Crassus traduction Espagnol
295 traduction parallèle
Kendisi Crassus kadar zengindir.
Es tan rico como Craso.
Biri, Marcus Licinius Crassus.
Uno de ellos es Marco Licinio Craso.
Crassus burada mı?
¿ Craso aquí?
Crassus'un ondan ne kadar nefret ettiğini bilirsin.
Sabes que Craso lo odia.
Crassus'un pahalı zevkleri vardır.
Craso tiene gustos caros.
Marcus Licinius Crassus... en soylu mutluluk kaynağı... Cumhuriyet'in baş generali... Roma'nın babası ve koruyucusu... evime şeref verdiniz.
Marco Licinio Craso... noble de la más alta condición... primer general de la República... padre y defensor de Roma... honrad mi casa.
Crassus.
Craso.
Crassus, bırak şu Gracchus'u.
Craso, no hables de Graco.
Crassus, bunlar çok sıkıcı.
Craso, qué aburrido.
Beni kışkırtıyorsun, Crassus.
Craso, me provocas.
Kudretli Crassus nerede?
¿ Dónde está el poderoso Craso?
Hiç değilse bu bana... Glabrus'u Crassus'dan ayırma olanağı sağlıyor.
Al menos me permite... separar a Glabrio de Craso temporalmente.
Ama Crassus, nazikçe söylemek gerekirse hatunla evlenmeyi hayal ediyor.
Pero Craso sueña con casarse con ella.
Sevgili Crassus, beni tebrik etmelisin.
Querido Craso, dame la enhorabuena.
- Crassus.
- Craso.
Sırf Crassus, yanında iki şımarık, boya küpü tazeyle... Capua'da mola vermeye karar verdiği için!
Todo porque Craso decidió detenerse en Capua... con un par de ninfas pintarrajeadas caprichosas.
Crassus'a bir kadın sattım, adı Varinia.
Le vendí a Craso una mujer llamada Varinia.
Ya Crassus- - paradan hiç söz yok, değil mi!
Y Craso... ninguna mención del dinero.
Ödeme yapmadığına göre, yakalanıp açık artırmaya konduğunda... Crassus'dan önce sırada ben varım.
Como él no ha pagado, esto me da derecho antes que Craso... cuando sea capturada y vendida.
Crassus'u kızdırmak için, tabii ki, ve sana yardım etmek için.
Para fastidiar a Craso y ayudarte a ti.
Basit kölelerle savaştıklarını düşünmek istemiyorlar... özellikle Crassus gibi bir adam.
Detestan la idea de luchar contra simples esclavos... especialmente un hombre como Craso.
Bu genç adam Crassus'un himayesindeydi.
Craso auspició a este joven.
Hoşça kal, Crassus.
Adiós, Craso.
- Crassus onurunu savundu!
- Craso actuó con honor.
Crassus, Roma'da cumhuriyetin yolsuzluklarına bulaşmamış... ve asla bulaşmayacak olan tek kişidir!
¡ Craso es el único hombre en Roma... que no ha cedido o cederá a la corrupción republicana!
Biraz cumhuriyet özgürlüğüyle birlikte biraz da cumhuriyet yolsuzluğunu... kabul edebilirim, ama Crassus'un diktatörlüğünü ve... ve hiç özgürlük olmamasını kabul edemem!
¡ Puedo aceptar la corrupción mientras haya libertad... pero no aprobaré... la dictadura de Craso sin ninguna libertad!
Değerli Crassus, böyle bir seçimle karşı karşıya değilim.
Querido Craso, no me enfrento a tal elección.
İyi günler, Crassus.
Buenas tardes, Craso.
Ve Crassus da gelip diktatörlüğünü ilan ederek... Roma'yı köle ordusundan kurtaracak.
Craso actuará y salvará a Roma de los esclavos... asumiendo el papel de dictador.
Eğer başarırsa, kriz sona erer... ve Crassus'un emekliliği de süresiz olarak devam eder.
Si lo consigue, se acaba la crisis... y Craso puede quedarse en su retiro indefinidamente.
Crassus bize karşı bizzat savaşmayı reddediyor.
Craso no se enfrentará a nosotros.
Crassus bizi Roma'nın üzerine yürümeye davet ediyor... o zaman bize karşı ordunun başına geçecek.
Craso nos invita a avanzar hacia Roma... para poder medirse a nosotros.
Yani Crassus Roma'ya saldırmamızı mı istiyor?
¿ Craso quiere que nos dirijamos a Roma?
"Senatonun emriyle biline ki... bugün Marcus Licinius Crassus'u Cumhuriyetin birinci konsülü... ve Roma ordularının baş komutanı... olarak seçtik."
"Por orden del Senado... hacemos saber que hemos elegido... a Marco Licinio Craso... como Primer Cónsul General de la República... y Comandante en Jefe de los ejércitos de Roma".
Yaşasın Crassus!
¡ Ave, Craso!
Selam, Crassus!
¡ Ave, Craso!
Seni selamlıyoruz, Crassus.
Saludos, Craso.
Selam, Crassus.
Ave, Craso.
Değerli, daima muzaffer Marcus Licinius Crassus... ya savaş alanını geçip sizi aramaya gelen...
Mi estimado y gran conquistador Marco Licinio Craso... ¿ y si es Espartaco quien cruza el campo de batalla... buscándoos a vos?
Marcus Licinius Crassus'dan... bir mesaj getirdim.
Marco Licinio Craso... comandante de Italia.
Ama umarım bu seni Crassus'dan intikam alma... yolundan saptırmaz.
Pero espero que eso no te haga olvidar... la venganza que planeabas sobre Craso.
Crassus'un kendine duyduğu aşkı unutmasını... ancak muazzam bir kadın sağlayabilir.
Hace falta una gran mujer... para hacer que Craso deje de estar enamorado de sí mismo.
Crassus'u severim.
Craso me cae bien.
Artık senatoda Crassus'a zarar veremem... ama onu en çok acı duyacağı yerinden vurabilirim :
A Craso ya no puedo hacerle daño en el Senado... pero sí donde más lo siente :
Crassus korkusunun azaldığını hissediyorum, ama- -
Parece que me estoy olvidando de Craso...
Crassus'un tarafına geçtin?
¿ Te has unido a Craso?
Hadi gidip Crassus'dan biraz daha Roma lafı dinleyelim!
¡ Vayamos a oír a Craso hablar de Roma!
Gladyatör, Ben Marcus Licinius Crassus'um.
Gladiador, soy Marco Licinio Craso.
Ondan korkuyor muydun, Crassus?
¿ Le tienes miedo, Craso?
Şehir Crassus'un lejyonlarıyla dolu.
Las legiones de Craso ocupan la ciudad.
Crassus'un ancak sekiz... Roma lejyonuyla fethedebildiği kadın demek bu!
Así que ésta es la mujer que le costó a Craso ocho legiones.