Decide traduction Espagnol
3,793 traduction parallèle
Şimdi ya seni hafifletici nedenlerle birinci derece cinayetten tutuklarım derdini mahkemede anlatırsın, idam edilip edilmeyeceğine jüri karar verir ya da bir avukat çağırırım, onunla ifadeni hazırlarsın ve bu işi bugün bitiririz.
Puedo arrestarte ahora... por homicidio uno con circunstancias especiales... y puedes explicarte antes una corte... mientras un jurado decide si te inyectan en el brazo... o puedo llamar a un abogado, trabajas con él en tu declaración de hechos, y terminamos con esto hoy.
Ben de şu an asla senin hayatının bir parçası olmama kararı veriyorum.
Ahora soy yo la que decide que no quiere ser parte de la tuya.
Düşünüyorum da bir çocuğun Anneler Günü'nü babasıyla geçirmeye karar vermesi çok üzücü bir durum...
Solo digo que es algo muy triste cuando una niña decide pasar el día de la Madre con su padre.
"Karar vermek için fazla düşünme" "Yaş farkı + / - 15'e kadar uygundur"
DECIDE SIN PRISAS. UN RANGO DE EDAD DE + / - 15 AÑOS.
En yüksek ölüm rahibi hepimiz için karar verir.
El gran sacerdote de la muerte, decide todo por nosotros.
Ve hedef prensiplerine sadık kalmaya karar verdiğinde göreviniz çok kötü bir hâl alır.
Y cuando un objetivo decide apegarse a sus principios, puedes encontrarte de repente con una misión resultando muy, muy mal. ¿ Qué?
Bu, Pope'un bize kimin ölüp kimin yaşayacağına karar verenin kendisi olduğunu söyleme şekli.
Esto es Pope haciéndonos saber que él es el que decide quién vive y quién muere.
İlgili olup olmadığına kim karar veriyor?
¿ Quién decide eso?
Al ve sonra karar ver.
Toma esto y decide luego.
Sonuçta ana arı kovanın anahtarıdır.
Ella es la pieza clave. La colonia decide cuando necesitan una nueva reina.
Çünkü eğer bu notu yazan kişi Bay David Clarke hakkındaki gerçekleri açığa çıkarmaya karar verirse karşılaşacağımız durum bu.
Porque es a eso a lo que nos enfrentamos si el autor de esta nota decide exponer la verdad sobre el difunto señor David Clarke.
Ne yapacağına sen karar ver.
Decide tú lo que tienes que hacer.
Eğer birisi bir metrelik o yarıçap içinde cinayet işlemeye karar verirse, buna hazırlıklıyız.
Bueno, si alguien decide cometer un asesinato dentro de este radio, estamos cubiertos.
İnsanlar sonunda aşk nehrine atlamaya karar verdiklerinde son yüz ifadeleri nasıldır biliyor musunuz?
Cuando la gente finalmente decide saltar al río del amor... ¿ saben cuál es la última expresión en sus caras?
Will, senatör başkanlık için aday olmak istiyorsa onun için çalışmak ve onu desteklemekten gurur duyarım. Ama bu her konuda aynı fikirde olacağımız anlamına gelmez.
Will, me enorgullece formar parte del equipo del senador y va a ser un honor seguirlo si decide postularse para presidente pero no significa que concuerde absolutamente en todos los temas.
Ve şimdi denyonun biri sana adınla seslendi diye hemen tuhaf hallere girip "Bu kez kişisel" demeye mi başlıyorsun?
¿ Y ahora porque un tipo un tipo cualquiera decide llamarte por tu nombre crees tener derecho a pensar que hay algo raro y decides que "esta vez es algo personal"? ¿ En serio?
Bir Müslümana yardım eden, artık Chauhan değildir. Kararını ver! Annen mi yoksa soyadın mı?
El que favorece a un musulmán ya no es un Chauhan Decide, Tú linaje o Tú madre...
Bugün kızın biri öldü, diğeri de yaşadı. Çünkü biri arabayı kullanıyordu. Diğeri de yolcu koltuğuna oturdu.
Hoy, una chica murió y otra vivió porque una decide conducir, la otra se sienta en el asiento del pasajero.
Peki ya Müdür Yardımcısı Granger sürpriz bir şekilde bizi ziyaret etme inceliğinde bulunursa ne yapmam gerekiyor?
¿ Y qué queréis que le diga al Vicedirector Granger si decide honrarnos con una visita sorpresa?
- Uğraşıyor!
