Doğuda traduction Espagnol
680 traduction parallèle
- Glass doğuda kalmamızı söylemişti.
- Crucen con cuidado.
{ \ 1c00FFFF } Doğuda geçmişimizin sırlarını bıraktık, { \ 1c00FFFF } Bizim kardeşlerimiz hala geleneğimizin köklerini yaşıyor, { \ 1c00FFFF } "unutulmuş halk" tan bu yana uzun zaman geçti.
En oriente quedaron los secretos de nuestro pasado, y la tradición de nuestros hermanos vive en nuestras raíces mucho tiempo desde el "pueblo olvidado".
Doğuda bir yerde dağlar gizemli bir engel oluşturuyor. Oraya Mutier bayırı deniyor.
En algún lugar al este, hay una misteriosa barrera de montañas... denominada la escarpa Mutier.
Doğuda ya da batıda, tüm erkekler hayattaki temel tutkularından çok nadiren saparlar.
Al Este y al Oeste, los hombres raramente se desvían lejos de su principal pasión en la vida.
Doğuda buna timsah armudu derler, çok para.
Los llaman "peras de caimán".
Doğuda buna "sigara" diyorlar.
En el este los llaman "cigarrillos".
Batıya doğru gidiyoruz, ama Şanghay doğuda.
Vamos al oeste, Shangai está al este.
- sen de doğuda kalan bölgeleri. - Peki.
- y ustedes revisarán las regiones al este.
Doğuda kalsalardı büyük olasılıkla canımızı sıkmayacaklardı.
Quizá nunca nos habríamos preocupado por ellos... si se hubieran quedado en su hogar oriental.
Hayır, orası çok doğuda.
No, eso está demasiado al este.
Ancak doğuda, Massachusetts'ten Maine'e kadar aranan başka bir adam daha var.
Creemos que es él. Pero en el este, se persigue a otro tipo y puede que sea él.
Doğuda şüphelendikleri bir adam var, eğer onu bulurlarsa ben...
Sospechan de un hombre en el este y si le cogen...
Anavatanımızın askeri ihtişamını, doğuda ve batıda ilan eden bir savaş lideri.
Habla del adalid que enalteció nuestra fuerza militar tanto en oriente como en occidente.
Yaklaşık 16 km doğuda, yan bir yol vardır.
A unas 10 millas, hay un desvío.
- Doğuda bir yere gitmiştim.
- Cumplió condena en algún lugar del Este.
Bir tanesi doğuda büyük bir üniversitede okuyormuş diğeri de kodeste günlerini geçiriyormuş da ondan.
Porque uno daba clases en una universidad del Este y el otro era camarero en un bar en Leavenworth.
Bu saçma cümbüşler, doğuda batıda söz getiriyor bize bütün milletlerden.
Estas bacanales nos valen la burla de otras naciones.
Sonra kendi merkezimizi doğuda kurarız.
Entonces, tú y yo nos estableceremos en el Este.
- Biraz doğuda bir yerdeydik.
- Estábamos demasiado al este.
Kuzeyde ve doğuda İngilizler ve Kanadalılar var.
Hacia el norte y el este están los británicos y canadienses.
Bir araba dolusu viskim.. ... neden doğuda beklesin ki?
Tengo un carro cargado de whisky esperando en el este.
- Bu doğuda sattıkları binlerce taklit bıçaktan biri ama gerçek bir "Bowie" değil.
Es uno de los miles que vende la gente en el este. Un auténtico cuchillo Bowie es muy distinto.
- Doğuda çok zengin bir insanım ama bu çekimi bozmazsanız beş parasız kalırım.
En el este me consideran un hombre bastante acaudalado, pero si se niega a abonarme este cheque, es como si estuviera sin blanca.
- Hayatımın büyük kısmını doğuda geçirdim.
He pasado casi toda mi vida en el este.
- Doğuda iş yaparken edindiğim bir tecrübe var. - İnatçı bir müşteriyi ikna etmenin en iyi yolu ona iyi bir içki ve yemek ısmarlamaktır.
