English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Dolandırıcı

Dolandırıcı traduction Espagnol

4,276 traduction parallèle
Buradaki kamçı, dolandırıcılık suçu.
El látigo en este caso sería el delito mayor por fraude.
Size karşı iddaa edilen suçlar, dolandırıcılık, esdüstriyel casusluk, adalete engel olma, önceden ticari bilgi sızdırma.
Los cargos en su contra incluyen el delito de fraude, espionaje industrial, obstrucción a la justicia, abuso de información privilegiada.
Hırsızlık, saldırı, dolandırıcılık gibi çeşitli suçlara karışmış.
También varios tipos de crímenes. Hurto, asalto, fraude.
Dolandırıcılar, sahtekarlar dedin.
Dijiste timadores, estafadores.
Onları dolandırıcılıktan yakaladık.
Los tenemos grabados por fraude. Se acabó.
Bir dolandırıcı tarafından dolandırıldın üstelik kongre üyelerini tuzağa düşürmek için onu kandıran sendin öyle mi?
Que te dejaste engañar por los mismos estafadores a los que obligaste a atrapar a miembros del congreso.
Dolandırıcılık günlerimiz geride kaldı.
Nuestros días como estafadores quedaron atrás.
Geriye bir tek hırsızlık ve dolandırıcılık yapıp daha fazla uyuşturucu almak kalmıştı.
Solo salíamos de la casa para robar, estafar y comprar más droga.
İşini kaybedişini, avukatlık lisansının iptal edilişini hastanedeki doktorların seni nasıl sattığını hatta dolandırıcılık ve rüşvetten hapse düşüşünü izleyeceğim.
Te vigilo, veo que pierdes tu empleo, tu matrícula de abogado, los médicos del hospital te delatan, quizá te vea ir a la cárcel por fraude y soborno.
Dolandırıcılığın boyutunu anlayana kadar yıllarca bu adi heriflerle çalıştım.
Trabajé para estos imbéciles durante años hasta que comprendí el alcance del daño.
Büyük miktarda vergi dolandırıcılığı.
Es una evasión de impuestos enorme.
Sizi küçük dolandırıcı kopiller!
¡ Mocosos embusteros!
Neyin peşindesin bilmiyorum adam kaçırma, dolandırıcılık, hırsızlık...
Y no sé en qué andas... Si es secuestro, extorsión, robo...
O yoksulluğu savunmaktadır.. çünkü stok dolandırıcığı için soruşturuluyor.
Tuvo que declararse insolvente porque lo investigan por fraude bursátil.
Dolandırıcılık. İşim sayesinde çok şey öğrendim.
Son puros hombres de negocios.
Ya sigorta dolandırıcılığı?
Que hay acerca del fraude de seguros?
Yani siz hala onun cinayet işlediğini bulmak için sigorta dolandırıcılığını araştırma izni istiyorsunuz?
Aun quieres ir por el fraude de seguro, Usar la orden para agarrarlo por homicidio? Eso arruina todo,
Belki sigorta dolandırıcılığı. Hayır, hiç bir kızla alakası yok.
Fraude probable de seguros, nada en ninguna chica.
Dolandırıcılıktan küçük bir şey alırsın.
Harás algo menos con el fraude.
Çetelerin, katillerin, dolandırıcıların gezegenine mi?
¿ El planeta de pandillas, matones y embaucadores?
Yalancılar, domuzlar, dolandırıcılar.
¿ Mentiras? Mentirosos, puercos, estafadores.
Şimdi, ben güzel bir dolandırıcılığa karşı değilim ama kötü, kötü bir yalancıya katlanamam.
Ahora, No me opongo a un buen... a un buen estafador de vez en cuando, pero a uno malo, a un mal mentiroso, eso es algo a lo que simplemente me opongo.
Kimliğimi çalmak dediğinizde, kredi kartı dolandırıcılığını mı kast ettiniz?
Cuando le dices que robo mi identidad, medio de fraude con tarjetas de credito?
Adam bana dolandırıcı dedi.
El tipo dice : "Eres un estafador".
Dolandırıcı dediğin anlamıyormuş gibi yapar.
Un estafador finge estar fuera de su juego.
Belki de kendini kalın kafalı gösterip asıl dolandırıcılığı sen yapıyorsundur, Tanrı esirgesin.
Tal vez tú eres el estafador fingiendo ser un idiota. Me engañaste ".
- Bankada dolandırıcılık birimini yönetiyor.
Dirige la División de Fraude de un banco regional.
