Davran traduction Espagnol
45,386 traduction parallèle
Hasta olduğu için onunla çıksan hatalı bir davranış mı olurdu?
Estamos tratando de ayudarla. ¿ Estaría mal si salieras con ella? ¿ Porque es una paciente?
Atılgan ve tepkili davranıyor.
Se está volviendo impulsivo, reaccionario.
Bana hep farklı davranıldı.
¡ Siempre me han tratado de forma diferente!
İşte bu o. Havalı davran.
¡ Es él, intenta parecer guay!
Annem ve babam bana çocukmuşum gibi davranıyor...
Mamá y papá me tratan como a un niño...
Şiddeti ve agrasif davranışları bir oyun gibi görüyor.
Se puede ver su lado violento y agresivo.
Ayrıca, bir daha ona iyi davranırsın.
Además, podrías haber sido más amable con ella.
Öğretmenleri ona farklı davranıyor.
Sus profesores la tratan diferente.
Ona nazik davran.
Sé buena con él.
Bunlar öğrenilmiş davranışlar.
Este es un comportamiento aprendido.
Davranış bilimci olan sensin, ne yapalım o zaman?
Bueno, eres el conductista, así que, ¿ qué hacemos?
"Evet, kendi adımı eklemek cüretkâr bir davranış ama kâğıda kaleme sarılmak gibi saf bir eylem de öyle."
"Molière, Beckett, Delgado." Sí, es audaz incluir mi propio nombre, pero es el humilde acto de colocar la pluma en el papel.
Bana kendimi inanmamı ve büyük hayaller kurmamı öğreten bekâr bir göçmen annenin çocuğuyum. Ayrıca bana davranışlarıyla o hayalleri nasıl gerçek kılacağımı gösteren bana evini ve kalbini açan bir iş adamının üvey oğluyum.
También soy el hijastro de un hombre de negocios que abrió esta casa y su corazón para mí y me enseñó, con el ejemplo, cómo hacer que esos sueños se vuelvan realidad.
Pervasız davranışlarından etkilendim ve araba sürerken sakso çekerek onu ödüllendireceğim.
Y me impresiona su comportamiento temerario así que lo recompensare con mi boca mientras conduce.
Son zamanlarda çok bencil davranıyorum.
He sido muy egoísta últimamente.
Bazen çok tuhaf davranıyor.
Es así de raro a veces.
- O zaman neden böyle davranıyorsun...
Entonces, ¿ por qué estás actuando todo...
- Dünyaca meşhur bir davranış bilimcidir.
- Es un... conductista reconocido mundialmente.
Yani Scorpion bir geç kız gibi mi davranıyor diyorsun?
¿ Dices que Scorpion está actuando como una chica adolescente?
Sana iyi davranıyor mu?
¿ Es bueno contigo?
Tuhaf davranıyordu. Bana ilginç bir hikaye anlattı.
Ella actuaba de forma extraña y comenzó a contarme una historia rara.
Toby dikkat edilecek tek davranışın iletişim kurmaya çok isteklilik olduğunu öğretmişti.
Toby me enseñó uno rasgo que tener cuidado de es un overeagerness para conectar,
İnan bana, ben onun yaşındayken üvey babama on kat daha kötü davranıyordum.
Créeme, cuando yo tenía su edad, Yo era diez veces peor a mi padrastro,
Bugün bir garip davranıyorsun.
Has estado actuando extraño hoy en día,
- Dikkatli davranıyorum, anne. Tanrım!
- Estoy teniendo cuidado, mamá. ¡ Dios!
Kız Aram'a iyi davranıyor.
Es buena con él.
- Neden bize aptalmışız gibi davranıyorsun o zaman?
No. ¿ Entonces por qué nos tratas como a idiotas?
Ayrıca, ruh halinin karmaşa içinde içinde olduğu izlenimini uyandıran aralıklı psikotik davranışlar sergiliyordu. Ne yaptığını bilmiyorum.
También comenzó a mostrar períodos de lo que parecía ser disturbios del humor con comportamiento sicótico intermitente.
Bu davranış, James Morrison ve oğlu Paul'un dövülmesiyle sonuçlandı.
Es horrible. Este comportamiento culminó con la golpiza de James Morrison y su hijo Paul.
Sadece onu korkutmak istemiştim... sert davranıp...
Solo quería asustarlo, jamaquearlo un poco...
Kötü bir davranıştı... ağır bir suç değildi.
Fue una falta, no un delito.
Hiç SM yaptın mı? ( SM = Sadizm ve Mazoşizm Davranışları )
¿ Has hecho algo de sadomasoquismo?
Bugün, Chauncey'e karşı olan bazı davranışlarımda...
Algo de mi conducta, con Chauncey, hoy.
Bazen dahi bir davranış bilimci olarak ne kadar fazla gördüğümü unutuyorum.
A veces lo olvido Cuanto más veo Como un conductista brillante.
Bu kadar agresif bir davranış görmemiştim.
nunca he visto Comportamiento tan agresivo.
- Ben dahi bir davranış bilimciyim.
Soy un genial conductista.
Bjorn'la gitmeye kararlı gibi davranıyorsun ama aslında fikrini değiştirebilir ve babamla akına gidebilirsin.
Actúas como si estuvieras comprometido a ir con Björn, cuando de hecho podrías cambiar de opinión e irte a saquear con padre.
Kendin gibi davran.
- Actúa como tú mismo.
Davranış şeklinle alakalıdır.
Tiene que ver con la forma en que te comportas.
Şimdi oraya git ve olduğun prens gibi davran.
Ahora ve y actúa como el príncipe que eres.
Bu Dawson'dan beklenen bir davranış ama senden daha iyisini beklerdim Brett.
Esto va de acuerdo a Dawson, pero esperaba algo mejor de ti, Brett.
Dürüst davranıyorum, bu konuda yapabileceğimiz pek bir şey yok.
Estoy siendo honesto, no hay mucho que podamos hacer al respecto.
James çok ilginç davranıyordu!
Y James estaba siendo muy interesante
d yatırım yaparken makul davranın ki, d d güvende olasınız... d
* Si inviertes tu dinero sabiamente * * Estarás seguro *
Peki, neden bunu bilmiyormuşsun gibi davranıyorsun?
¿ Por que fingías que no lo sabías, eh?
Bu akşamki davranışlarım için çok özür dilerim hayatım.
Cielo, siento cómo me he comportado esta noche.
- Kardeşime davranışını sevmiyordum.
No me gustó la manera en la que trató a mi hermana.
- SweetVicki gibi davranıyordu.
Fingía ser SweetVicki. No es divertido.
Bugünkü davranışlarım için özür dilemek istedim. Çok...
Quisiera disculparme por mi comportamiento de hoy.
Nefret ediyormuş gibi davranıyor, çünkü ona giymesi için izin vermiyorum.
Solo finge que no le gusta porque no la dejo llevarla.
Hükümetiniz hepsini düşman kabul ediyor ve davranışlarını yönetebilmek adına maddi kaynaklarını donduruyor.
Vuestro gobierno los declara enemigos y congela sus activos para influenciar su comportamiento.