Cuando me dedicaba a los negocios en el este, descubri que lo mejor para tratar con un cliente testarudo era invitarlo a un par de copas y a una buena comida.
Doğuda bir ada var.
Hay tierra al este.
- Dün. ... saat 6 : 15 de ses dedektörleri ve sismograflar doğuda patlamalar kaydetti.
6 : 15 p.m. Los sismógrafos registraron una explosión al Este.
Önümüzdeki tepeye göre doğuda.
Ese pico indica el Este.
Söylesene, doğuda ne yapardın?
¿ Qué hizo en el este?
Chocolate dağları doğuda kaldı. En son geldiğimizde şu yoldan gitmiştik.
El pueblo está al este, o al menos lo estaba la última vez.
Sığırlarım doğuda her şehre gider.
Mi carne se envía a todas las ciudades del Este.
Tahmini durumum sizden güney doğu 90 mil doğuda 2-0-9 rotasındayız.
Mi posición aproximada es 90 millas al sudeste de ustedes, en curso 2-0-9.
Doğuda olsa, bir Pazar günü kilise çıkışında tanışırdık.
En el este, nos habríamos visto en la iglesia.
On iki taneside doğuda.
12 por el este.
Doğuda Jura...
En el este, está el Jura...
Doğuda yaşayan fakat paralarını Batı'da kazanan millet.
Viven en el Este de lo que ganan aquí.
Siz sanıyorsunuz ki bütün şanlı olaylar doğuda oldu! Her şey Valley Forge'la Bunker Hill'den ibaret!
¡ Todos piensan que la gloria tuvo lugar en el Este... en Valley Forge y Bunker Hill!
Mart'ta Sulu denizinde, direk doğuda Pasifik'e girerken onu tereddütsüz bekleyeceğim yer burası.
En marzo, el mar de Sulu, dirigiéndose al este, hasta las puertas del Pacífico. Yo la estaré esperando aquí, con la luna nueva de abril.
Doğuda, Sarah Lawrence kolejinde okurken, müzik konusunda eğitim aldım.
Fui al este al Sarah Lawrence, y obtuve un diploma en música.
Doğuda her şey için bir deyim var.
En Oriente, dicen :
Doğuda senin hakkında.
Sobre ti del Este.
Doğuda, Boston'da senin hakkında yazılar yazdım.
Escribo cartas sobre ti para el Este, para Boston.
Siz doğuda kocaman sobanızın başında sırtınıza yaslanıp otururken biz dondurucu soğukta peşlerine düştük onların.
¡ Los perseguimos en el frío mientras ustedes en el Este se sentaban al lado del calentador!
- Şey, Ben... 12 yıl doğuda bulunduğum için Arizonaya dönüyordum.
Bien... Yo regresaba a Arizona tras una ausencia de... 12 años en el este.
Perce, 160 km kuzey-doğuda bir yer biliyorum, Thighbone Dağı.
Perce, conozco un lugar a 160 km al noreste, la montañas Thighbone.
Batıda Lacosardi, doğuda Janos.
Lacosardi al oeste, Janos al este.
Doğuda bir çiftlik yaptım ve yeri geldi, senede 3 buçuk ton taş temizledim.
En mi granja cultivé toneladas de piedras.
Doğuda, Sacramento'dan Sierra Dağları'nı geçecek olan Merkez Pasifik.
La Central Pacific al este, desde Sacramento a través de las Sierras.
Osmanlı imparatorluğu doğuda Anadolu'ya, güneyde Akdenize, kuzeyde ise Kırım'a doğru ilerliyordu.
El Imperio Otomano arrasó hacia el este, pasando por Asia Menor, hacia el sur, por el Mediterráneo, hacia el norte, por Crimea.
Flanders'de... batıda... doğuda... güneyde... karada, suda, ve bulutlarda.
En Flandes En el Oeste En el este
- Muhtemelen doğuda yok.
- En el Este no las hay.