English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Digital

Digital traduction Espagnol

1,897 traduction parallèle
Dijital nesil işte.
Generación digital.
Köşe sehpası üzerindeki bir dijital saat içindeymiş.
Está en un reloj digital en la mesa del fondo.
Çünkü uydu alıcısı denilen şeylerden bizde yok.
No tenemos ningún aparato de eso de conversión digital.
Evet, tüm bu dijital devrim olayı bizi oldukça etkilemişti.
Todo lo de la revolución digital nos dejó bastante mal.
Anahtarlığındaki şifre olmadan bilgisayarına erişemezsin.
Y sí, sin la contraseña digital de su pequeña clave de acceso no serás capaz de acceder a su escritorio.
Caleb, Amanda'nın bana hayal edemeyeceğim şeyler yaptıracağını söylediğinde dijital saat takmaya tenezzül edeceğimi tahmin etmezdim. - Işık.
Cuando Caleb me avisó de que Amanda me haría hacer cosas que no podía imaginar, no pensé que en realidad se refería a rebajarme llevando un reloj digital.
Bence insanlar, hatta çocuklar bile bunun dijital bir görüntü olduğunu anlar ve bu hiç hoş olmaz.
Creo que la gente... incluso los niños... sabrán que es una imagen digital. Y eso puede ser negativo.
Dijital bir halta yaramaz.
Lo digital es una mierda.
Yok yok, artık yüksek çözünürlüğe geçtik.
No, ¡ ahora tenemos alta definición digital!
Mahkumları izlemek için dijital bir cihaz.
Un dispositivo digital de localización de presos.
Yeni Cap Şehri'nin dijital mimarisi.
La arquitectura digital de New Cap City.
Yeni Cap Şehri'nin dijital mimarisi. - Nasıl ele geçirdin?
La arquitectura digital de la ciudad de Nueva Caprica.
Güneşin enerjisi hep aynı nicelikte görünüyor olabilir. Ama parlaklığının ardındaki salınışları dijital bir kamera ve doğru bir çekimle görebilirsiniz.
La energía que vemos del Sol puede parecer completamente constante pero pueden verse ligeras fluctuaciones en su luminosidad con una cámara digital y una preparación adecuada.
- Analistlerle bazı işlerim var.
Tengo toda la mañana ocupada con los analistas forenses de Evidencia Digital.
Sanırım parmak izini aldım.
Creo que conseguí una huella digital.
Parmak izinden bir şey çıktı mı?
Entonces, ¿ hubo suerte con la huella digital?
Luminex flow bead DSA determinations.
Ooh. La resolución del fluido Luminex en la angiografía de sustracción digital.
Bu arabanızdan alınan parmak izi.
Aquí tenemos una huella digital que fue tomada de su coche.
Kayıt cihazımdaki bu döneme ait notları temize çektim.
He trascripto todas las notas del semestre desde mi grabadora digital.
Chloe Sullivan ile ilgili hiçbir yerde kayıt gözükmüyor.
No hay ningún registro digital de Chloe Sullivan en ninguna parte.
Bir parmak izi ya da ses izi gibi.
Como una huella digital o de voz.
Madam Curie dijital bir saat takıyor olmamalı.
Madame Curie no debería estar usando un reloj digital.
İnternette bıraktığım tüm izleri temizliyorum ki Amy Farrah Fowler beni bulamasın ve annesiyle tanışmaya zorlamasın.
Estoy borrando mi huella digital de Internet de modo que Amy Farrah Fowler no pueda encontrarme y obligarme a conocer a su madre.
Her gece, ekip devrimsel bir 1 milyar piksellik dijital sensör kullanarak, gökyüzünün geniş bir bandını tarıyor.
Cada noche, usando un revolucionario sensor digital de mil millones de píxeles, el equipo escanea una extensa franja del cielo.
Çiziğini, noksanlığını, bu - bu dijital değil.
Los chirridos, las imperfecciones. No es digital.
Fotoğraf makinesinin hafıza kartı gibi.
Parece una tarjeta de memoria de una cámara digital.
Yoğun algı algoritmasını uygularsam bilgisayar, elimizde bulunan az miktardaki dijital veriyi kayıp pikselleri doldurarak işler ve çoğaltır. Bu Şükran Günü.