¡ Él se decide por ello!
Devlet senin bir hain olduğunu belirlediğinde devlet avantajlarından faydalanmana son verir.
Bueno, cuando el gobierno decide que eres un traidor... se hace difícil continuar tener el beneficio de gobierno.
Devlet bunu kendi çıkarları için kullanmaya kalkarsa ne yapacağız?
Ahora, ¿ qué hacemos si el gobierno decide abusar de esto? Son tus contactos, Nathan.
Youssef, senin şansın yok.
¡ El jefe Youssef decide!
Bu oyunun belirleneceği yer.
Aquí es donde se decide el partido.
İnsanlar böyle şeylere nasıl karar veriyor?
¿ Cómo decide la gente estas cosas?
Buradan gitmeliyiz. Cora'nın geri gelme ihtimaline karşı.
Deberíamos marcharnos por si Cora decide regresar.
Bu Will'in kararı.
Eso lo decide Will.
Altı aydır birlikte olduğum çocuk Daryl birlikte Avrupa'ya seyahat etmemize bir hafta kala artık benden pek hoşlanmadığına karar verdi ve belki de Avrupa o kadar iyi bir fikir değildi.
El tipo con el que había estado saliendo durante seis meses, Daryl, bueno, una semana antes de cuando se suponía que saldríamos de mochileros a Europa juntos, Daryl decide que, bueno, ya no está loco por mí, y que tal vez Europa no es la mejor idea.
Mailer da onu törende kaçırmaya karar verir ama neden?
Decide secuestrarla en el funeral. ¿ Por qué?
Sonra da biyolojik silah yapmaya karar vermiş.
Entonces él decide comenzar a crear armas biológicas.
Buna ancak Tanrı karar verir!
¡ No! ¡ Dios decide lo que es bueno o malo!
Omahalı bir kadın bu konuda yorum yapmaya kalktı.
Y luego una mujer de Omaha decide hacer un comentario sobre ello.
Seçim tavuğu mu?
¿ El pollo decide?
Ya senin küçük bülbül Eddie bu işi sonsuza dek uzatırsa? Zaten aylar geçti.
¿ Pero que si tu pequeña ave, Eddie, decide arrastrar las cosas por siempre?
Derdi ki, "sezgi her zaman bizim çıkarımızı düşünür."
"La intuición," decía, "siempre decide en nuestro beneficio".
Yani Al kendisine şantaj yapılmasından sıkıldı ve Billy'nin defterini tamamen dürmek istedi.
Vale, así que, Al, se cansa de que le extorsionen, tal vez decide borrar a Billy del mapa de una vez por todas.
Üvey babamızın birden dünyanın öbür ucuna iş gezisi yapmaya karar verdiğinden beri.
Desde que nuestro padrastro de repente decide hacer un viaje de negocios... al otro lado del mundo.
Walter hile yapanla yüzleşti. Kim onun sessiz kalması için öldürmeye karar verir ki?
Walter se enfrenta al tramposo, el cual decide asesinarlo para mantenerlo callado.
Artık arıyor.
Ahora decide ella.
Ona Bay Carson karar verir.
Eso lo decide el señor Carson.
Kimin geri geleceğine sen mi karar veriyorsun?
¿ Quién decide quién va a regresar? ¿ Tú?
Belki eski kafalıyım ama ben jürinin karar vermesi taraftarıyım.
Quizás sea chapado a la antigua pero me gusta cuando un jurado decide.
Hani insanlar hangi işte çalışacaklarına kendileri karar veriyorlar ya...
Sabéis, cuando... la gente decide lo que quiere hacer.
Ne yani karısı bütün parasını ve ödüllerini alıp onu boşayınca adam da galeri mi soydu?
Así que se pelea con su mujer en el divorcio, ella se larga, se lleva todo su dinero y sus premios, ¿ y él decide atracar una galería de arte?
Sonra Beyaz Saray'daki bir şerefsiz burada kalmamın çok pahalı olduğuna karar verir.
Luego un idiota en Whitehall decide que... es demasiado caro mantenerme aquí.
Seçim senin.
Decide.
O adam düşünür...
Él decide.
Buna kim karar veriyor?
¿ Quién decide eso?
Onunla gitmemeye karar veriyor.
Decide no ir con él.
Kameranı aç, sızlanmayı kes ve bana nasıl teşekkür edeceğini düşün.
- y decide cómo vas a agradecérmelo. - Olivia...
Kararı sana bırakıyorum.
- Sí, usted decide.