Sana söylemiştim, sen bir dolandırıcısın, Tanrı değil.
Te lo dije, no sabes jugar a este juego.
Her zaman bir dolandırıcı olduğunu biliyordum.
Siempre supe que eras un impostor.
Dolandırıcılık ve aldatmaca ne kadar kötü koktu.
Ladrón, ladrón, ladrón. Ladrón, ladrón, ladrón.
Bir sahtekarın, dolandırıcının, düzenbazın koltuğuna oturmam!
¡ No me sentaré en la silla de un timador, estafador, tramposo!
Bölgesel bir bankanın dolandırıcılık bölümünü yönetiyor.
Responsable del fraude a un banco regional.
Çünkü babam muhtemelen hak ettiğim ödül parasını çalmaya çalışan işsiz bir serseri ve dolandırıcı olduğunu söylüyor.
Porque mi papá dice que probablemente seas un vago sin empleo que quieres robar el dinero del premio que yo merezco y que eres un tramposo.
Dolandırıcılar, değil mi?
Son sucios, ¿ no?
Yapacağımız dolandırıcılık için standart tespitlerimizi yapıyorduk.
ESTÁBAMOS HACIENDO UN INTERCAMBIO GENIAL CON UN CHANCHULLO BASTANTE ESTÁNDAR.
Tamam, senin Miles Scott iyi huylu tertemiz bir vergi muhasebecisi gibi görünüyor, kalan zamanında seri dolandırıcılık yapıyordu.
- Parece que tu Miles Scott, fué rápido para limpiar su cuenta bancaria era un afable, contador de impuestos por día, y un estafador serial en su tiempo libre.
Osterberg gibi büyük bir dolandırıcıydı.
En compañías, moviéndolas hasta que no quedaba nada.
Pekala, onun gibi, dolandırıcı ve zimmetine para geçiren biri olunca Bir şeyler bulmayı beklersin.
Bueno, un tipo como él, un inversor, esperaba encontrar algo.
Sizce davalı John Welbeck dolandırıcılıktan suçlu mu, değil mi?
¿ Encuentran al acusado, John Welbeck, inocente o culpable de fraude?
Hırsızlık, dolandırıcılık...
- ¿ Y tú? Ladrón.
Sözleşmeye göre makinenin iş görmezlik hâli, dolandırıcılığa delalettir.
Según tu contrato, la falla de este artefacto, constituye fraude.
Şimdi kont sahtekarın tekiydi, bir dolandırıcı.
Claro, el conde era un sinvergüenza, un estafador.
Ölen yargı görevlisi Klaus Pistor'un, dolandırıcılık yaptığı ve Jorge Gwynek'in ölümünde rol oynadığı düşünülüyor.
KLAUS PISTOR IMPLICADO EN CONSPIRACIÓN Klaus Pistor, fallecido funcionario judicial, se culpó por fraude y por el asesinato de Jorge Gwynek. Se recuperará miembro del equipo de Gwynek
İyi dolandırıcılık.
Es una buena estafa. Tengo la mano contigo.
Hayır, dolandırıcılık değil, Fred.
No, no fue una estafa, Fred.
Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu ilan kaynaklanan tutuklamalar bir telaş iddia edilen dolandırıcılık bir dizi Michov kardeşlerin içeren yatırım şirketi.
La Comisión de Bolsas y Valores anunció una serie de arrestos por una serie de supuestos fraudes que involucran a la sociedad de inversión de los hermanos Michov.
Bay Carraday suçlandı menkul dolandırıcılık yedi adet dolandırmak ve komplo, Federal gözaltında şu anda ve olduğunu.
Se acusó al Sr. Carraday de siete cargos de fraude con títulos y conspiración de fraude y en este momento está bajo custodia federal.
... şirketsel dolandırıcılık suçundan teftiş edilen şirketin bir elemanıydı.
... la atención se centró en una reciente investigación de la Comisión de Valores en respuesta a acusaciones por fraude corporativo...
Bu dolandırıcılık senin sınıfındaki insanlar için bir fark yaratmaz.
Esas estafas no significan nada para la gente de tu calaña.
Hikayeyi bloglar ve twitter'dan.. ... çıkartmamız gerekiyor. Adamlar dünyayı dolandırıyorlar.
Hay que filtrar la historia a los blogs, a Twitter, están engañando al mundo.
Spor dolandırıcılıgı ve demiryolu dolandırıcılıgı
Ladrones en la cárcel, ladrones en los trenes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]