Downton traduction Espagnol
385 traduction parallèle
Downton Abbey'deki Leydi Mary'den başka mı?
¿ Aparte de Lady Mary de Downton Abbey?
Downton Malikanesi
DOWNTON ABBEY Episodio 1
- Ben Downton'ın kahyası.
Gracias. - Soy el mayordomo de Downton.
Downton'ı 30 yıl boyunca nerede olduğu bilinmez bir yabancıya gidişini izlemek için yönetmedim.
No llevé Downton durante 30 años para ver como se va, absolutamente todo, a un forastero de Dios sabe dónde. ¿ Entonces vamos a ser amigas?
Downton, ünlü bir ev, Bay Bates ve Crawleyler ünlü bir aile.
Downton es una gran casa, Sr. Bates, y los Crawley son una gran familia.
Downton'a hoş geldin.
Bienvenido a Downton.
Downton'a değer vermiyor musun?
¿ No te importa Downton?
Downton'a hayatımı verdim.
He entregado mi vida a Downton.
Downton'a değer veriyor muyum?
¡ Sí, me importa!
Onun yüzünden Downton giderse, işine ihanet etmiş gibi düşünecek.
Siente que estaría traicionando a su deber si Downton se perdiera por su culpa.
Downton için kesinlikle güzel bir gün. Çatımız altında bir Dük'ü konuk ediyoruz.
Bueno, desde luego es un gran día en Downton al recibir a un duque bajo nuestro techo.
Downton'a hoş geldiniz.
Bienvenido a Downton.
Zor bir karardı, Lord hazretleri. Çok zor bir karardı ama Downton'ın onuru söz konusu olunca.
Es una dura decisión, Señor, una decisión muy dura, pero el honor de Downton está en juego.
Konu Downton'ın onuruna gelince zor kararların hepsini farkındayım. Değil mi, oğlum?
Lo sé todo sobre decisiones duras cuando se trata del honor de Downton, ¿ verdad, chico?
Downton'a hoş geldiniz.
Bienvenidos a Downton.
Verseydim, Downton'a bir daha dönmemesini nasıl sağlardım?
Si lo hubiera hecho ¿ cómo habría podido evitar que volviera a Downton por más?
Sana 20 pound verdiğimde, Downton'ı derhal terk edeceksin ve bir daha seni asla görmeyeceğiz.
Cuando le haya dado 20 libras, abandonará Dowton de inmediato. Y jamás volveremos a verlo.
Downton'da buluşacağız. Buradayken çay içmek istiyor. Nerede kalacak?
Va a venir con la York y Ainsty la semana que viene y le gustaría visitarnos.
Downton'ı kurtarmanın bedeli, Matthew Crawley'i vâris olarak kabul etmek.
El precio por salvar Downton es aceptar a Matthew Crawley como heredero.
Hala Downton'ın sahibesi olabilirsiniz.
Aún puede ser la Sra. de Downton.
Downton Malikanesi - Ne zaman açılır? - Yarın öğleden sonra.
- Mañana por la tarde.
Pekala. Servetimi yapıp, Downton'ı kendim satın alsaydım sorgusuz senin olurdu.
Si yo hubiese hecho mi propia fortuna y comprado Downtown por mí mismo, sería tuya sin dudarlo.
Annenin parasını mülkten ayırabilseydim Downton, parasını ödeyene satılabilirdi.
Si pudiera separar el dinero de Mamá de la finca, Downtown tendría que ser vendido para pagarlo.
Bir bakıma, bu iş Downton'ın geleceğim olabileceğini fark etmemi sağladı.
En cierta forma, este asunto me ha obligado a reconocer que sí que quiero que Downtown forme parte de mi futuro.
Ona, Downton'da iş bulduğumu söylediğimde bana evlenme teklif etti.
Cuando le conté que había cogido un trabajo en Downton, me pidió que me casara con él.
Downton'a geldiğimden beri bir damla bile alkol içtiğimi görmediniz.
Desde que llegué a Downton, jamás me han visto beber una gota de alcohol.
Söyle, Bay Carson, böyle bir adamın Downton'da yaşaması ve de çalışması doğru mu?
Dígame, señor Carson ¿ le parece bien que un hombre como él viva y trabaje en Downton?
Mesele şu ki, Leydi Mary bugün buradayım, çünkü sen ülkeye gitmeden önce yüz yüze konuşmak istedim.
La cuestión es Lady Mary que he venido porque necesito decirle algo, cara a cara antes de que regrese a Downton.
Kemal Pamuk'la Dowton'a geldiğim zamanla ilgili bir dedikodu duydum. Bu dedikodunun hayatını zorlaştırdığına inanıyorum.
He oído rumores referentes a los días en que fui a Downton con Kemal Pamuk rumores que me consta le han hecho la vida muy difícil.
Ama neden Downton'da bir telefon isteyelim ki, Lordum?
Pero, ¿ por qué íbamos a querer un teléfono en Downton, milord?
Bayan Bird, Downton Malikanesinde erzak dolabını kahya idare eder, ama...
Señora Bird, en Downton Abbey, el ama de llaves organiza las provisiones, pero creo que encontrará...
Burası Downton Malikanesi.
Aquí Downton Abbey.
Ben Bay Carson, Downton Malikanesinin kahyası.
Soy el señor Carson, el mayordomo de Downton Abbey.
İyi haber, Donwton'dan ayrılman gerekmiyor.
Pues la buena noticia es que se queda en Downton.
- Downton'ı terk edemezsin.
No puedes abandonar Downton.
"Downtown Abbey" i seyrediyoruz.
- Estamos viendo Downton Abbey.
Downton'daki hayatımı düşününce burası başka bir dünya gibi geliyor.
- Es más que extraño. Cuando pienso en mi vida en Downton, parece otro mundo.
Gelecek sefer beni uyar da Downton'da Almanları görürsek ne yapabileceğime bakayım.
Bueno, avíseme la próxima vez que esperemos alemanes en Downton y veré qué puedo hacer.
Downton büyük bir şehir değil.
Downton no es una gran ciudad.
Kızı annesiyle tanıştırmak için Downton'a getirmiş.
Va a traerla a Downton para que conozca a su madre.
Downton'ı terk etmek zorunda mıyız? İsteyene kadar değil.
¿ Tendremos que dejar Downton?
- Olay şu ki, Lordum Bayan Bates Downton'ın adını kötüye çıkarabilirdi.
- La cuestión es, Milord, La Sra. Bates podría haber traído mala reputación a Downton.
Savaş parmaklarını Downton'a uzatıp kızlarımızı dağıtıyor.
Los largos dedos de la guerra están llegando hasta Downton... y esparciendo a las chicas.
- Downton Malikanesi. - Buna izin verirler mi?
Downton Abbey. ¿ Lo permitirían?
Hastane eğitimi var ve her zaman Downton'a zaafı olmuştur.
Ha sido entrenado en el hospital y siempre ha tenido debilidad por Downton.
- Downton Malikanesini yönetmek mi?
¿ Dirigiendo Downton Abbey?
Downton'ın sorumluluğuna mı?
¿ Thomas? ¿ A cargo de Downton?
Çavuş Barrow Downton'ın günlük işlerini yürütecek ve ben de genel işlerini.
El Sargento Barrow dirigirá las rutinas dirarias de Downton y yo las generales.
Thomas'ın Downton'ın yöneticisi olması konusuna dönersek- -
Volviendo a la idea de que Thomas dirija Downton.
Downton benim kanımda, kemiklerimde.
¿ Por qué deberías?
Senin değil.
Downton lo llevo en mis venas, no en las tuyas.