English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ C ] / Cüzdanım

Cüzdanım traduction Espagnol

2,730 traduction parallèle
- Cüzdanımı çaldılar.
Robaron mi billetera.
Cüzdanımı unutmuşum.
Me he dejado la cartera.
Cüzdanım, cep telefonum saatim, gözlüğüm...
Mi cartera, mi teléfono móvil, mi reloj, mis lentes...
Cüzdanımı almak istiyorum!
Ouiero mi bolso. iOuiero mi bolso!
Cüzdanımı istiyorum!
iOuiero mi bolso! iOuiero mi bolso!
" Kelsey, mutfaktaki cüzdanımda kırk altı dolarım var.
" Kelsey, hay cuarenta y seis dólares en mi bolso en la cocina.
Cüzdanım dün gece odamdan çalındı.
Anoche me robaron la billetera, de la habitación.
Cüzdanımı da temizlemesi güzel.
Fue amable en limpiarme también la billetera.
Oradayken cüzdanım çalınmıştı.
Me robaron la billetera ahí.
Cüzdanımı bulup bana getirdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Muchas gracias por encontrar mi billetera y devolvérmela.
Kahvenin parasını öderken, cüzdanımdan çıkana kadar iç çamaşırlarımı bulamamıştım.
Y no pude encontrar mi ropa interior, hasta que la saqué de mi bolso cuando iba a pagar el café.
- Cüzdanım yanımda değil.
No tengo mi bolso.
Hey, cüzdanımı unuttum.
Oye, olvidé mi bolso.
Cüzdanım şehir merkezinde mi?
¿ Tiene mi cartera en el centro?
Sanırım Epyck cüzdanımdan biraz para çalmış.
Creo que Epyck... Robó algo de dinero de mi monedero.
Cüzdanımı arabasında unuttuğumu fark ettim bu yüzden bu sabah ona gittim ve onu garajının önünde sarışın bir hizmetçiyle öpüşürken gördüm.
Me di cuenta de que me había dejado la cartera en su coche, así que fui a su casa esta mañana, y le vi parado en la entrada de su casa, besando a esa criada rubia.
Sanırım cüzdanımda birkaç yüz dolar var. Gizli bölmede.
Creo que tengo algo en mi bolso y probablemente más en la caja fuerte.
Galiba cüzdanımı yukarıda unuttum.
Creo que me dejé mi bolso arriba.
Cüzdanımı geri verin.
Devuélvanme mi billetera.
Hadi, lütfen cüzdanımı geri verin.
Vamos. por favor, denme mi billetera.
Notre Dame'da tüm paramın ve telefon numaralarının olduğu cüzdanım çalındı.
Mi billetera fué robada en Notre Dame con todo mi dinero y números de teléfono.
Biliyorsun, cüzdanımı kaybettim, ve kartlarımı iptal etmek için telefonda sırada bekledim.
Lo, lo sé, porque he perdido mi maleta, y estaba encadenado al teléfono cancelando mis tarjetas de crédito.
Cüzdanımı bulmuş.
Ha encontrado mi cartera.
Cüzdanımı kaybetmemişim.
No perdí la cartera.
Aman Tanrım, sadece cüzdanımı çıkaracağım, gördün mü?
Oh, Dios mío, mira, yo solo voy por mi billetera, ¿ ves?
Cüzdanımı düşürmüşüm de.
Mi cartera... había perdido mi cartera.
Cüzdanımı, anahtarımı, her şeyimi çalmış!
Me robo la billetera, con mis llaves y todo.
- Size cüzdanımı çaldığını söyledim.
- Me robo la billetera.
Cüzdanımı çaldı.
- Me robó la billetera.
Nerede olsa tanırım. Cüzdanımda bir resmin bile var.
Te llevo a todos lados, tengo una foto tuya en mi cartera.
O benim cüzdanım.
Es mi cartera.
Umarım şifre cüzdanında falandır.
Ojalá la contraseña esté en su billetera.
Cüzdanında da mı bir şey yok?
¿ Nada en los bolsillos?
Arkasından yavaşça yaklaştım, sonra parmaklarımı soktum... cüzdanına.
Y me metí detrás de ella y metí los dedos en su bolso.
Cüzdan mı? "Cüzdan" dedi.
¿ Bolso? Dijo "bolso".
Ölmüş bir adamın cüzdanını mı çaldın?
Licencia de conducción.
Beş saniye sonra pestilini çıkarmaya başlayacağım ve salak bir cüzdan için tonla kan yutacaksın!
¡ Voy a comenzar a sacártelo a golpes en los próximos cinco segundos, y tú vas a tragar un montón de sangre por una maldita cartera!
7 yıldır yollardasın kimse cüzdanını almadı mı?
7 años en las calles, nadie te quitó tu billetera...
Cüzdanımı aldı.
Me quitó la cartera.
Size cüzdanını mı çaldığımı söyledi?
¿ Os ha dicho que le robé la cartera?
Yani katil cüzdanı karıştırdı ama hiç para almadı mı?
Así que, ¿ el asesino fue directo a la cartera pero no cogió la pasta? - Exacto.
Aslında bana olan 50 dolar borcun için cüzdanını kurtarmaktı amacım.
Sí, en realidad me debías 50 pavos, así que iba a por tu monedero.
Cüzdan boyu alayım.
Me das una tamaño biletera.
Çünkü cüzdanını çaldım ve beni artık görmek istemiyorsunuz.
Porque robé tu cartera, y no queréis verme más.
Cüzdanı şişirmekten daha mı mühim?
¿ Qué es más importante que hacerse rico?
- Yani sen de vatandaşlık görevi olarak cüzdanını, nakit parasını ve kredi kartını mı yürüttün?
¿ Así que es tu deber cívico robar su billetera, tomar su efectivo, y dejar su tarjeta de crédito vacía?
Cüzdanına göz attım.
Eché un vistazo a tu billetera.
İlginç. Bu bir çeşit test falan mı? Polis cüzdanı araklamak?
- Suena como una prueba.
- Hadi, bunu şimdilik sonraya bırakalım... Hadi gidip cüzdan çalalım!
- vamos a robar una billetera.
- Gidip cüzdan çalalım! - Gidip cüzdan çalalım! - O benim!
- Vamos a robar. - vamos.
O benim cüzdanım değil!
¡ Pon las manos donde pueda verlas! ¡ No es mi cartera!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]