Diyelim traduction Espagnol
11,748 traduction parallèle
- Bir pozisyonda eleman açığım var diyelim.
Solo digamos que necesito a alguien en tu posición.
Körü körüne bir tahmin yaptım diyelim.
Solo le atiné, supongo.
Diyelim ki o kişilere ne olduğunu hiç öğrenmedik.
Digamos que jamás descubrimos lo que les pasó a esos tipos.
Babanın kırması gibi diyelim.
Como tu padre con la ventana.
Kütüphanemizin yeni maskotu Kitap Ayracı Bernie'ye hoş geldin diyelim. "
Por favor, demos la bienvenida a la nueva mascota de la biblioteca, Bernie, el Marcatextos ".
Hadi diyelim anlaştık, buradan çıkamazsınız ki.
Mas allá del hecho que no te puedes ir...
- Evet Bethany. Yoksa Harmony mi diyelim?
Sí, Bethany. ¿ O prefieres "Harmony"?
Diyelim ki sana adamın yalnız hareket ettiğini söyledim.
¿ Y si te dijera que ese tipo actuó por su cuenta?
Sebebini söylememiş. Diyelim ki doğruyu söylüyorlar.
De acuerdo, supongamos que dicen la verdad.
Belli ki kara sevdalı ama bu kızın... Kendisine, ne bileyim, Lily diyelim. Kaçmak gibi bir alışkanlığı var.
Aparentemente está demente, pero esta chica, vamos a llamarla, no sé, Lily, tiene la costumbre de huir :
Tartışmanın hatrına bahsettiğiniz operasyonu itiraf etmeye niyetliyim diyelim.
Por el bien de la discusión, digamos que estoy dispuesto a admitir la operación que ustedes están describiendo.
Bunu ne zamandır yaptığımı düşünüyorsunuz, danışman? Diyelim ki Harry'nin bana borcu vardı.
¿ Cuánto tiempo cree que he estado haciendo esto, abogado? Digamos que Harry me debía muchísimo.
Diyelim ki çalışanımı da öldürdü.
Digamos que además mató a mi empleado.
- Diyelim ki ne anlama geliyor sanıyorsun?
¿ Qué crees que "digamos" significa, eh?
Tamam diyelim bu Bozo doğruyu söylüyor.
Vale, digamos que Bozo tiene razón. ¿ Sí?
Ama şöyle diyelim o buradaki tek güç değil.
Pero solo digamos que Él no es el único participante.
Diyelim ki bunları uyduruyorsun.
Digamos que lo estás inventando.
Şöyle diyelim, bu odadaki herkesin Kapatması gereken bir delik var.
Solo digamos que todo el mundo en esta habitación podría sostener una pieza del rompecabezas para volver a armarlo.
Hayır yani öyle bir konuşma henüz olmadı ama birbirimizin varlığından hoşlanıyoruz diyelim.
No, quiero decir, aún no hemos tenido esa conversación, pero disfrutamos de la compañía del otro. Digamos eso.
Ubient İlaç Firmasının bir çalışanıyken diyelim o zaman.
Mientras que él era un empleado de Ubient Farmacéutica.
Tamam, biz başardık diyelim.
De acuerdo. Lo hicimos
Taktiksel değerlendirmeye girmek mecburiyetindeyim diyelim.
Más bien tengo que volver a hacer las evaluaciones tácticas requeridas.
Her şeytan kovma ayini dirençli hanelerde yüzde yüz koruma sağlamaz diyelim.
Digamos que no todos los exorcismos borran al cien por cien el lo que se aferra a una casa...
Son getirdiğin iki kızdan çok daha az dekoltesi var iyi başladık diyelim.
Bueno, ella está mostrando mucho menos escote que las últimas dos, así que arrancamos con buen pie.
2 dakika diyelim.
Déjalo en dos.
Diyelim ki biliyoruz, hiç diğer gün pişman olduğun bir şey yapmadın mı?
Y aunque lo supiéramos, me vas a decir que nunca saliste e hiciste algo de que arrepentirse al día siguiente?
- Nereden buldun bunu? Ablamla beraber bazı şeyleri takip ediyoruz diyelim.
Solo digamos que mi hermana y yo hemos estado guardando alguna cosa.
Bölgedeki tüm kameraların son 7 günlük kayıtları içinde diyelim.
Digamos, los últimos siete días, con todas las cámaras del districto.
Bütün seçenekleri göz önünde tutuyorum diyelim.
Significa que estoy manteniendo todas mis opciones abiertas.
İsimsiz bir ihbar aldım diyelim.
Me lo han enviado anónimamente.
- Diyelim ki bu...
- Digamos que yo fuera a b...
Diyelim ki bu hayal gücü kurguya inandım.
Digamos que yo fuera a creer esta fantasía.
Diyelim ki bütün bir türü yok etmek istiyorsun. Bunu nasıl yapardın?
digamos que quieres destruir una entera especie que podrias decirme?
Beni yakalarsan nedenini gösteririm diyelim.
Digamos que si me atrapáis, os lo enseñaré.
Cezada hafifletme diyelim. Ne diyorsun?
Sabios del castigo, ¿ qué están pensando?
Birbirimize sadece bebeğim diyelim
♪ ¿ Por qué no nos llamamos cada "bebé" otro?
Kuralsızlardan diyelim.
Irregulares.
10.000 dolar diyelim mi?
¿ Diremos $ 10.000?
- Üç diyelim.
Que sean tres veces.
Mitra'yı bulmayı diyorsan da işte... Benim oldukça özel meziyetlerim var diyelim.
Solo digamos que tengo unas habilidades particulares.
Tamam, şöyle diyelim... "Brian Finch'in Büyük Suçlarla Mücadele Ekibi." "Ayrıca Muhteşem de." Neyse ya, fark etmez.
De acuerdo, simplemente llamémoslo el escuadrón de delitos graves de Brian Finch, que también es asombroso.
Diyelim ki, biriniz beni hakladı.
Digamos que uno de vosotros consigue dispararme.
Özel ajan diyelim, çok teşekkürler.
Agente especial, muchas gracias.
Sağ kolu diyelim.
Una mano derecha.
İstediğiniz her şeyi yapmak için bir fırsat var diyelim.
Una oportunidad de hacer cualquier cosa que quieras.
Evet, geçiyorduk uğrayıp merhaba diyelim dedik.
Sí, solo estábamos de pasada, pensamos en pasar y saludar.
- Buralarda güven faktörü yükseldi diyelim.
Solo diré que el factor confianza aquí...
- Peki, öyle olsun. Bu aptal fikri uyguladık diyelim.
Diremos que esta estúpida idea es... posible.
Tamam. Diyelim ki, sınıftaki kızlardan birine taviz vermek zorunda kaldım ve gizli görevim gereği onu tatmin etmem gerek. Sorun olmaz değil mi?
Hipotéticamente hablando... si me encontrara en dificultades con una de estas alumnas... y mantener mi cobertura me obliga a satisfacerla sexualmente... eso sería genial, ¿ no?
Diyelim ki sen seviyorsan bende seviyorum.
Bueno, digamos que si a ti te cae bien, a mí también.
Güzel. 8 diyelim mi?
Bien. ¿ Digamos a las 8 : 00?