Cosmopolitan traduction Espagnol
167 traduction parallèle
Mart Cosmopolitan 15 Sent
Marzo CosmopoIitan 1 5 centavos
- Cosmopolitan'da bir şey okudum.
- Leí algo en Cosmopolitan.
orada Cosmopolitan var mı?
¿ Tienes la "Cosmopolitan"?
Hayır, daha sonra markete gidip kendime kadın bağı ve Cosmopolitan dergisi alacağım.
No. Luego iré a la droguería a comprarme unas compresas Kotex y la revista Cosmopolitan.
Dünya açık görüşlü mü?
¿ Qué diantres es Cosmopolitan?
Cosmo'da okumuştum bunu.
Leí un artículo sobre eso en Cosmopolitan.
Cosmopolitan Otel hırsızı, mavi yakut.
El robo del Hotel Cosmopolitan. El carbunclo azul.
Evet Bay Ryder, Otel Cosmopolitan'da üst kat hizmetçisi.
Sí, señor Ryder, Conserje del Hotel Cosmopolitan.
Cosmopolitan'dan ödev mi verdiler?
- ¿ Te mandaron leer Cosmopolitan? No, estudiar esto.
Smart Set, Cosmopolitan okurdum...
Leo Smart Set, Cosmopolitan...
Bu küre aslında kozmopolit içecek. - Nasıl içiliyor?
Esta esfera es en realidad un "cosmopolitan". ¿ Cómo se bebe?
Kendinle eşinin benim ağzıma ait olduğunu bildiğin kozmopolit içecekli toplardan yerkenki fotoğraflarını internete atman gibi pasif-agresif mi?
¿ Quieres decir pasivo-agresivo como publicar fotos de tú y tu mujer comiendo bolas de "cosmopolitan" que sabes que están hechas para mi boca?
- Bu aynı şey değil. Ne demek, "aynı şey değil"? - Cinsiyet ayırımı yaptığım için beni bağışla ama kadınlar seks konusunda aynı güdülere sahip değillerdir.
No tenéis el impulso sexual, aunque lo diga Cosmopolitan.
"Cosmopolitan" ın editörlerinin ne söyledikleri umurumda bile değil.
- Es un hecho médico.
- Yine Cosmopolitan okumuşsun.
- Has estado leyendo el Cosmopolita de nuevo.
Kozmopolit olmakla ilgili yazan birinin yanında Cosmopolitan içerim.
Yo creo en las almas gemelas. Creí que Trey era para mí.
Cosmopolitan dergisine göre, kadınlar, sadece erkeğin öpüşme tarzından, bir âşık olarak potansiyel tekniği hakkında, büyük ölçüde sonuç çıkarıyorlarmış.
Según Cosmopolitan, sacan conclusiones... decisivas sobre las posibilidades como amante sólo por el beso.
Bunu "Cosmopolitan" da okumuştum.
Lo leí en la Cosmopolitan.
Ne diye "Cosmopolitan" okuyorsun?
¿ Qué haces tú leyendo la Cosmopolitan?
Senin de "Cosmo" okuman gerekiyor.
Deberías ser uno de los que lee Cosmopolitan.
- Çok iyi bir kokteyl hazırlarım.
- Hago un Martini Cosmopolitan increíble.
- Cosmo'yu okuduğunu bilmiyordum.
- No sabía que leía Cosmopolitan.
- Sana içki alayım. - Cosmopolitan.
- Un Cosmopolitan, gracias.
- Sadece bir Cosmopolitan daha Bay Garrison.
- Un cosmopolita más, Sr. Pompeyo.
- Bu Cosmo.
¡ Es una Cosmopolitan!
Lanet olası Cosmo.
¡ Maldita Cosmopolitan!
Nezaman Cosmo.'yu okusam duygusallaştığımı biliyorsun
Yo sabes lo emocional que me pongo cuando leo Cosmopolitan.
- Bu ayki Cosmo'yu okumadın mı?
¿ No has leído Cosmopolitan?
Herkes kadın dergileri okur. Herkes kadınlara bakar çoğu zaman.
Todo el mundo lee "Cosmopolitan"... todos miran a otras chicas, todo el rato.
"Daha İyi Orgazm Olmanın Yolları" "Cosmopolitan" da çıkmış.
"Cómo lograr mejores orgasmos", en Cosmopolitan.
- Bilirsiniz işte. Edebi kültürle jet sosyete, içki içip suşi yerken birbirini tartar.
Una cena de ésas en las que literatos e iletrados charlan entre sí del Cosmopolitan y del Sashimi.
Cosmopolitan, Glamour, Elle'e derdim ki, beni istiyorsanız Carlo'yla konuşun.
En Cosmo, Glamour, Elle... Les dije : "si me quieren, contraten a Carlo".
- Cosmopolitan.
- Un cosmopolitan.
Cosmopolitan artı skotch eşittir eski sevgilinle dostluk.
Cosmopolitan más whisky es igual a amistad con un ex.
Üç Cosmopolitan, bir diet kola ve karıştırılmış votka martini.
Tres cosmopolitas, una coca de dieta y un vodka martini con limón.
- Cosmopolitan.
- ¿ Les pido un trago?
- Bana da.
- Cosmopolitan.
Hem sana zevk verip, hem de Cosmopolitan yapabilir. Bütün geleceği bahşişlere bağlı olan bir adamla ciddi bir ilişki nasıl kurulur bilmiyorum. Ciddiyim!
Puede hacerte llegar al orgasmo, y luego prepararte un cosmopolita.
Bir Cosmopolitan, lütfen.
- Otro cosmopolitan, por favor.
Samantha, Cosmopolitan ve Donald Trump.
Samantha, un cosmopolita y Donald Trump.
Cosmopolitan değil mi?
Un cosmopolitan, ¿ no?
25 yaşındaki bakire bir kız bana Cosmopolitan alıyordu.
Una virgen de 25 años me conseguía un cosmopolitan.
Sana bir Cosmopolitan almamı ister misin?
- ¿ Quieres un cosmopolitan?
Masraf hesabından dört votka cin ve iki Cosmopolitan almış.
Pagó con su tarjeta. 4 "vodka gimlet", 2 "Cosmopolitan" - -
Cosmopolitan yapmıyorlarmıs, bu Staten Island Buzlu Çayı.
No hacen Cosmopolitans, es el té helado de Staten Island.
Grand Marnier Cosmo.
Cosmopolitan de Grand Marnier.
On kişi onu Caribou Club'da kokteylleri götürürken görmüş.
Diez personas la vieron leyendo Cosmopolitan en el Club Caribou.
Hayat direktiflerini lanet Cosmopolitan'lardan alırsın.
Riges tu vida por lo que dice "Cosmopolitan".
- Bir cheeseburger istiyorum. - Büyük patates ve bir Kozmopolitan!
Sí, una hamburguesa con queso, por favor, papas grandes y una Cosmopolitan.
- "Cosmopolitan" dergisi.
Cosmo... ¿ Oh si?
Cosmopolitan'ı.
Cosmopolitan.