Cera traduction Espagnol
1,426 traduction parallèle
Yüzü için reçine bileşimi, vücudu için doku çoğaltıcı ve parafin mumu.
Mastique para la cara constructor de tejido y cera para los rasgos.
Mum eriyor.
La cera se está derritiendo.
Bana izin verirseniz General. Sanırım anlattığı şey şu, fitil, mumun merkezinde yer alıyor ve görünüşteki lideri temsil ediyor, sizin gibi, ve bu, mum kütlesinin... temeli.
Señor, creo que lo que quiere decir es que la mecha es el centro de la vela y que aparentemente un gran líder como usted es esencial para la envoltura de cera.
Yemekler, kuru temizleme tüm ihtiyaçlarını hatta epilasyonların.
Son las cenas, la tintorería, y en más de una ocasión, tu cera depilatoria.
Will! Banka hesabımda 100 Dolar var. Ve 75'i yarın Belçika ağdasına gidecek.
Will, tengo 100 dólares en mi cuenta corriente, y mañana tengo que pagar 75, para hacerme la cera belga.
- Belçika ağdası da ne?
- ¿ Qué es la cera belga?
- Eski moda bir ağda. Ama öyle acıtıyor ki yaptırdıktan sonra kendimi kreple ödüllendiriyorum.
- Es la cera común, pero duele tanto, que después siempre me como un waffle.
Belki balmumundan yapılmış değildir.
Tal vez no sea un crayón hecho de cera.
Terrence depresyona girdi ve ayakkabı cilası çekmeye başladı.
Terrance cayó en una profunda depresión y comenzó a abusar de la cera para madera.
Bir mum gibisin.Eriyip gidiyorsun.
¿ Una muñeca de cera? Mirate, fundiendote
Smoochy bebekleri, çikolataları, yer cilası umurumda değil.
No me importan los muñecos de Smoochy ni la "Cera Para Pisos Smoochy".
Sıcak cila
CERA CALIENTE
Sana bir şey söyleyeyim. Buraya gelenlerin çoğu takımlarını bir parlatırlar, hepsi o.
Tengo que decirte que la mayoría de los hombres que vienen aquí dan cera al delfín.
Cilayı yukarı rafta bıraktım.
Dejé la cera en la repisa de abajo.
Anus-vagen-vaginex Anal büzgenlerde olduğu kadar Vulva dudaklarında da % 40 daha etkili hareketlilik sağlar.
"Anx cera vaginex" mejora en un 40 % el entrenamiento de los músculos de los labios menores y el esfínter del ano.
Dana, artık kendimi tarçınlı çöreğinin içine kulak kirimi koyduğum için kötü hissetmeyeceğim.
y Dana, ahora no me siento mal por haber puesto la cera de mis oidos en tu rosquilla
Temizlemeye gerek yok. - İki kat cila çek.
Dos capas de cera
İğrenç, öfkeli bir iblis bana batırdı.
Una especie de enorme demonio de cera me pinchó.
Ben burada kalıp yaratığa göz kulak olurum.
Yo esperaré aquí y no perderé de vista al chico de cera.
Mobilya cilası.
¿ Cera para muebles?
Sırtına balmumuyla yapıştırılan tüyden kanatlarıyla uçarken güneşe çok yaklaştı.
Él voló demasiado cerca del sol con alas de plumas y cera.
- Balmumu eriyince düşüp öldü. - Aşırı gurur.
Y cuando la cera se derritió, él se hundió hasta su muerte.
İkinci perdedeki çocuğun kulağının temizlenmesi gerekiyor.
Y limpia al chico de la 2 la cera de las orejas.
Pamuuk çubuk kulaktaki koruyucu kiri alır.
Los bastoncillos quitan la cera protectora.
Herkes, annenin kulağından balmumu çaldığını biliyor.
Todos saben que robarías la cera de los oídos de tu propia madre.
- Paris emirler verip, beni görmezden geleceğini sanıyorsa, büyük bir "bikini bölgesi ağdasına" hazır olsun.
