Delly traduction Espagnol
61 traduction parallèle
Onu aradığımda, Delly'ının şehirden ayrıldığını söyledi.
Lo llamé y dijo que Delly salió de la ciudad.
- Birde Delly'ın fotoğrafına ihtiyacım var.
- Y una fotografía de Delly.
Delly hiç fena değilmiş.
Delly salió a la madre.
Delly Grastner'i arıyorum.
Busco a Delly Grastner.
Delly artık burada değil.
Delly ya no me frecuenta.
Delly'ın grup anlayışı kendisi ve üstündeki bir erkektir.
Para Delly, una comuna sería ella con algún tipo encima.
- Delly'i en son nerede gördün?
- ¿ Dónde viste a Delly por última vez?
Delly de benimle geldi.
Delly me acompañó.
Sonra deli dublörlerden biriyle oynaşmaya başladı.
Hubo un tipo. Un acróbata. Delly quiso conquistarlo.
- Delly'i görürsem ne söyleyeyim?
- ¿ Algún mensaje para Delly, si la veo?
Delly, şimdiye yeterince kadar çekti zaten.
Delly ya la pasó mal.
Ama Delly'ının babası gibi davranıyordu.
Menos cuando la hace de papá de Delly.
Delly, benden hoşlanınca sinirlendi.
Se molestó porque Delly se me insinuaba.
Delly'in erkeklerin kucaklarında kıkardadığını ve mal gibi aygırlara bindiğini gördüm, inanılmazdı.
Vi crecer a Delly sentada en las piernas de los hombres sobre todo, sementales como Marv.
Delly'inin, Marv'ın, annesiyle yattığını biliyormuydu?
¿ Delly sabe que Marv y su mamá fueron amantes?
Delly de varmıydı?
¿ Delly estaba ahí?
Delly'i, New Mexico'da sizin sahnelerinizden birini çekmiş.
Delly la imitó, se acostó con él en Nuevo México.
Sanki Delly skoru eşitlemeye çalışıyor.
Tal vez Delly busque empatarla.
Delly bunu biliyor olabilir mi?
¿ Delly podría saberlo?
Onun üvey kızı Delly kayıp.
Delly, la hijastra de Tom, está desaparecida.
- Delly burada.
- Delly está aquí.
Hepimiz Delly kadar serbest olsak, sokaklarda savaş çıkardı.
Si todas fuéramos como Delly, habría peleas en las calles.
- Hey, Delly.
- Hola, Delly.
- Bilmiyorum, Delly.
- No lo sé.
Peki, Delly, Tom için mi kalıyor?
¿ Delly está rondando a Tom?
- Hadi, Delly.
- Vamos, Delly.
Delly, ya benimle Los Angels'a dönersin ya da seni polise teslim ederim...
Delly, vienes conmigo a Los Ángeles o haré que te lleve la policía.
- Hey, Delly, ne oluyor?
- Delly, ¿ qué pasa?
Delly'i almak istiyorum bugün Los Angels'a götüreceğim.
Quiero llevar hoy a Delly... -... en un vuelo a Los Ángeles. - Sólo si Tom me lo pide.
Delly, ne söyleyeceğin...
Delly, sé lo que él va...
- Delly'i yüzmeye götürür müsün?
- Esta noche, lleva a Delly a nadar.
Delly sudayken köpek balıklarından da mı korkuyorsun?
¿ Le preocupan los tiburones con Delly en el agua?
- Delly, orada kal!
- ¡ Delly, quédate ahí!
Delly!
¡ Delly!
Bak, Delly, 16 yaşındayken bunun fazla anlamı olmayabilir ama merak etme 40 yaşına geldiğinde işin hiç de kolaylaşmıyor.
Delly, sé que eso no tiene mucho sentido a tu edad pero no te preocupes cuando cumplas los 40 tampoco lo tendrá.
Delly'inin dönmesine çok sevindim.
Me da gusto que Delly haya vuelto.
- Delly havaalanından beni aradı.
- Delly me llamó.
Delly'inin ne yaptığı senin umurunda bile değil?
A usted no le importa.
- Hey, Delly için bir ekstra kartı çıkardım, biliyor musun?
- Conseguí trabajo de extra para Delly.
Delly Grastner. Neden?
Delly Grastner. ¿ Por qué?
Yeşil arabada Delly ve ben varız.
El auto verde. Ahí estamos Delly y yo.
Yine Delly ve ben.
Ahí estamos Delly y yo otra vez.
Harry, Delly geri döndükten sonra çok iyi görünüyordu.
Harry, la realidad es que la niña parecía estar mucho mejor cuando volvió.
Delly'e asla iyi bir anne olmadınız.
Usted nunca quiso ser una madre para Delly.
Zor günler geçiren tek çocuk, ne yazık ki Delly değil.
Delly no es la única niña que tuvo mala vida.
Delly'in ölümünde çıkarı olan tek kişi Arlene'dir.
La única que gana con la muerte de Delly es Arlene.
Delly eve döndüğünde neden Arlene'nin evindeydin?
¿ Por qué estabas en su casa cuando volvió?
Söyledim ya, Delly havaalanından aradı ve gelmemi...
Ya le dije. Delly me llamó del aeropuerto.
- Delly'i neden öldüreyim ki?
- ¿ Por qué querría yo matar a Delly?
Kızım Delly...
Mi hija Delly...
- Delly için?
- ¿ Delly?