Coca traduction Espagnol
3,708 traduction parallèle
Hayır, hayatta kokain içmem.
No, nunca tomo coca.
Her kokain içtiğimde altıma sıçıyorum.
Cada vez que me meto coca, me cago en los pantalones.
400 konyak ve kolayı eklersen o fiyat ne kadar olur, Winston?
¿ A cuánto ascienden cuatrocientos coñacs y coca colas, Winston?
Virgin Cola'da yol alıyorlar.
Están conduciendo como Cola Virgin. ( * en contrapunto a la coca-cola )
Beni şekerlerle, kızartmalarla tuzağa çektiler ve kendimi kabullenmiş hissettirdiler. Ardından yavaş yavaş kola içen ve iç çamaşırı giymeyen herkesi yargılamaya başladım.
Me atrajeron con dulces, delicias fritas, me hicieron sentirme aceptada, y luego, de una forma lenta pero segura, empecé a juzgar a todos los que bebieran Coca-Cola y no llevaran bombachos.
- Günaydın, Coca!
- ¡ Buenos días, Coca!
- Bekle, Coca.
- Espera, Coco.
Neden hoşlandığımı biliyor musun, Coca?
¿ Sabes lo que me gusta, Coca?
Coca ile biz kızın evde kalması gerektiğinde hem fikir oldu, o hasta...
A Coca y a nosotros nos gustaría que se quedara en casa, está enferma.
Coca ile ben bunun en iyisi olduğunu düşündük.
Coca y yo pensamos que estaría mejor...
Senle Coca mı yoksa senle Otilia mı?
¿ Tú y Coca o tú y Otilia?
Bu yüzden Coca ile ben düşündük ki...
Así que Coca y yo pensamos...
Bu kadar, Coca!
¡ Basta, Coca!
- Canımın içi, onlar Coca içindi.
- Preciosa, era un regalo para Coca.
Senin bütün işini Coca yapıyordu.
Coca hacía tu trabajo.
- Coca!
- ¡ Coca!
- Ağlama, Coca!
- ¡ No llores, Coca!
Adam ona yaklaşıyor, kulağına birkaç şey söylüyor bacaklarının arasında kocaman bir penis olduğunun farkına varıyor.
Criollo va allá, dice unas tonterías al oído de la mujer, la mujercita entrecierra los ojos, y cuando percibe, está con la Coca Cola de dos litros del negro en el medio de las piernas.
Arabanı kilitlemeden bırakırsın. Sonra içinde biraz nakit, belki biraz da koko bulursun. Bunlar da olmaz artık.
Ya sabes, dejas tu auto abierto y encuentras un poco de dinero, y quizás, un poco de coca y todo esto desaparece.
Galindo karteliyle, Gerçek IRA'yla karlı anlaşmalarınız var : Silah ve kokain.
Las buenas relaciones con el cártel de Galindo, el IRA auténtico, las armas, la coca.
Sizin kokaini satan değil de taşıyan olduğunuzu biliyorum.
Sé que no traficáis con la coca, solo la movéis.
Kokainizi zamanında aldınız.
Vuestra coca llegó a tiempo.
Şu anda kokainden sonra ayılan modeller, babalarıyla sorunları olan barmenler, memeleri büyüdüğü için baleyi bırakan balerinler beklemedeler.
Ahora mismo, hay modelos despertándose desde sus atracones de coca cola, camareros multiraciales con problemas con sus padres, antiguas bailarinas que tuvieron que renunciar porque sus pechos crecieron demasiado.
Kokain bitkisinin kökünü kurutan kimyasal bir madde. Tek bir bölgede kullanılıyor.
Es un herbicida que se usa para erradicar la planta de coca, pero es usado en una sóla región...
DEA'nın araştırmalarına göre Lazaro Kartelinin bu bölgede kokain çiftliği var.
Según investigaciones activas de la DEA, el cartel de Lázaro opera en granjas de coca en esa zona.
Kokain satmaktan yakalanıp, baştakileri yakalatmak için anlaşma mı yaptın?
¿ Te atraparon por traficar coca? entonces ayudas a tus chicos a atrapar peces mas gordos?
Esrar, mantar, ekstazi, yüksek dozlu esrar amfetamin, eroinli kokain, uhu, ketamin, MDMA, GBH tecavüz hapı, eroin ve her tür asit, E, kokain ve kokainli sigara. Aradığınızı kolayca bulabilirsiniz.
