Corvette traduction Espagnol
286 traduction parallèle
Cobra, Ferrari, Maserati Cooper, Lotus gibi en iyi markalardan bazılarını izleyeceğiz.
Corvette, Ferrari, Masseratti Lotus, son algunos de los mejores coches.
Bir Vette'yle yarışacağız.
Correremos contra un Corvette.
525 dolara hemen hemen yeni bir Corvette'e ne dersiniz?
- ¿ Qué te parece ser el dueño de este Corvette prácticamente nuevo por $ 525?
Şuradaki... Freddy Benson'un Corvette'i.
Ese de allá, ese es el corvette de Freddy Benson.
Corvette.
Un Corvette.
Demek Corvette. - 275 HP.
Ajá, un Corvette... 275 CV.
Peki, sana bir şey diyeyim... bugün, Corvette cant kapakları ve yarın... Chase Manhattan Bankası yok olur, çok doğru.
Bueno, déjeme que le diga... que hoy son tapacubos de Corvettes y mañana... incendiará el banco Chase Manhattan.
Yeni arabım!
¡ Es mi nuevo corvette!
Corvetimle bu alanda kariyer yapmayı düşünmüyorum.
No pensaba que esto sería así, vine en el Corvette.
Bu anahtar dışarıdaki beyaz Corvet'i açarsa dolaşmaya çıkmamız gerekecek çünkü bu beni Figueroa'daki inşaat alanından buraya kadar takip ettiğin anlamına gelir ve o zaman da gazeteci olduğuna inanmam.
Si son las llaves del Corvette blanco estacionado afuera tendremos que salir, porque significaría que me está siguiendo desde la obra en la Sexta con Figueroa, y entonces no creeré que usted es reportero.
Onu Corvetimde istemiyorum!
¡ No lo quiero en mi Corvette!
- Sürekli Corvette'inden ve teknesinden söz ediyor ama bir kez bile bir karısı olduğundan söz etmedi.
Siempre estaba hablando de su Corvette y su cabina de crucero, Pero nunca se molestó en mencionar que tenía una esposa.
Cochrane'in gri bir Corvette'i mi var?
¿ Lleva Cochrane un Corvette gris?
Bir Corvette'im var.
Un Corvette.
Bilmiyorum, belki biraz içecek alırım.
No lo sé, talvez compre un Corvette.
Kırmızı korvetle peşimize düşmüş iki komünist var.
Hay dos comunistas disfrazados de policías en un Corvette rojo.
Kırmızı bir korvette polis kıyafetinde iki komünist var nükleer bokumuzu çalacaklarmış!
¡ Hay dos comunistas disfrazados de policías en un Corvette rojo! ¡ Tratando de robar nuestro material nuclear! ¡ Detenganlos!
- Hey, Corvette nasıl? - Ne Corvette'i?
- ¿ Cómo corre el Corvette?
- Ne demek "Ne Corvette'i"?
- ¿ Cuál Corvette? - ¿ Cómo que cuál Corvette?
Bir Corvette satın alacağız ve Rocky dağlarına doğru süreceğiz.
Nosotros vamos a comprar una Corvette y conducir cruzando Rocky Mountain.
Corvette'imi çarptım. Ama fark ettim ki... böylece dışarı çıkıp halkın arasına karışabiliyorum.
Se me ha estropeado el Corvette, pero qué demonios, eso me permite salir y conocer a gente corriente.
Corvette'i vardı. herkes ona doktor derdi ama o gerçek doktor değildi.
Un "Corvette." Todo el mundo le decía doctor, pero no era doctor.
Bldiriyorum, gümüş, kızıl şeritli bir corvette'i ve o siyah turbo'yu... yüksek hızlı takipteyiz.
Estamos persiguiendo un Corvette plateado... y un Turbo negro.
Ne güzeldir kırmızı bir Corvette gezmek
Es el día de alegría Y de pasear en un Corvette rojo
Beni Vett'inle gezmeye çıkarmak ister misin, Chris?
Chris, ¿ quieres llevarme a dar un paseo en tu Corvette?
Chris, beni Vette'inle gezmeye çıkarmak ister misin?
Hey, Chris, ¿ quieres llevarme a dar un paseo en tu Corvette?
'60 model Corvette'e bak.
Mira ese Corvette 1960 en perfecto estado.
Eski Corvette'im.
Es mi viejo "Corvette".
- Selam Cindy! Corvette satıyor.
El vendedor del Corvette.
O küçük Corvette kendi kaşınmıştı ama.
Ese pequeño Corvette lo estaba pidiendo a gritos.
Chevrolet'yle çalıştığım yıllar boyunca bana bir Corvette'le steyşın araba tahsis etmişlerdi.
Así que cada año que trabajaba para Chevrolet me daban un Corvette y una camioneta para usar.
Chevrolet'nin 58 model Corvette'ine bakın.
Mira el Corvette'58 de Chevrolet.
Joey, Corvette olduğunu biliyorum.
Conozco ese Corvette.
- Corvette'yi parçaladık mı?
- ¿ Destruimos al Corvette, no?
Beraber büyüdüğüm çocuklar Mustang ve Corvette'lerle uğraşıyorlardı.
A mis amigos les gustaban los clásicos : Mustangs, Corvettes...
Kırmızı korvetli, Leo Johnson.
Un Corvette rojo. Leo Johnson.
Sana Laura'nın ölümünden sonraki gece,... kırmızı corvetteli bir adamı takip ettiğimi söylemiştim.
La noche después de morir Laura seguí a un hombre en un Corvette rojo.
Leo'nun kızları orada bırakıp arabasına yalnız gittiğine inanıyoruz.
Creemos que Leo volvió solo por el sendero hasta su Corvette dejando atrás a las chicas.
- Kırmızı Corvette'li biri.
- El dueño de un Corvette rojo.
Kırmızı bir Corvette kullanıyordu.
Conducía un Corvette rojo.
- Leo Johnson mı kırmızı Corvette kullanıyordu?
- ¿ Leo Johnson conduce un Corvette rojo?
Corvette'ini bir mil öteden duyabilirim.
Oigo su Corvette a más de un kilómetro.
- Leo Johnson mı kırmızı Corvette kullanıyordu?
- ¿ Leo Johnson tiene un Corvette rojo? - Sí.
Corvette'ini bir mil öteden duyabilirim.
Puedo escuchar su Corvette a kilómetros de aquí.
Bu Corvette için.
Esto para el Corvette.
Biri Corvette idi ki asla bir Buick Skylark ile karıştırılamaz.
Uno era el Corvette, que no podría confundirse nunca con el Buick Skylark.
Annenin Corvette'ini kim çıkardı?
¿ Quién manejaba? ¿ Quién se llevó la urna?
Hepimiz bir tane kapmak için atıldık, ama Albay McKern, dedi ki :
Yo iba a elegir un Corvette, como todos, pero el coronel McKern me dijo :
Yepyeni ve pırıl pırıl.
Un Corvette nuevo, brillante y con equipamiento completo.
Ailenden kimse bir Corvette'e binmedi bile.
Nadie de tu familia ha tocado un Corvette.
Bendix'te bir iş bulacak ve işe hergün Vette'imle gideceğim.
Tendré trabajo en Bendix y conduciré mi Corvette.