Demande traduction Espagnol
225 traduction parallèle
- Ama linç edilme partisi olmasın, derin bir nefes alalım
Pero no creo que demande una fiesta de linchamiento. Creo que todos deberíamos respirar hondo.
Kolaysa, ondan sonra iftira davası açmaya kalksın.
Déjala que nos demande y veamos qué saca.
Bakýn bayan, buraya patronunuzun bu polise elmalarýmý çaldýđý için... dava açmasý amacýyla geldim.
Señorita, he venido aquí para que su jefe demande a ese policía... por robarme las manzanas.
Cesareti varsa dava etsin.
Que nos demande si se atreve.
Omar, onları dava etmeni istiyorum.
Omar, quiero que los demande.
Charley'nin bizi dava etmesini istemeyiz.
No queremos que nos demande.
Belki de bizi ihbar ettiler.
Tal vez nos demande.
Howard olağan ilişkilerden bıktığını sakin ve basit bir ilişki aradığını düşünüyor.
Howard siente que estás harto de los típicos romances... y que buscas una compañera tranquila que no te demande nada.
Bu mahkeme bir son dakika tanıklığından daha fazlasını talep eder. Kayıp bir dava için üretildi.
Este tribunal demande más que un testimonio de último momento fabricado por una causa perdida.
Dava açmasını engellediğini kabul edelim. Konuşmasını engelleyemezsin.
Aunque consigas que no me demande, hablará.
Haklarını talep etmelisin.
Entoncés demande sus derechos.
Birleşik Meyve Şirketi'ni dava etmeye hazırlanıyoruz.
Tal vez demande a la United Fruit Company.
Seni özel hayata tecavüzden dava edeceğim.
Y cuando yo te demande por espiarme...
Dedim ki : " Walter bırakalım da bizi dava etsinler.
Yo le dije : " Walter, deja que el gobierno nos demande.
Bırakalım da devlet bize dava açsın. Hepimiz Anayasa Mahkemesi'ne çıkalım.
" Deja que el gobierno nos demande, llegaremos hasta la Corte Suprema.
Benden istediğin şeyi bir daha yapmayacağım.
Yo no are más lo que demande de mí.
Bana dava açsın.
Que me demande.
Başımızı belaya sokmasın.
No queremos que nos demande.
Ve avukatımı gönderip sizi dava edeceğim.
Y haré que mi abogado los demande.
- Sizi anlayamıyorum, dava açmanız gerek.
- Tiene fundamento para presentar cargos. Demande
Ona dava açtığınızda görünürde olmak istemiyorum.
Y cuando Ud. lo demande no quiero estar cerca.
Umarım sizin canınıza okur.
Está furioso. y espero que lo demande.
- Bu kadarcık bile şansın yok. - Evet. İzin ver.
Le dije a Sonia, que cuando alguien la demande, Siempre estare allí, pero en este caso, no.
- Bu ülkedeki her doktor yanlış tedavi için dava açan bazı düzenbaz avukatlardan endişelenir.
- Todos los médicos del país deben preocuparse por un abogado deshonesto que los demande por mala praxis.
Hemen kararımı verdim ve bu uygulanacak : Derhal ingiltereye gidecek, uzun zamandır aksayan vergimiz alacak onlarda.
He decidido lo siguiente... que a Inglaterra inmediatamente vaya y demande el tributo no pagado.
Donuk bir yüz ifadesiyle ve bir çift korkunç kulakla... doğmuş olduğu gerçeğine rağmen... yangınla savaşmakla kalmayıp daha ünlü ve başarılı bir itfaiyecinin... yani benim yardımımla, onun pençesinden, tekme atıp bağıran... ve tırnaklarını kırdık diye... muhtemelen bize dava açacak olan bir sivili kurtardı.
Aunque nació con una expresión aburrida... y un par de orejas horribles... no sólo se enfrentó a Ia bestia, sino que también tiró de sus garras... asistido por un bombero más famoso y brillante, yo... a una civil que gritaba y pataleaba... quien probablemente nos demande por romperle las uñas.
