Duble traduction Espagnol
1,338 traduction parallèle
Bir duble viski.
¡ Uno doble!
Duble kafeinsiz.
Doble descafeinado para llevar.
- Bu kardeşiminki. Benimki duble Kona.
Yo tomo doble Kona con crema.
Duble.
Doble.
Duble peynir? Ançuez?
¿ Pizza de queso y anchoas?
Bir bira, bir de duble Kamikaze alayım, lütfen.
Quisiera una cerveza y un Kamikaze doble, por favor.
- Sekiz duble viski limon içtim... hala satış yapabiliyorum. Vay canına!
- Ocho vasos de whisky... e igual le vendo a ese maldito.
Duble espresso lütfen.
Hola. Doble espresso, por favor.
Benimkini duble yapsan daha iyi olur!
El mío, que sea doble.
Ben, duble tarzında bir adamım!
Me gustan las cosas dobles.
Votka, duble.
Un vodka doble.
- Evet anne, duble olsun.
- Sí, mamá, que sea doble.
Albay Serling için duble yap.
Pon un doble para el Coronel Serling.
Yapma! Bir duble daha alabilir miyim lütfen?
¿ Puedo tener un doble aquí, por favor?
Bir duble daha.
Otro trago.
Duble çikolatalı pasta.
Torta con chocolate doble.
Duble espresso lütfen.
Espresso doble, por favor.
Bir duble büyük latte, ekstra kremalı cevizli turta.
Doble café latte con una rebanada de pastel con extra crema encima.
Duble cappuccino lütfen. Bana da aynısından.
Doble capuchino, por favor.
- Duble martiniyle başlarız. - Peki.
- Comenzaremos con martinis dobles.
Affedersin. Duble cappuccino lütfen. Hafif tarçın.
Oh, disculpe, un capuchino doble, por favor, con canela, se lo agradezco.
Duble kafeinsiz. Yağsız süt Az köpüklü.
Un Doble descafeinado con crema de leche, mmm... medio espumoso,
- Bu durumda, benim ki duble olsun.
- En ese caso, el mío doble.
Az önce iki tane duble sundae yedimde.
Acabo de comerme dos raciones de helado de chocolate.
- İki duble viski, sek.
- 2 whiskies, solos.
- Duble ekspreso. - Benim.
Un expreso doble.
Duble burger mi?
Hamburguesa doble.
Chuck, ben de duble burger söyledim.
Chuck, pedí una hamburguesa doble.
- İki tane duble Votka.
- Vodka doble en las rocas, dos.
En iyisi duble olsun.
Será mejor que sean dobles.
- Evet, duble olsun.
- Sí. Que sea doble.
Benimki de duble olsun.
Uno doble a mí también.
- Duble olsun.
- Dame uno doble.
- Duble ne?
- ¿ Doble de qué?
Duble olsun.
Que sea doble.
Bir duble ekspresso bir de güzel bir çörek alayım, Gnoc.
Dame un expresso doble y un buen donut, Gnoc.
Gnoc, bana şu duble ekspresso'lardan bir tane daha verirsin, değil mi?
Gnoc, dame otro expresso doble para llevar, ¿ vale?
Duble anal yapmalıydılar.
- ¿ Cómo dice?
Afedersiniz? Ah, bu yaşlarda, duble anal yapmayana kimse iş vermez.
A mi edad, hay que hacer doble anal o nadie te contrata.
İnsanlar inançları için mormonlara iş vermez. Şu anda kasabada aynı anda duble anal ve duble vaginal yapan. tek ben kaldım.
Actualmente, soy la única en esta ciudad... que hace doble anal y doble vaginal al mismo tiempo.
İkinci pire " Ne dediysen aynen yaptım. Bara gittim, bir iki duble içki içtim. Güzel bir hostesin bacaklarından tırmandım ve oraya yerleştim.
" Fui a un bar, me tomé unas copas, subí... a una azafata guapa,... me acomodé y me quedé dormida.
Duble espresso.
Aquí tiene. Un expreso doble.
Duble latte lütfen.
Doble latte, por favor.
- Duble latte, lütfen. - Hemen geliyor.
- Doble latte, por favor.
En kötü düşmanına bile vermeyeceğin bir içkiyi seç ve, bana duble ver.
Elige un trago que no le darías a tu peor enemigo, y sírvemelo doble.
- Duble tekila lütfen.
- "Patrón", por favor. Doble.
- Duble viski lütfen.
- Para mí un whisky doble.
Bobby! İki duble Tekila, lütfen.
Tequila, por favor.
Duble kapuçino.
Rápido.
Duble burger.
Hamburguesa doble.
Evet, bunu giy. Diyette olduğun için, yemediğin fırında kuzuyu yakından tanımanı sağlayacağım. Yanında da duble Tarka Dahl içeceksin.
... voy a hacerte comer cordero a la passanda que no está en tu dieta, y un'Tarka Dahl'doble que luego podrás vomitar en la puerta sagrada de los vecinos y yo te ayudaré.