Si aplico un logaritmo de detección de condesación el ordenador debería ser capaz de saber qué información digital tenemos y multiplicarla, rellenando los píxeles que se han perdido.
Çoğu hastamız, durumları itibariyle dijital nesnelere ayak uyduramıyor.
Bueno, muchos de nuestros residentes tienen problemas en la interconexión digital debido a sus deficiencias mentales.
Kurbanın dijital röntgen sonuçları.
Pasando los restos por Rayos X con un fluoroscopio digital.
Eve gidip, dijital radyo ve dizüstü bilgisayarını bulman ne kadar sürer?
¿ Cuan rapido puedes llegar a casa y encontrar tu portatil y una radio digital?
Bir * RFID * izleyicisinin radyo dalgalarını geliştirilmiş bir dijital derinlik ölçerle çarpıştırarak istediğiniz kişiyi kancalayabilirsiniz. Hem de çok yakınına sokulmadan.
Haz rebotar las ondas de radio sobre un rastreador con un buscador digital modificado, y puedes mantener el control sobre lo que quieras sin tener que acercarse demasiado.
Julius Kaplan'ın evinin karşısındaki komşusunun güvenlik kamera kayıtlarını incelemek için Dijital Çerçeve İyileştirmesi'ni kullandım.
Usé Mediación de Cuadrados Digital para procesar el video de vigilancia que obtuvimos de los vecinos que viven frente a la casa de Julius Kaplan.
Ah, onlar bir tür olduğunu dijital önemi-ki okuyabilir.
Uh, que tienen algún tipo de importancia digital que-que usted puede leer.
Parmakizli ve şifreli.
Huella digital biométrica y un código.
En azından bir evrenin yaratacısı. Hit oyunlardan "The Sims" oyunu bu yazılım dahisi senden veya benden çok da farklı olmayan dijital insanlarla dolu bir dünya yarattı.
En el videojuego éxito de ventas, "Los Sims", este genio del software creó un mundo lleno de gente digital no muy diferente de usted o de mí.
Okul fotoğrafını kullanarak yaş büyüttük.
Un envejecimiento digital de
Kurbanın vajinasında spermin yanı sıra ilk otopside gözden kaçırdığı parmak izleri bulmuş.
Encontró un rastro de semen en la vagina de la víctima... y una huella digital que no vio en su primera autopsia.
Ayrıca bulunan parmak izi de Lee'ye ait değilmiş.
Y la huella digital tampoco es de Lee.
Bu yeni bir kamera.
Esta es una nueva cámara digital.
Bu, karanlık enerji kamerası olarak adlandırılan yeni bir teleskobun dijital gözü.
Es el ojo digital de un nuevo telescópio llamado Cámara de Energía Oscura.
Yeni bir dijital fotoğraf makinem var parasını benim ödediğim.
Tengo esta grandiosa nueva cámara digital- - Que yo pagué, para nuestra película.
90'larda, dijital veritabanı güvenliği üzerine bir kitap yazdı.
En los 90, escribió el libro de la seguridad digital de Bases de Datos.
Şu sıralarda, dijital devrim sırasında birkaç yüz milyon dolar kazandı..
Ha hecho un par de cientos de millones durante la revolución digital.
- Dijital kamera.
- Es digital.
Ama bu casus dijital dünyada analog çalışıyor.
Pero este espía se ha convertido a análogo en un mundo digital.
Dijital ortama aktarmalısın böylece kaybetmezsin.
Deberías pasarlo a digital para que no lo pierdas.
- Dijital halini gönder.
- Un archivo digital.
Adına dijital kopya diyorlar.
Se le llama "Control maestro digital".
Aynı parmak izi gibidir.
Es una especie de huella digital.
Şu anda çantandaki o Dijital Uydu Telefonu'nun seni biriyle görüştürüp görüştürmeyeceğini düşünüyorsun.
Ahora estás pensando si ese Transmisor Digital Sat Scan que tienes te permitirá comunicarte con alguien.
Dedektif, bir Internet gazetesinin editörüyüm ben.
Detective, soy... soy el editor de un diario digital.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]