English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Dım

Dım traduction Espagnol

70,974 traduction parallèle
- Ülke dışındaydım.
He estado fuera del país. ¿ Por qué?
Dış kameralardan kapatılan bir kamera bulmadım.
No encontré ninguna cámara exterior que haya sido apagada.
- Ben sadece dışardan birinden yardım istiyorum.
- Solo quiero alguna ayuda externa con esto.
Gıdıklandım.
Eso me dio cosquillas.
Kısaca Ali benden ayrıldı, ben de dışarı çıkınca Holly'ye rastladım ve işler kontrolden çıktı...
Básicamente, Ali me dejó, salí de la fiesta, me crucé con Holly, y todo se fue de control...
Avcunda bir gıdım toprağın varsa... Şöyle iyisinden... Mutlaka biri elinden almaya kalkar.
Cada vez que encuentras un pedazo de tierra decente, tan seguro como que el sol sale, alguien va a intentar quitártelo.
Dışişleri Bakanlığı'nın yardımını istemişsin.
Pediste la ayuda del Departamento de Estado.
Onu daha yeni kaybettim ve aynı şeyin senin için de geçerli olduğunu biliyorum, ki bu yüzden seni dışarıda bırakmamalıydım.
Es que le echo de menos y sé que tú también, por eso no debería haberme alejado de ti.
Kartı tam anlayamadım ama eminim sos dışında biftek de gelecektir.
La tarjeta no estaba clara, pero estoy segura de que también tendrás bistecs.
Kayıt dışı tıbbi yardım alabilmemizin bir yolu var mı?
¿ Hay alguna forma de que podamos conseguir ayuda extraoficialmente?
Poseidon'un yoldan çıkıp, CIA'in dışında hareket ettiğini öğrendiğimde sana geri dönme planımı yapmaya başladım.
Cuando supe que Poseidon iba por su cuenta y operaba fuera de la CIA, fue cuando comencé mi plan para volver contigo.
Bu arada adım D'Argento.
A propósito, soy Grace d'Argento.
Arabandan tanıdım, dangalak.
Reconocí tu auto, pendejo.
Seni tanıdığım biriyle tanıştırabilir miyim?
¿ Puedo emparejarte con alguien?
Hem dış dünyadan bir arkadaşım olması mühim.
Y, además, es necesario tener algún amigo de fuera de la casa.
Portland'da, uzmanlık alanı sıradışılık olan bir sanat tüccarı tanıdığım var.
Conozco a una marchante de arte en Portland especializada en cosas únicas.
- Tanıdığım kimseyi görmedim.
No he visto a nadie conocido. - He mirado.
Daha çok dışarı çıkmam lazım, gerçek insanları görmem lazım.
Necesito salir más, ver a gente de verdad.
Ve müzedeki misafirleri tutuklamak politikalarımıza aykırıdır.
Y no es nuestra política arrestar a los visitantes del museo.
Dışarı çıkıp kahve alırım, sen de rahat rahat yıkanırsın.
Quizá vaya a buscar café para dejarte tener tu espacio.
Yine nitro devre dışı. Direksiyonu tutar mısın?
El nitro se desconectó. ¿ Puedes conducir?
Frankenstein'dı, Direniş'ti, uğraşacağım amma çok insan var!
Frankenstein, la Resistencia. ¡ Tengo tanta gente que jorobar!
Birincisi... ilk kez dışarı çıktığımızda bir grupla birlikteydik.
En primer lugar... la primera vez que salimos fue con un grupo de personas.
O... bir restoranın dışında bir adama saldırmış sanırım, adam karısıyla konuşuyormuş.
Él... atacó a un hombre fuera de un restaurante... que estaba charlando con su esposa, creo.
Evliliğin dışardan göründüğü gibi olmadığını bilmen lazım.
Debes saber que un matrimonio no es lo que parece desde el exterior.
Benim de kaşıdığım sırtlar var dostum.
Yo también rasco espaldas, amigo mío.
