Cicim traduction Espagnol
236 traduction parallèle
- Merhaba cicim.
- Hola.
Merhaba cicim.
Hola, linda.
Şunu hisset cicim.
- Siente esto, cariñito.
Ben Dr. Vollin'e sordum, cicim.
Le pregunto al Dr. Vollin, cariñito.
Yapma ama cicim.
Vamos, cariñito.
Cicim, bana köpekler hakkında çok önemli tavsiyelerde bulundu.
Cariñito, me dio algunos buenos consejos para mis perros.
Uykum geldi cicim.
- Tengo sueño, mi cariñito.
Ne oldu cicim?
¿ Qué pasó, mi cariñito?
- Çok güzel Nanine. Canım Nanine, cicim Nanine, acele et.
- Buena Nanine querida Nanine, perfecta Nanine.
Sen ve ben, cicim, revü yapacağız.
Tú y yo preciosa, probaremos suerte en la revista.
Freddi, cicim, yatağa yarım ılık su torbasıyla gitmek durumundasın.
Freddi, mi cielo, tendrás que irte a la cama con el agua de la bolsa tibia.
- Bu çok doğal cicim.
- Es natural, chica.
Versene, cicim.
Anda, dámelo.
Yanılıyorsun, cicim.
No soy tu presa, aguilucho.
Evvet cicim, geziyorum.
- Sí, me doy un paseo.
"Tatlı kız" lafı sanki "Lolita cicim" dermiş gibi.
Bueno, la rima de "avenida-hermanita" es como "Lolita-cielito".
Boşa nefes harcama cicim. İkimiz de aynı şeyin peşindeyiz.
No gastes tu aliento, muñeca.
Doğru, artık canım cicim yok.
Exacto, no más caricias.
Sana bir ek bina satar, yine cebime papelleri koyardım, cicim.
Te vendería un excusado si pusiera un dólar en mi bolsillo.
Ama canım cicim ayları bitince, canavar ortaya çıkar.
Pero una vez marchita la flor, oh, la bestia sale fuera.
Dünyadaki son gelişmelerden haberdar olmamız gerekiyor cicim.
Debemos enterarnos de la situación internacional, cariño.
O türden bir harekat değil cicim.
No es un golpe corriente, Cariño.
Olaya iyi tarafından bakmalıyız cicim.
debemos... ver el lado positivo, cariño.
İşte bu cicim!
¡ Ya llegó, Cariño!
Hiç ekmek kalmamış cicim!
¡ No hay pan, cariño!
İşte acil durum erzakları cicim.
Aquí están las provisiones de emergencia.
İşe bir de iyi tarafından bak, olur mu cicim?
Mira el lado positivo, ¿ eh, cariño?
- Dert değil cicim.
- No te preocupes.
Olayı kişiselleştirmeyelim cicim.
No hagamos alusiones personales, cariño.
Çok karmaşık şeyler cicim.
Oh, muy complicado, querida.
Hesaplamalara göre füzeler yaklaşık 3 dakika içinde hedeflerine varmış olacaklar. Üç dakika. Hay allah, cicim!
Se estima que los misiles llegarán en aproximadamente tres minutos.
Sakin ol cicim.
No te preocupes, querida.
Evet, ama şu an daha önemli şeyler var cicim.
Sí, pero ahora hay cosas más importantes, cariño.
Tüm bu birimler bize göz kulak olurken başımıza bir şey gelmez, değil mi, cicim?
¿ No debemos preocuparnos con tantos que nos cuidan, eh?
İşe biraz da iyi tarafından bakmak lazım cicim.
Hay que ver el lado bueno, cariño.
- Bu o tarz bir sigorta değil cicim.
- Esto no son seguros, cariño.
Aldırma cicim.
No te procupes, cariño.
Tabii cicim.
Oh, sí, cariño.
Elma ağacındaki tüm yapraklar gitmiş cicim.
Se han caído las hojas del manzano, cariño.
Onun grisi gibi cicim.
Aunque más gris.
Yavaş cicim yavaş.
Ya está, cariño.
Çaydanlığı ateşe koyar mısın cicim?
Pon el agua a hervir, cariño
Tamam cicim tamam.
Ahora, ya, cariño.
Endişelenme cicim, endişelenme.
No te preocupes, cariño. No te preocupes.
İşe bir de iyi tarafından bak cicim, ne dersin?
Ahora, tienes que ver el lado bueno de las cosas, ¿ eh?
Onlar mutlu günlerdi, Toyduk ve cicim aylarımızdı. Ve Ed'in bir sonraki haklı isteği canlı bir yaratığa sahip olmaktı.
Esos fueron los dias felices, de ingenuidad, como se suele decir y que Ed quisiera un hijo era el proximo paso logico.
Fakat bir daha asla cicim aylarına dönemeyecektik.
Pero yo sospechaba... que no volverian los dias ingenuos.
canım, cicim bitanecik tatlı, ayışım benim.
Oh, vamos puddin', mi "little-wittle hunky bear"
Yani cicim aylarınız bitti.
¿ Ya se acabó la luna de miel?
- Sağ ol, cicim.
Gracias preciosa.
Zavallım cicim...
¡ La pobre!