Ediyor traduction Espagnol
70,643 traduction parallèle
Çürüme, doku ölümünün ardından bile devam ediyor.
La descomposición continúa incluso después de la muerte del tejido.
Başka dünyalara sık sık seyahat ediyor musun?
Y ¿ viajas seguido a otras Tierras?
Buz güçlerini zaten zar zor kontrol ediyor.
Apenas si puede controlar sus poderes fríos.
- Seni mutlu ediyor mu?
Sí. ¿ Te hace feliz?
Savitar beni kontrol ediyor olabilir ve hiçbirimizin bundan haberi olmaz.
Savitar podría estar controlándome. Y ninguno de nosotros lo sabría.
Babalarımız birbirinden nefret ediyor.
Nuestros padres se odian.
Gerçeği en ufak ayrıntısına kadar, değiştirmeden anlatacağınıza yemin ediyor musunuz?
¿ Jura decir la verdad, toda la verdad, y nada más que la verdad?
Gerçeği en ufak ayrıntısına kadar, değiştirmeden anlatacağınıza yemin ediyor musunuz?
¿ Jura decir la verdad, toda la verdad y nada más que la verdad?
Ama seni sinir ediyor...
Molestarte, por otro lado...
Sana bağlı kalmama yardım ediyor.
Me ayuda a estar conectada a ti.
Görünüşe göre kimse itiraz etmiyor, bu yüzden tören devam ediyor.
Bueno, parece que nadie tiene inconvenientes, así que continuaremos con la ceremonia.
Sen Stefan, kanunen bu güzel kadını karın olarak kabul ediyor musun?
Stefan, ¿ tomas a esta hermosa mujer como tu legítima esposa?
Ve sen Caroline, kanunen bu adamı varlıkta ve yoklukta hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana kadar kocan olarak kabul ediyor musun?
¿ Y tú, Caroline, tomas a este hombre como tu legítimo marido, para amarlo y respetarlo, en la enfermedad y en la salud, hasta que la muerte os separe?
Ve hayat devam ediyor.
Y la vida sigue.
Beni mutlu ediyor.
Me hace feliz.
Hayatında senin gibi bir kadının olmasını hak ediyor.
Se merece una mujer como tú en su vida.
- Sence ben ölmeyi hak ediyor muyum?
- ¿ Crees que yo merezco morir?
Ama benim fikrimi merak ediyor musun?
Pero, ¿ quieres mi opinión?
Görünüşe göre büyünün etkisi devam ediyor.
El hechizo progresa, por lo que veo.
Sadece seninle İngiltere'deki aynı anlaşmamız Amerika'da da devam ediyor mu bilmek için geldim.
Solo quiero estar doblemente seguro de que tú y yo tenemos el mismo acuerdo en los EE. UU. que tenemos en el Reino Unido.
Komitenin bulguları etkili olarak projeyi 1969'da bitirmişti. Ama pilotlar on yıldır benzer deneyimler yaşadıklarını bildirmeye devam ediyor.
Las conclusiones del Comité... pusieron fin al proyecto... en 1969, pero los pilotos continúan... reportando tener experiencias sorprendentemente similares... en las décadas posteriores.
Bütün gece boyunca telsizinin bozuk olduğunu iddia ediyor. Saldırı sırasında nerede olduğuna dair görgü tanığı yok, bunu araştırıyoruz.
Él afirma que su radio estuvo fuera de servicio toda la noche, pero no tiene una coartada clara de su paradero durante el periodo de la agresión, en el que estamos trabajando.
Jim Atwood bugün garajında kendisine saldırdığını iddia ediyor.
Jim Atwood dice que usted le ha agredido esta tarde en su taller.
- Dava hala devam ediyor. Ama bir kadın iki yıl önce, diğeri ise bir hafta önce tecavüze uğramış.
La policia aún está tratando de atar cabos, pero una mujer fue violada hace dos años y otra fue violada hace poco más de una semana.
İnan benim acım da her gün devamlı en az onunki kadar güçlü şekilde devam ediyor.
Y mi aflicción... el dolor que sufro cada día... es tan fuerte y tan vivo como el suyo.
Birkaç ay sonra dank ediyor.
Unos meses después, digo : " Sí, sí,
- Osbert'i sevmeye devam mı ediyor?
¿ Aún le tiene aprecio a Osbert?
Bunlar Alfred'e hizmet ediyor.
Le sirven a Alfredo.
Wessex'in meşru kralı tehlikeli bir Viking'in ölümünün intikamını almaya yardım ediyor.
El legítimo rey de Wessex ayudando a vengar la muerte de un gran vikingo peludo.
Bunun ışığında... Columbia sana bu onursal mezuniyeti takdim ediyor.
Por ese motivo a Columbia le gustaría otorgarte este título honorífico.
Kont Olaf, sizi bu tiyatro oyununun önemli bir parçası yaparak hayatına buyur ediyor.
El Conde Olaf está dándoles la bienvenida a su vida al hacerlos partícipes clave de su emprendimiento teatral.
Bu kadını resmî nikâhlı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
¿ Acepta usted a esta mujer como su legítima esposa?
Görünüşe göre kendimi doğru dürüst takdim etmem icap ediyor.
Al parecer, debemos hacer ciertas presentaciones.
Kötülüğü sembolize ediyor.
Es una marca villana.
Lozano, CIA ajanı olduğunu ve çantaların içinde beş milyon dolar olduğunu itiraf ediyor.
Lozano admitió ser Agente de la CIA y que en las bolsas había cinco millones en efectivo.
Abe Leonard bir soru sordu ve inanıyorum ki halkımız, cevabını bilmeyi hak ediyor.
Creo que el pueblo merece la respuesta.
Ice Juice insanları hasta ediyor.
La gente enferma por el Ice Juice.
Rüzgarın tersi yönde hareket ediyor.
Se mueve en contra del viento.
- Telefon ediyor!
- Está llamando.
Ama Hitchcock, Sapık filmiyle başardı. Hala voliyi vurmaya devam ediyor.
A Hitchcock le fue bastante bien con Psicosis.
Bilirsin. Bette yakın plan almam için, Joan ise uzak plana geçmem için benimle kavga ediyor.
Bette siempre quiere más primeros planos y Joan quiere quitárselos.
Davis çok havai oldukları konusunda şikayet ediyor.
Davis se ha quejado de que son muy respingonas.
Beni deli ediyor. Performansımla onu boğmak istiyorum.
Me enerva, quiero asfixiarla con mi actuación.
Başarısız evliliklerim oldu. Kızım benden nefret ediyor. Peki ne uğruna?
Matrimonios fracasados, una hija que me odia, y ¿ por qué?
Tek gerçek aşkım. Şimdi o da beni terk ediyor.
Mi único amor verdadero, que ahora va a dejarme.
Bir giyotin inşa ediyor.
Ella está construyendo una guillotina.
Üvey babam şerefsizliklerine devam ediyor.
Mi padrastro está siendo un idiota.
Cezan hala devam ediyor.
Aún está cumpliendo sentencia.
Beni motive ediyor.
Me mantiene motivado,
İngiliz arkadaş sorun teşkil ediyor mu?
Mentenemos un ojo sobre él.
- Aynı anlam ifade ediyor.
Agente Thom... oh.