Cöpe traduction Espagnol
3,153 traduction parallèle
Yok, sadece 20 sene once cöpe attigin o tatli sekeri tatmani istedim o kadar.
No, era sólo un poco del dulce néctar que tiraste por el fregadero hace 20 años.
Sadede gelemedik ve cöpe atildik.
Las casas y las malditas alcantarillas.
Frankie, teknisyenleri alıp çöpe bakmaya gider misin?
Frankie, ¿ llevarás a los técnicos criminalistas a revisar la basura?
Tıpkı şu an yaptığın gibi beni çöpe atmaya çalışıyor.
Intentando echar mierda sobre mi como lo hace usted ahora mismo.
Çöpe attım.
Lo tiré.
Tavuğu çöpe mi attın?
¿ Tiraste el pollo?
Özgeçmişini dördüncü katta bir yerde çöpe at ve biz seninle iletişime geçeriz.
Envíe su currículo al cuarto piso y estaremos en contacto.
Bir başka Frond inovasyonu daha çöpe gitti.
Otra innovación de Frond que se va a la mierda.
Sen git onu dolu kahvemi çöpe atmaya çalışan Gilley's güvenlik görevlisine sor.
Dile eso al portero en "Gilley's" quien trató de sacarme mi envase de café lleno de Dolores. Va a estar bien.
Yolda yürürken birisi camdan çöpe attı.
Caminando por la calle, alguien lo tiró desde una ventana a un contenedor.
Artık federaller ifadesini çöpe atmak zorunda kalacak.
Ahora los federales tendrán que desechar su testimonio.
Kimse Lena'dan benden fazla nefret edemez ama sürdüğü parfüme dayanarak onu cinayetle suçlamak kariyerimizi çöpe atmakla eşdeğer.
A nadie le disgusta Lena más que a mí, pero acusarla de asesinato por el perfume que utiliza equivale a un suicido profesional.
- Çöpe at falan. Fırlatma ama.
Tíralo a la basura.
Onların tarihi geçmişti, bende onları çöpe attım.
Estaban caducados. Los he tirado a la basura.
Ben de Gus'la Foxtrot'u * okuma şansı bulamadan çizgi romanı çöpe atmıştım.
Yo tiré los cómics ayer antes de que Gus pudiera leer Foxtrot.
Tüm saygımla, Kane'in üzerine gidebileceğimi siz söylemiştiniz. Eğer şimdi bırakırsam bu haber çöpe gider.
Con todo respeto, usted dijo que podía ir tras Kane a voluntad si sorteaba ese ciclo de noticias.
Bütün eşyalarını öylece çöpe mi atacaksınız yani?
¿ Solo tira sus cosas a la basura o...?
Madem öyle, neden makaleyi komple çöpe atmadılar?
¿ Entonces, por qué no se deshizo de todo el artículo?
Çöpe atabilirsin.
Siéntete libre de arrojarlo a la basura.
Onları çöpe at.
Entonces, tíralos a la basura.
Bu multi milyon doların çöpe gitmesi demek.
Esta es una metida de pata multimillonaria.
Ama birden ben Ruslarla savaşmak için bütün bu planı çöpe atıyordum.
Tenía un plan, y de repente lo estaba echando todo a perder para luchar contra los rusos.
Birkaç gün önce bir tanesini daha çöpe attım.
Tiré otra hace un par de días.
Çöpe gitmeden acele edin.
Rápido, antes de que sea demasiado tarde.
Görünüşe göre "Kapalı" tabelasını alarak... -... paramı çöpe atmışım resmen.
Parece que cuando compré el letrero de "Cerrado", sólo desperdicié el dinero.
Ateş eden adam tabancayı çöpe atmış.
El tipo que le disparó tiró el arma.
Lonnie, burada dikilip silahı çöpe atan adamı bana göstermeni istiyorum, tamam mı?
Eh, Lonnie. Quiero que te pongas ahí y me digas si puedes ver la cara del hombre que tiró la pistola a la basura, ¿ vale?
O silahı çöpe attın bulundu ve ateşlendi.
Tiraste el arma en aquel contenedor, y alguien la encontró... y la disparó.
- Çöpe atma onları!
- ¡ No los tires!
Yani beğenmezsen çöpe de atabilirsin.
Puedes tirarla si no te gusta, e intentaremos otra cosa.
Onları çöpe atmak suretiyle icabına baktın.
Ud. se encargó de tirarlos a la basura.
İhtiyar da bu gelenlerin ardında bıraktıkları şeyleri yani onca yiten hayali çöpe atmaya kıyamayıp saklamış.
El viejo tuvo lástima de tirar las cosas y los sueños que otros han dejado atrás... Y salvó todo.
Dokunduğum herşey çöpe dönüşüyor!
¡ Todo lo que toco se convierte en basura!
Çöpe attın sanmıştım.
Pensé que te habías deshecho de esa cosa.
Benden, o kadının eski kocasıyla yatmak için tüm hayatını çöpe atacağını mı söylüyorsun?
¿ Esperas que me crea que esta mujer va a tirar su vida entera a la basura solo por acostarse con su ex-marido en su noche de bodas?
Sırf hayatta kalman için kendimi feda ettim, sense sana verdiğim hediyeyi çöpe atıyorsun.
Morí para que tú pudieras vivir, y tú echaste ese regalo a la basura.
Sincabı aldı ve çöpe attı.
La agarró y la tiró en la basura.
- Çöpe atmış.
- La tiró.
Geçen sabah geri dönüşüm kutusunu çöpe boşaltacaktı.
El otro día, le vi buscando la manivela delante de su coche.
Onun boş su şişelerini çöpe atışını izlerdim. Not defterlerini ve kalemleri toplar.
La observaba tirar las botellas de agua vacías, recoger cuadernos y bolígrafos.
Salla çöpe ya.
¿ Eso es canadiense?
Ne atacağım çöpe be?
Tíralo en la basura.
Aşkı sana çok görmüyorum, ama lütfen çok dikkatli ol. Tüm emeklerini çöpe atma.
No os envidio, pero por favor cuidaos de no arruinar todo vuestro esfuerzo.
Sana rastlıyorum. Gerzonun biri, çöpe neredeyse tertemiz bir sosisli atıyor.
Me encuentro contigo, algún mamón tira un perrito caliente casi perfectamente bueno...
Tamam. Kediyi çöpe atmak için bana zaman lazım!
Vale, ¡ solo necesito tiempo para tirar a la gata!
Ve sonra kayıtlarımı Çöpe atmam için beni zorladı.
Me obliga a poner todos mis casetes en la bolsa.
Bu yüzden onlara çöpe atmalarını söyledim.
Así que les dije que lo titatan a la basura. Que.
- Neden karım on yıllık evliliğimizi çöpe attı?
- ¿ Por qué tomó diez años de matrimonio y lo tiró por el inodoro?
Her yıl, Esrarengiz Kasaba'nın çocukları işe yaramaz şekerleri çöpe atıyorlar.
Todos los años, los niños de Gravity Falls tiran todos los caramelos que no quieren al vertedero.
Her şeyi çöpe atıyorsun.
¡ Lo estás tirando todo por la borda!
Adamın mirasını mahvetmesini ve 40 yıllık emeğini çöpe atmasını nasıl engelleyeceğiz?
¿ Cómo evitar que arruine su legado? ¿ Que tire 40 años de trabajo a la basura?