Dışarı çıktığımız sürece sorun yok.
Mientras salgamos de ella...
Asıl soru ise, geri dönerse daha öncekinin aynısı mıdır?
La cuestión es : si vuelven, ¿ es la misma tormenta o ha cambiado algo?
Dışarı mı çıkıyorsun?
¿ Saldrás?
Biraz sıra dışı olduğunu biliyorum ama burada yeni olmak zor, tamam mı?
Sé que es algo rara, pero es difícil ser nueva aquí, ¿ sí?
Ancak onlar tanıdığım ve güvendiğim insanlar.
Pero son humanos que conozco y en los que confío.
Şehir dışından gelen arkadaşlarımıza gelince yaramazlık yaparlarsa, ben hallederim.
Por lo que respecta a nuestros amigos de fuera de la ciudad, si hacen cualquier cosa, yo me encargaré de ellos.
Bu dağda korkak gibi gizlenmektense gücümü kullanıp klanımı korumak için dışarıda olmayı tercih ederim.
Prefería morirme usando mi poder para proteger a mi clan que esconderme en las montañas como un cobarde.
Nezaretçiler bahis konusu, bu insanların garip bir şekilde adı fare olan ve onları öldürecek şu iri kıyım adamla karşılaşmadan ne kadar dayanacaklarıdır.
Los Supervisores apuestan cuánto durarán antes de que el grandullón... irónicamente llamado Ratón, los mate.
Onu dışarı çıkaramadım.
No he podido rescatarlo.
Olan biteni anlamaya çalışıyordum da şu hükümet yetkililerini hatırlıyor musun, beyin takımı olanlar var ya oyun teorim ve dış politikada nasıl kullanabilecekleri hakkında fikrimi almak istiyorlardı?
He estado intentando entender esto. ¿ Recuerdas a esos tipos del gobierno, los promotores de ideas que me consultaron sobre la teoría del juego, sobre cómo usarla en política exterior?
Tek parça olarak dışarı çıkacağımıza 500 dolar bahse girdiğimi söyle.
Dile que le apuesto 500 dólares a que volvemos sanos y salvos.
Bu seni dışarı çıkarır sanmıştım.
Pensé... que esto te sacaría.
Senin için tamam mıdır?
¿ Todo eso te parece bien?
Bikini ağdası yaptırmam lazım. Şehir dışına çıkalım mı?
Necesito depilarme. ¿ Quieres ir al centro?
Dışişleri Bakanlığı'nda mı?
¿ En el Departamento de Estado?
Hadi, dışarıda oturalım.
Vamos, sentémonos fuera.
Dün NSA'ya yaptığımız ziyaretten sonra, Dışişleri Bakanlığı Boşluk-21 hakkında sorular sormaya başlamış.
Al parecer, el Departamento de Estado está haciendo preguntas sobre 21-Void después de nuestra visita a la ASN ayer.
CIA ve Dışişleri Bakanlığı aramızda Kaniel Outis hakkında istihbarat paylaşımı yapıyorduk ama benim size şöyle bir sorum var :
Obviamente, la CIA y el Departamento de Estado estamos compartiendo información sobre Kaniel Outis, pero mi pregunta para vosotros es :
Eskiden tanıdığım adam değil o.
Ya... no es el hombre al que conocía.
Bariz olanın dışında mı?
¿ Además de lo obvio?
Tanıdığım en güçlü Gölge Avcıları'ndan birisin.
Eres una de las cazadoras de sombras más fuertes que conozco.
- Dışarıdaydım.
- Por ahí. - Oye, lo siento.
Dışarıda, güneşin altında mı?
¿ Fuera? ¿ Al sol?
Evet, Gideon tılsımın yapılış tarihini M.S. 30 olarak belirledi.
Sí, y Gideon sitúa la fecha de origen del amuleto en torno al año 30 d. C.
Thawne 2016'da birbirimizi tanıdığımızı söylemişti.
Thawne dijo que nos conocimos en 2016.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]