso esta la convención de Ginebra para proteger los derechos de los prisioneros sean de donde sean.
Cenevre Konvansiyonu önüne geleni vuramazsın demiyor mu?
La convención de Ginebra prohibe fusilar a un hombre sin mas.
Cenevre Konvansiyonuna göre...
De acuerdo con la convención de Ginebra...
Cenevre Konvansiyonunda uyumama izin veren bir madde var mı?
¿ La convención de Ginebra me permitirá dormir? .
Meseleyi Cenevre Konvansiyonu üzerinden sorgulamaya götürebilirsiniz.
Teniente, ¿ está familiarizado con los Convenios de Ginebra?
- Cenevre Sözleşmesi...
El Convenio de Ginebra...
Cenevre Anlaşması gereği, subayların, işçi olarak çalıştırılmasının kesinlikle yasak olduğu gözünüzden kaçmış olabilir.
Pero hacer trabajar a los oficiales está prohibido por la Convención de Ginebra.
Binbaşı Saito, size Cenevre Anlaşmasının 27. Maddesini hatırlatmak isterim.
Debo recordarle, Coronel Saito el artículo 27 del Tratado de Ginebra.
Bay Carala, Cenevre'ye gitmek üzere. Görüşmeniz mümkün değil.
El Sr. Carala irá a Ginebra en cualquier momento.
Cenevre'de beni bekliyorlar.
Me esperan en Ginebra.
-... Cenevre Sözleşmesi'ni bilirim.
-... conozco la Convenciòn de Ginebra.
Cenevre'den geliyor.
Viene de Ginebra.
Lozan ve Cenevre'dir.
Sólo en Lausana y Ginebra.
Yaralı da olsa asiler, Cenevre Sözleşmesiyle korunmuyor ve kötü muamele görüyor.
Y a los rebeldes no los protege la Convención de Ginebra y son tratados con dureza.
Cenevre.
Ginebra.
Cenevre Profösörü Bir Saldırı Sonucu Öldü.
Muere profesor de Ginebra.
Cenevre, 13 Mayıs, 1958.
Ginebra, 13 de Mayo, 1958.
Palivoda, Cenevre radyosundan
¿ Es Palivoda en Radio Ginebra?
Cenevre plakası yok.
No tiene matrícula de Ginebra.
Cenevre'de ailenle birlikte mi kalıyorsun?
¿ Qué haces en Ginebra? ¿ Has llegado con tus padres?
Cenevre'ye geldiğinden beri çok erkekle çıktın mı?
¿ Desde que estás en Ginebra, te han cortejado muchos chicos?
Artık Cenevre'nin ışıkları yoktu ama Rio'nunki gibiydi.
No eran ya más las luces de Ginebra, sino más bien las de Río de Janeiro.
Cenevre'den bir telefon gelecek.
Espero volver a la 1 : 00 Espero una llamada de Ginebra.
Cenevre'ye mi gelsem? Başımda şapka, barış için mi yalvarsam?
¿ Iré a Ginebra, con sombrero en mano, rogando por paz?
British United Hava Yolları ile Cenevre'ye gidecek olan VF400 uçağı için son çağrı.
British United Air Ferries anuncia su última llamada para la salida de su vuelo VF400 con destino a Ginebra.
British United Hava Yollarının Cenevre'ye giden VF400 uçağı kalktı.
British United Air Ferries anuncia la salida de su vuelo VF400 a Ginebra.
Sonraki Cenevre uçağında yeriniz hazır, yarım saat sonra kalkacak.
Le he reservado un billete en el próximo vuelo a Ginebra. Saldrá en media hora.
Cenevre'den özel bir jetle gelmiş. Eski dostumuz Aurik Goldfinger adına kayıtlı.
Llegó en un avión privado desde Ginebra, registrado a nombre de nuestro viejo amigo Auric Goldfinger.
- Bir savaş esiri, Cenevre anlaşmasına göre...
Su nombre es Ben Archerlift. Es un aviador abatido. Es mi paciente.
Cenevre Anlaşması denir ona.
- Cada día que pasa se vuelve más tonto.
Onlara Cenevre'de bir villa aldım.
Quiero verte allí.
Aşkım, Cenevre'de telefon gelebilir.
- No hablemos de eso, ¿ sí? Querido, es mejor ir al hotel ahora, en caso de que llamen de Ginebra.