Hierba, hongos, mefedrona, marihuana, speed, speedball, pegamento, Ketamina, MDMA, GBH, subideras, heroína, y todo el ácido, E, coca y crac al que puedas meterle una uña sucia.
Kokain nakliyatını unutmayın.
Es transportar la coca.
Kokain taşımak kadar kazançlı değil.
No es tan lucrativo como transportar coca.
Kokain almak için uyuşturucu satıcının peşine düşmek gibi mi?
¿ Quizá localizar a tu camello para conseguir coca?
Uyuşturucu sorunu yüzünden araba kazasından sonra çöp adam.
Un hombre palillo después de un accidente de auto... a raíz de su problema con la coca.
Çadırda yaşayan çöp adam çünkü evini kaybetmiş uyuşturucu sorunu ve araba kazası yüzünden.
Un hombre palillo viviendo en una carpa porque perdió su casa a raíz del accidente de auto y su problema con la coca.
Bir de kokain satıcısı, yani bunun bir etkisi olabilir.
También vende coca, así que puede que tenga que ver con eso.
Yolda cola şişemide kaybetmiştim, belki onuda sen almışsındır.
También perdí una Coca-Cola en el camino, puede que la tengas tú.
Ve o resme her bakışımda oğlumu ne kadar sevdiğimi ve bu barla Jack'i ne kadar sevdiğim aklıma geliyor. Jack ve kokaini.
Y cada vez que veo esa foto, pienso en lo mucho que quiero a mi hijo, y en lo mucho que quiero a este bar, y a Jack... y a Jack Daniel con Coca Cola.
Hayır, nerdeyse bizim eski Bob White'tı.
No, el es muy parecido al viejo Bob White tu sabes, el dejo la mitad de una coca-cola caliente
UPI adına 144.Topçu Birliği'nin arasındaydım ve orada oturmuş güzel mi güzel bir Vietnamlı kadının herkesin önünde yaptığı tuhaf dansı izlerken sıcak Kolamı içiyordum.
Estaba destacado con el Regimiento 144 por la UPI y estaba bebiendo una horrenda Coca Cola tibia viendo a una hermosa mujer vietnamita haciendo un baile exótico justo en medio de todos.
Bana içinde biraz diyet kola ile iki parmaklık shot getir.
Echa sólo dos dedos con una Coca-Cola light.
Coca Cola'dan mı bahsediyorsunuz?
¿ Está hablando de Coca-Cola?
Koch Sanayi, ülkedeki en büyük ikinci özel şirkettir. Coca Cola'dan bile büyüktür.
Industrias Koch es la segunda empresa privada más grande del país, mayor que Coca-Cola.
Benim yaptigimsa bildigimiz Coca-Cola.
Lo que yo hago es la verdadera Coca-Cola.
Yani seni hemen simdi burada harcayip, çölün ortasinda terk etsek piyasada artik Coca-Cola kalmaz, haksiz miyim?
Entonces si te liquidamos aquí y ahora y te abandonamos en el desierto, no habrá más Coca-Cola, ¿ verdad?
Gerçekten Coca-Cola'nin olmadigi bir dünyada mi yasamak istiyorsun?
¿ De verdad quieres vivir en un mundo sin Coca-Cola?
Kokaini satmadığınızı, sadece taşıdığınızı biliyorum.
Sé que no estáis traficando con coca, la estáis moviendo.
Kokain nakliyatını bırakacağız.
Nos salimos del transporte de coca.
Ondan sonra size tek gerekecek olan kokaininizi taşıyacak bir aracı.
Luego todo lo que necesitan es alguien que transporte la coca.
Eğer malları o sağlayamazsa, her şey boşa gider. Biz de Romeo'nun fahişesi olarak kalırız.
¡ Si no puede distribuir, todo esto se irá a la mierda, y seguiremos siendo las putitas de la coca de Romeo!
Oyun için silahlara ihtiyacımız var. Silahları için de kokain parasına.
Necesitamos las armas para algo mayor y la coca para pagarlas.
Üzerinde çalıştığım şey şuydu : Mayans kokain dağıtımını üstlenecek. Lin de silahları sağlamayı.
Veréis, en esto es en lo que he estado trabajando en conseguir que los Mayas transporten la coca y Lin de las armas pesadas.
Uyuşturu işini Mayans'a verince senin benden istediğin tek şey Trager artık.
Ahora que les he entregado la coca a los Mayas, lo único que queda que quieras es Trager.
Coca, ben çıkıyorum.
Voy a salir.