Deb traduction Espagnol
2,224 traduction parallèle
Sen ve Deb, lisedeki arkadaşlarımdan sıkılınca haber verin de, sizin için orta okuldakilere bir bakayım.
Cuando tú y Deb se harten de mi clase de secundaria podría buscar entre mis amigas de primaria para ti.
- Evet. Yine de, Deb'e söyleme, çünkü doğum kontrol hapı kullanıyor olmam gerekiyordu.
Pero no se lo digas a Deb, porque tenía que tomar la píldora.
Deb bekle. Hayır.
- Deb, espera.
Biliyorum.Üzgünüm ama sorunları evli olan patronuyla devam etmemeli.
Lo sé. Y lo siento mucho, pero ella no va a ir con su jefe casado con sus problemas. - Deb.
Deb... Hayır beni dinle.
- No, escucha.
Deb.
- Deb.
- Deb.
- Deb.
- Deb, dur.
- Deb, para.
Bu da neydi, Deb?
¿ Qué fue eso, Deb?
Adım Deborah Utante.
Me llamo Deborah Utante. Deb, si lo prefiere.
Sanırım benim burda Pam'e bir şey söylemem gerekiyor, yani Deb'e.
Creo que yo debería decir algo como Pam.
Deb aradı.
Deb ha llamado.
Deb'in yerine geçecek kimse yok ama.
No hay otra que pueda cubrir a Deb.
Deb hastalandı.
Deb está enferma.
Ford'la bir film çevirecektim.
Sabes, deb � a hacer un pel � cula con Ford.
Nerede yaşadığını, eşinin nasıl biri olduğunu seninle nasıl konuştuğunu, birlikte nasıl yaşadığınızı görmek istedim.
No me pude resistir. Deb � a ver adonde vives, como es ella, como te habla, como viven... juntos.
Biliyorum bir tehlikesi olmadığını anlatmalıydım.
Lo se, deb � a haberte dicho que podr � a hacer todo... sin correr peligro.
Anatoly'nin Fransız silahlanması ile ilgili raporumu geri vermesi gerekiyordu.
Anatoly deb � a... devolverme mi informe sobre el armamento franc � s.
- Tanrım. Selam, Deb.
- Ay, Dios mío.
Bak, Deb. Zaten senin için akşam otobüsünde nöbetçilik yapıyorum, moral grubu etkinliklerini ve ders sonrası etüdlerini idare ediyorum.
Sí, Deb, ya me encargo de tus patrullas de autobús... de tu grupo de animadoras y me quedo con tus alumnos castigados.
- Deb?
- ¿ Deb?
Biliyor musun, Deb? Sormuyorum.
No quiero tu opinión.
Deb, ömrüm boyunca senin sürümlerinle uğraşıp duruyorum. Uzun zaman önce kendime söylemem gereken bir şeyi sana söyleyeyim.
Deb, toda la vida he tratado con gente como tú... y te diré algo... que debí decirme hace mucho tiempo.
- Deb...
- Deb...
Yani Deb seni evden attı?
Entonces Deb te pateó.
Deb, Charlie ve Tom Shayes evde yok.
Casa de la familia Shayes, Megan, Charlie, Deb y Tom.
Sana şunu söylemek istedim. Seni seviyorum, Deb.
Sólo quería decirte que te quiero, Deb.
Deb!
¡ Deb!
Deb.
Deb.
Deb.
¿ Estás bien? Deb.
Çok üzgünüm Deb.
Lo siento, Deb.
Selam Deb.
Hola, Deb.
Ya Eric Nichols?
¿ Qué me dices de Eric Nichols? Deb.
- Deb. - Ne?
¿ Qué?
Çıkıyor musun? Evet, Deb'le buluşacağım.
Tengo que reunirme con Deb.
Son zamanlarda Deb'le aramız çok boktan.
Bueno, las cosas entre Deb y yo ahora están un poco jodidas.
Seni seviyorum, Deb.
Te amo, Deb.
Görüşürüz, Deb.
Nos vemos, Deb.
Bir şey ister misin Deb?
¿ Te traigo algo, Deb?
Etrafına bir bak Deb.
Mira a tu alrededor, Deb.
Hey, Deb.
Oye, Deb.
Sağ ol Deb.
Gracias, Deb.
Selam, Deb-Deb.
Hey Deb-Deb ¡ Papá!
Gitmeliyim.
Deb... Debo irme.
Polisi ya da FBI'ı arayayım mı?
¿ Deb-debería llamar a la policía? ¿ Al FBI?
Kafan çok karışmış olmalı.
Eso deb haber sido desorientador
Makyözümüz Deb sizinle ilgilenecek.
Lo dejo con Deb, la maquilladora.
Birkaç şeyi senden kapmış olabileceğini söylüyorum.
Solo d ¡ go que deb ¡ ó heredar algunas cosas de t ¡.
Deb?
¿ Deb?
Deb ne alemdesin?
Deb, ¿ dónde estabas?
Deb nasıl karşıladı?
- ¿ Cómo lo lleva Deb?