Conmigo traduction Espagnol
123,779 traduction parallèle
Benimle misin?
¿ Estás conmigo?
Demek o kadar zamandır benimle oynuyor muydun?
Así que, ¿ has estado jugando conmigo todo este tiempo?
Benimle kal.
Quédate conmigo.
Beni geri kabul edecek kadar iyi biri olduğunu anlayınca, bende hayatının her anını neşe ile dolduracak kadar iyi biri olmalıyım.
Bueno, he pensado desde que fuiste lo bastante buena para volver conmigo, que yo debería ser bastante bueno para llenar cada momento de tu vida de gozo.
Ama, Maggie... Bana karşı kapalı olmana gerek yok.
Pero, Maggie... no tienes que estar en guardia conmigo.
O yüzden benimle beraber yeniden inşa et baba.
Reconstruye conmigo, padre.
Bu akşam 4th and Main'deki otoparkta buluş benimle.
Reúnase conmigo esta noche en el aparcamiento de la cuarta con la Principal.
Bana kızgın mısın?
¿ Estás enfadada conmigo?
Benimle beraber eğlencen vardı.
Te divertías conmigo.
Biliyorsun etrafımda çok uğraşmana gerek yok.
Sabes que no tienes que esforzarte tanto conmigo...
Neden etrafımda çok uğraşıyorsun?
¿ Por qué te estás esforzando tanto conmigo?
Benimle köşe yazısını paylaştığına göre, geç çalışmak için çok mu iyisin?
¿ Entonces, ahora que has compartido firma conmigo, eres demasiado buena para trabajar hasta tarde?
Geldin ve benimle beraber oturdun.
Viniste y te sentaste conmigo.
Benimle beraber öğle yemeği yediğin için teşekkür ederim.
Oye, gracias por venir a comer conmigo.
Burada benimle olmak istemediğini biliyorum.
Sé que no quieres estar aquí conmigo.
Anne, senin kızgınlığın bana.
Madre, tú... tú estás enfadada conmigo, ¿ vale?
Benimle çalışmanızı istiyorum.
Estoy pidiéndoos que trabajéis conmigo.
- Beni saymadı. - Nolmuş?
- No ha contado conmigo.
- Daryll beni saymadı.
- Daryll no cuenta conmigo.
Evde buluşalım mı?
¿ Puedes reunirte conmigo en la casa?
Bunu yapabilecek 10 adamım var. - İşin ucu bana dokunmayacak.
Tengo a diez personas que pueden hacerlo, no los vincularán conmigo.
- Bana hâlâ kızgın. - Evet.
- Sigue cabreado conmigo.
Bana karşı hep nazik oldun Arianna.
Siempre has sido buena conmigo, Arianna.
Bana kızgın mısın?
¿ Estás enojada conmigo?
Burada benimle kal Ads.
- Quédate conmigo, Adriana.
Bana borçlusun, Robert.
- Estás en deuda conmigo.
Bende bir yanlışlık olduğunu sanmıştım.
Pensaba que estaba algo mal conmigo.
Benimle geri dön, yoksa canını yakacağım.
Volver conmigo, o haré que esto duela.
Klaus, sen benimlesin, gözümün önünden ayrılmana izin vermiyorum.
Klaus, tú conmigo, no te voy a quitar los ojos de encima.
Neden benimle baslamiyorsun?
¿ Por qué no empezar conmigo?
Benimle geliyorsun.
Te vienes conmigo.
benimle gelmene izin veremem.
No puedo dejar que vengas conmigo.
sadece bir daha bana bulasma.
No vuelvas a meterte conmigo.
Marcel benimle.
Marcel está conmigo.
Davina da benimle aynı acıya mahkum olur.
Davina sufrirá conmigo.
Bana karşı hep iyi davrandı.
Ha sido bueno conmigo.
Bütün gününü benimle harcaman sevgilinin pek hoşuna gitmeyecektir.
Imagino que a tu novia no le va a gustar que hayas pasado el día entero conmigo.
Bana kızmış olmalısın.
Me imagino que en este momento estás bastante enojado conmigo.
Birlikte buralardan gidelim dedim.
¡ Te pedí que vinieras conmigo!
Benimle birlikte tüm dönüştürdüklerim de ölmüştü.
Y todo mi linaje murió conmigo.
Benimle buluştuğunuz için minnettarım.
Te agradezco que te reúnas conmigo.
Savaşmak mı istiyorsun?
¿ Quieres luchar conmigo?
Şimdi benimle kavga etmek mi yoksa bu işi bitirmenin yolunu bulmak mı istersin?
¿ Quieres pelear conmigo o quieres encontrar una forma de acabar con esto?
Onları benimle inceleyebilirsin.
Te invito a que los estudies conmigo.
Benimle gelirsen canını alabilecek tek silahı teslim ederim.
Tú vienes conmigo y yo entrego la única arma que puede quitarte la vida.
Ama hepiniz gibi, o da bana kıyasla bir hiç.
Pero como el resto de vosotros, ella no es nada comparada conmigo.
- Bu bana olan kininle alakalı.
Esto es sobre tus quejas conmigo.
Judy King benimle birlikte içerideydi.
Judy King estaba en la cárcel conmigo.
Benimle bir gelecek, gerçek bir ev istemiyor musun?
¿ No quieres un futuro conmigo? ¿ No quieres un hogar?
İçinde gerçeğim barınamayacaksa gerçek bir ev olmaz.
No es un hogar si no puedo llevar mi verdad conmigo.
- Seninle tartışmayacağım.
- Estás en deuda conmigo.