Onun katkısı daha güzel ve bize dava açma riski daha az.
Cuya contribución fue más hermosa y es menos probable que nos demande.
Qiu Ju iyileştiğinde, isterse beni dava edebilir.
Cuando Qiu Ju esté bien La dejaré que me demande si quiere
Hayatım, sözleşmeyi ihlal ettiğin için Tomas seni mahkemeye vermeden tekrar bir denesen?
Me voy. Leo, bonita, ¿ te importa volver a intentarlo antes de que Tomás te demande por incumplimiento de contrato?
Doğruyu ve yalnızca doğruyu söyleyeceğinize Tanrı'ya yemin eder misiniz?
¿ Jura decir la verdad y nada más que la verdad? Si así no lo hiciera que Dios se lo demande.
Doğruyu yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
¿ Jura decir la verdad y si no, que Dios se lo demande?
Doğruyu ve yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
¿ Jura decir la verdad, sólo verdad, si no que Dios se lo demande? Así será.
Doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize, Tanrı'nın adına yemin eder misiniz?
¿ Jura decir la verdad y sólo la verdad o que Dios se lo demande?
Avukatımı çağırıp hepinize dava açacağım!
¡ Pues voy a traer a mi abogado para que les demande!
Rudy Baylor, Birleşik Devletler ve Tennessee Eyaleti'ndeki anayasa ve kanunlara destek olacağınıza mesleğinizi, en iyi maharet ve yeteneklerinizle, dürüst ve şerefli bir biçimde, icra edeceğinize ve böylece Tanrı'ya hizmet edeceğinize yemin ediyor musunuz?
¿ Jura Ud. Solemnemente, apoyar la Constitución y las leyes... de los EE. Y de Tennessee honorablemente y desempeñarse... en el ejercicio de su profesión y si no que Dios lo demande?
Avukat ücretleri ve olası cezai yaptırımların kat kat fazla olabileceği düşüncesiyle... Demek istediğim, ortaklar senin tarafından dava edilmeyi tercih ediyorlar.
- Intento decir que sumando... las tarifas de los abogados y la indemnización... preferimos que nos demande usted.
- Seni dava edebilirim!
- Y quizá te demande a ti.
Bana dava açmadığı için şanslıyım galiba.
Tengo suerte de que no me demande.
Seni, çocuklarını, çocuklarının çocuklarını, hepsini mahkemeye vermek için, bir düzine avukat tutacağım.
¡ Y voy a encargar a un equipo de abogados que te demande a ti y a tus hijos, y a los hijos de tus hijos.
Belki de ondan dünyevi şeyler bekler.
Quizás tememos que un padre demande adulación mundial.
Ama bunun bana hiç yararı olmadı.
Demande a la ciudad otra vez.
Evet, onun yüzüne vururken elimi incittiğim için dava ettim.
Sí, lo demandé por dañar mi mano en su rostro.
Mimarı dava edeceğim. Sana söylemiş miydim?
Demandé al constructor.
Senden gelmeni istiyor.
Elle vous demande de venir.
- Dava açmam.
- No creo que te demande.
Müdür Skinner, elma püremde akrep bulduğumda dava açmadığımı hatırlıyor musunuz?
Director Skinner, ¿ recuerda que no lo demandé cuando hallé un escorpión en mi compota de manzanas?
Geçen sefer açmadığım için dua et.
¡ Tuvo suerte que no los demandé la otra vez!
Harika.
- Bien. ¡ Cuándo esto se acabe... y mi esposo esté muerto y yo demande a esos canallas!
Şimdi başka bir avukatlık firmasında çalışıyorum ama Cole ve Nieber'i, prensip dışı davranmaktan dava ettim.
Trabajo en otro bufete, pero... demandé a Cole y Nieber, por principio.
- Evet, her yerde konuşuluyor.
Demandé por un millón de dólares a nombre de el Sr. Jim Shorts! Sí, toda la ciudad lo comenta.
Onlara açtığım dava devam ediyor.
Ya les demandé por ello.