Ecklie traduction Espagnol
164 traduction parallèle
Biraz daha Ecklie gibi olmaya çalışsana.
Porque no tratas de ser mas como Ecklie?
Conrad Ecklie hakkında pek çok şey söyleyebilirim. Ama incelemem gereken bir olay yerim var. İzninle.
Podria hablar mucho acerca de Conrad EcKlie pero tengo una escena de crimen en proceso... entonces... me vas a tener que perdonar.
Koridorlarda duyduğuna inanırsan, Ecklie çözmüş. Ecklie mi?
Bueno, si crees lo que oyes en los pasillos..
Onları Ecklie'ye verdim.
Bueno, se las di a EcKlie. Me dijo que te las iba a enviar a tí.
- Ve Ecklie şu anda onun evinde.
- Y Ecklie está en su casa.
Ecklie bu işi bırakmaz.
- Ecklie se empleará a fondo.
- Belki de Ecklie'ye gidip dün gece orada olduğumu söyleyeyim de bitsin.
Debo hablar con Ecklie y decirle que estuve ahí.
Bir şüpheliysen ve masumsan çeneni kapalı tutarsın.
Si eres sospechoso e inocente, te callas. - Hablaré con Ecklie.
Ecklie'yle ben konuşurum.
- Mala idea.
- İyi olmaz bence. Ecklie'yle sen anlaşamıyorsunuz.
Tú y Ecklie, aceite y agua.
Yanılmıyorsam, bu, Ecklie'nin vakası.
- ¿ Me equivoco o el caso es de Ecklie?
Ecklie cinayet silahını bulmuş mu?
- ¿ Tienen el arma homicida?
Senin için kendimi riske atıyorum Nick. Ecklie'nin üstüne gitme.
Pero me la estoy jugando, no lo compliques con Ecklie.
O kundakçılıktaki Olay Yeri İnceleme uzmanı Ecklie'ydi.
Espera, ese caso de incendio premeditado lo llevó Ecklie.
Hidrokarbon. Ecklie'nin raporunu okudum.
Leí el informe de Ecklie.
Ecklie'nin rekor hızda dosyalanan raporuna göre,.. ... yangının çıkış noktası dolapmış.
Según el informe de Ecklie, que se redactó en tiempo récord el foco, donde se originó el fuego, fue en ese armario.
Bu da Ecklie'nin yanıcı madde kullanımı konusunda bulduklarını doğruluyor.
De ahí los hallazgos de Ecklie en cuanto al uso de acelerantes.
Baksana Eck? Tatil günleriyle ilgili son politika nedir?
Oye, Ecklie ¿ cuál es la nueva política sobre las vacaciones?
- Yani Ecklie'nin bulduğu benzin somut kanıtlara dayanmıyordu.
- Es lo que pasa. - La conclusión de Ecklie sobre la gasolina no se basa en pruebas físicas...
Sağ ol Ecklie.
Gracias, Ecklie.
Warrick temiz çıkarsa Ecklie beni adam kayırmakla suçlayamaz.
Para que Ecklie no pueda acusarme de favoritismo. Tengo esta cinta de vigilancia.
Eclie'ninkini yapabileceğimden eminim.
- El de Ecklie, seguro.
- Evet, biliyorum. Toparlamazsam, olayı Ecklie'ye verecekmiş.
Y si no me despabilo, le dirá a Ecklie que tome el caso.
Ecklie'nin cinayetleri var.
Ecklie tiene un múltiple,
Ecklie 15 yıl önce bıçağın burasından kan örneği almış.
Ecklie sacó la muestra de esta hoja hace quince años.
Kan. Silik bir örnek. Herhalde Ecklie de o yüzden belirgin olandan örnek almıştır.
Es sangre, una muestra débil, por eso Ecklie usó la más espesa.
Ecklie'nin cinayet silahından aldığı kanı kontrol ettin mi?
¿ Analizaste la sangre que Ecklie sacó del arma?
Çok politik. Ecklie seni yıpratmak istiyor.
Ecklie debe estar frotándose en tí.
Ben Conrad Ecklie'ye inanırım.
Creo en Conrad Ecklie.
Conrad Ecklie hakkında ne söyleyebilirim ki?
"¿ Qué puedo decir sobre Conrad Ecklie?"
Sen Ecklie'yle çalışıyordun.
Trabajas para Ecklie.
Ecklie'nin sağ kolu.
La mano derecha de Ecklie.
Pekala, bu yemeğin izi burda bir yerde yok, ayrıca and Ecklie hep senin tuhaf bir mizah anlayışın olduğuğunu söylerdi, yani bu bir espriydi.
Vamos, no hay evidencias de esa comida por aquí, y Ecklie siempre dijo que tienes un extraño sentido del humor por lo que esto debe ser un chiste.
Sakın unutma, Gil, o Ecklie'nin ekibindeydi.
Sólo ten en mente, Gil, que ella está en el equipo de Ecklie.
Hızlı olan Ecklie.
Ecklie viaja rápido.
Ecklie emniyet müdürüyle görüşmüş.
Ecklie ha usado su línea directa con el sheriff.
Objektif görünmek için, Ecklie Sofia'nın tavsiyelerini dinleyecektir.
Para que parezca objetivo Ecklie va a seguir las recomendaciones de Sofía.
Asıl sorunsa, Sofia da gündüz vardiyası şefliğine oynuyor, bu yüzden Ecklie'nin onay vermesine ihtiyacı var.
El problema es, ella está solicitando la supervisión diurna así que necesita que Ecklie dimita para quedarse en su lugar.
Ve sende onun Ecklie'nin istediği gibi bir rapor vereceğini söylüyorsun. Öyle.
Y crees que ella dirá lo que Ecklie quiera.
Bunu Ecklie'ye söylediğimde canı çok sıkıldı.
Ecklie estaba tan enfadado cuando le hablé acerca de estos pelos.
- Ecklie'ye mi söyledin? - Evet.
- ¿ Se lo dijiste a Ecklie?
Bu seni ilgilendirmez, Ecklie.
Eso no es asunto suyo, Ecklie.
Bakın, Ecklie'nin vücüdunda bilim adamı genleri yok.
Mira, Ecklie no tiene ni un hueso científico en su cuerpo.
- Bay Ecklie.
Sr. EcKlie.
- Gündüzcüler.
EcKlie?
Ecklie!
EcKlie!
- Ne oldu Ecklie?
- ¿ Qué tal, Ecklie?
Ecklie, sen gündüzcüsün.
Brass le saca a su hija una tarjeta de salida de la cárcel y su novio acaba en una camilla. Redondo. Su turno es de día.
Bu, Ecklie'nin Mercedes'i mi?
¿ Es el Mercedes de Ecklie?
Evet, bence de. Ecklie.
Ecklie.
Ecklie, biliyorsun oldukça meşgulüm.
Ecklie, ya sabes que estoy realmente ocupado...