English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Denny

Denny traduction Espagnol

1,502 traduction parallèle
Sadece şok etmeye ve korku uyandırmaya meyilli şu iki küçük kelime. Denny Crane.
Sólo esas dos palabras que tienen tendencia a chocar e imponer respeto
Bunu yapmasaydım buradaki adam beni kovardı.
Este hombre me despediría si no lo hiciera Denny Crane
Denny Crane. Eğer senin kişiliğindeki her nüansı ve gölgeyi keşfedemeseydim o beni kovardı Miles. Davet ettiğin tüm o arkadaşlarının önünde tanık sandalyesinde geçireceğin saatler boyunca her gizli köşe ve yetersizlik.
Me despediría, Miles, si no explorara todos los matices y sombras de su personalidad cada pequeño secreto y debilidad durante las horas que pasará en la barra de testigos, Miles delante de todos sus amigos que ha invitado
- Denny Crane.
- Denny Crane.
- Evet, Denny.
- Sí, Denny.
- Günaydın Denny.
- Buenos días, Denny.
Aslına bakarsan Denny, ilk madde, konuşmamız gereken acil bir konu.
De hecho, Denny, el asunto 1 es algo urgente que debemos hablar.
Kahretsin Denny! Bir personel toplantısı böyle yönetilmez.
Caramba, ésta no es manera de conducir la junta.
- Hayırdır? Edwin Poole, Denny Crane'i dizginleyebilen tek insandı.
Edwin Poole era el único que podía controlar a Denny Crane.
- Evet. Öbür türlü Denny'nin ofisine yollayacaktım.
- La alternativa era la de Denny.
Denny'ye söylemeyi tercih ederim.
Prefiero decirle a Denny. ¿ Dónde diablos está?
- Adamın istediği bu, Denny.
- Eso es lo que quiere él.
Denny, Ernie Dell'in en büyük müşterilerimizden olduğunu sana söylememe gerek yok.
No necesito decirte que Ernie Dell es uno de nuestros mejores clientes.
Denny'nin kadınla bir ilişkisi mi varmış?
¿ Denny tiene una aventura con la esposa?
Denny'yi ben hallederim.
Yo engatusaré a Denny.
Seninle mazimiz eskiye dayanıyor, Denny.
Tú y yo nos conocemos hace mucho, Denny.
Bu işi hallet, Denny.
Hazlo, Denny.
Denny, biraz kimlik bunalımı yaşıyorum.
Denny, estoy pasando por una crisis de identidad.
Denny. Şu özel dedektifi tutmadın mı daha?
Denny ¿ ya contrataste al investigador privado?
Denny'le konuşuyorum.
- Estoy hablando con Denny.
Denny Crane.
Denny Crane.
Denny, sence de kendinden biraz fazla söz etmiyor musun?
Denny, ¿ no crees que estabas hablando un poco de ti mismo?
Ben Denny Crane'im.
Soy Denny Crane.
Takım için değil ama Denny için çok şey demek.
No fue tanto por el equipo sino por Denny.
Denny, tekrar konuşmamız gerek.
Denny, necesito hablar contigo.
Ya sen düşünmüş müydün, Denny?
¿ Tú lo habías pensado, Denny?
Ve bil bakalım ne öğrendim, Denny?
Adivina qué descubrí, Denny.
Vay be! Denny Crane sustu kaldı.
Vaya, Denny Crane se quedó callado.
Hadi yine yaşımdan dem vur, Denny.
Sígueme hablando de mis ansias de relevancia, Denny.
Hadi, Denny. Konuşsana.
Anda, Denny, habla.
Büyük Denny Crane'in şimdi ne diyeceğini duymak istiyorum.
Quiero oír qué tiene que decir el gran Denny Crane.
Denny Crane'in gözden düşmesi, mirasımı küçültür.
Que Denny Crane empiece a fallar depreciaría mi legado.
Denny Crane büyük olarak, Globe'un hatta New York Times'ın baş sayfasına çıkarak gitmeli.
Denny Crane tiene que morir en grande, en la primera plana del Globe. Incluso, del New York Times.
- Kesinlikle, tam bana göre, Denny. Ama ne yazık ki, programım...
Sí es más de mi estilo, Denny, pero lamentablemente mi calendario- -
Denny, son şansımızı denememiz gerektiğinde, bir arama yapacaktın.
Denny, dijiste que si volvía a tener una emergencia, harías una llamada.
Denny için yapıyor.
A Denny, sí.
- Aslında, onu Denny alıyor.
Denny se hará cargo.
İfadeye Denny mi gidecek?
¿ Denny se hará cargo de interrogarla?
Denny'i mahkemeye saklamak daha iyi olmaz mı? Asıl silahı sonra kullanmak?
¿ No sería mejor reservar el armamento pesado para el juicio?
Bu dava ne hakkında, Denny?
¿ De qué se trata este caso, Denny?
Denny?
¿ Denny?
- İyi. Hatırlamaya uğraşmak zorunda kalmam. - Lanet olsun, Denny.
Bien, así no tendré que esforzarme por recordar.
Denny Crane.
Soy Denny Crane.
Denny, eskiden özenilen biriyken gün geçtikçe... bir komedi malzemesi haline geliyorsun.
Antes eras digno de ser emulado ahora te estás convirtiendo en objeto de parodia.
Sanki bu insanların gözünü korkutuyormuş gibi...
Te paseas por la oficina diciendo : "Denny Crane, Denny Crane"...
Denny, duruşmanın konusu sensin.
La audiencia trata de ti ;
Savunmayı ben yapacağım. Denny Crane saldırıya uğradığı zaman, kendisini savunur.
Cuando Denny Crane es atacado, él mismo se defiende ;
Denny, beni dinle. Ortaklardan birkaçı davayı izlemeye gelecekler.
Algunos socios irán a presenciar la audiencia.
Ortaklarla olan toplantıda, "Denny Crane'i oyundan almanın zamanı gelmiş"... fikrini kabul ettirecek bir yanlışını arıyorlar.
Quieren poder decir en la reunión de socios que es hora de sacar a Denny Crane del juego.
- Tanıştırılmaya hiç ihtiyacı yok. - Denny Crane.
No necesita presentación Denny Crane
Denny.
Denny, ¿ adivina qué?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]