Ha, pues reencontraste tu cerebro... Si París quiere marchar dictándonos sus órdenes, Ignorando lo que tengo que decir, le voy a hacer la cera en las ingles.
9 : 00'da yüz bakımı, 10 : 00'da pedikür. Bikini bölgesi ağdası... Saat 11 : 00'de.
Tratamiento facial a las 9 : 00, pedicura a las 10 : 00, depilación de pubis a la cera... a las 11 : 00.
Mezuniyet balomdan önce kaşlarımı düzeltmeye çalışmıştım ve ikisini de tamamen almıştım.
Una vez, a los 18, quise depilarme con cera en las cejas... y me las arranqué de raíz.
Ağda alerji yapmış olmalı.
Ha de ser una alergia a la cera.
Karnına sıcak mum dökmemi.
Que le tirara cera caliente en la panza. Lo hice.
Hitler'in kullanmadığı bıyık ağdası, Hansen Bıyık Ağdaları sunar.
Presentado por cera para bigotes Hanson la cera para bigotes que Hitler no usa.
Ama o sadece ikizlerine sıcak mum damlatmamı istedi. Sonra da banyoya gidip kendini tatmin etti.
Pero sólo quería que le echara cera de vela en las pelotas y fue al baño a masturbarse.
Bal mumu heykeller, hoşgörüsüz insanların azınlıkları nasıl etiketlediğini gösteriyor.
Estas figuras de cera representan a victimas hostigadas por la intolerancia.
Kırmızı peynir balmumlu.
El queso es de color rojo de cera.
Bak, nemlendirici, vücut losyonu her şeyi aldım.
Mira, tengo un W-4 ( Formulario de excención de retención ) y un kit de depilación con cera y todo.
Wax müzesine hoş geldin, tatlım.
Bienvenido al museo de cera.
Miami'li küçük siyahî bir Kübalı cadı kadının iyi hisleri ve sevgisiyle dopdolu.
Cera de abeja y perfume barato mezclados con loción Jergens. Lleno de buenas ondas y amor de alguna bruja cubana de Miami.
Balmumu ve Jergens kokulu ucuz parfüm karışımı.
Cera de abeja y perfume barato mezclados con loción Jergens.
Parafin balmumu.
Cera parafinada.
MADAM TUSSAUD MÜ ZESİ
MUSEO DE CERA DE MADAME TOUSSAUD
Bu Seks Cilası.
¡ Oh, es el Sexo de Cera.
Tahtasına cila sürmede kullandığı kredi kartını eve girmek için kullanmış.
Usó la tarjeta de crédito que utiliza para raspar la cera de su tabla para ganar entrada en la casa.
Oraya git ve Ananaslı Seks Cilası mı kullanıyor bak.
Lllegate ahi y mira si usa el sexo de cera.
Cila var mı?
¿ Tiene alguna cera?
- Ananas Seks Cilası.
- Sexo de Cera.
İnsanlar, eğer karşılaştırmaya dahil edilirse, berbatlar çünkü bizim sörf tahtalarına, cilasına ve özel elbiselere ihtiyacımız vardır biz çok çabuk panikleriz ve neredeyse boğulacağımız konusunda çok çabuk ikna oluruz.
En comparación, los humanos somos fatales... porque necesitamos tablas, cera, trajes... nos asustamos y siempre estamos convencidos de que vamos a ahogarnos.
Görevin ne olduğunu tam olarak bilmiyorum ama hayatta tek değerli şey bir şeyin sonuna kadar gitmek onun anlamını bulmaya çalışmak.
No sé cuál es la misión... LA CERA VIEJA DE DALE ( 5.4 KILOS ) pero lo que vale la pena en la vida... es vivirla hasta el fin... EL RAZONAMIENTO DE DALE ( INESTIMABLE ) e intentar hallar su significado.
Kalemlerimin yanında.
Está junto a mis lápices de cera.
İyi de kalemlerinin yanında olmamalıydı.
No debería estar junto a los lápices de cera.
Glasgow ağdası gibi yakıyor!
Qué gloriosa sensación ¡ Arde como depilarse con cera la entrepierna!
Bu mum parafini değil.
No es cera para velas.