Egoist traduction Espagnol
181 traduction parallèle
O zaman çok egoist olmalısın, her şeyinle bencil.
Entonces más vale que te acostumbres a ser una egoísta y egocéntrica hasta la médula.
Tam bir egoist bakış açısı.
Es una visión puramente egoísta.
Seni iğrenç egoist manyak!
Eres un egocéntrico insoportable.
Howard Roark, koca egoist...
Howard Roark, el más grande egoísta...
Peter Keating'in ifadesi, Howard Roark'un kendi çıkarları için Cortlandt Evleri'ni yıkan insafsız bir egoist olduğunu ortaya koydu.
La confesión de Peter Keating dejó claro que Howard Roark es un egoísta despiadado que destruyó los Hogares Cortlandt por su propio motivo egoísta.
Bu hayatımda duyduğum en egoist ve mantıksız laf.
Es la afirmación más egocéntrica y descabellada que he oído en mi vida.
Göç ^, yüreğinin gerçek bir egoist olduğunu ispatlıyor.
Ese asunto del Éxodo demuestra que en el fondo eres un irgunista.
Egoist ama çok da merhametli.
Egoístas, pero llenos de piedad.
O bir egoist.
Es un egoísta.
Seni kaba, saygısız, egoist manyak.
Qué maleducado, descortés y egocéntrico!
Napolyoncu güç kompleksli, dalavereci bir egoist!
¡ Un presuntuoso egoísta con complejo de Napoleón!
Bu kadar bencil ve egoist bir düşünce tarzı duymadım!
¡ Es lo más egoísta y mezquino que jamás he oído!
Açgözlü, egoist, hep kenini düşünen erkekler.
Avariciosos, egocéntricos, a menudo egoístas.
Pis, egoist, bencil bir kameramansın.
Eres un podrido, egoista, interesado, puñetero cámara.
Egoist bir piç olduğumu kim söyleyebilir?
Contra mis enemigos... que me acusan de ser un infeliz egoísta.
Cinsiyetçi, egoist, yalancı ve ikiyüzlü bir bağnazsın.
Eres machista, ególatra y mentiroso.
Bakalım bu cinsiyetçi, egoist, yalancı bağnazın elini kolunu bağlamak ne kadar sürecek.
Vamos a ver cuánto tarda en atar a ese machista, ególatra y mentiroso.
Cinsiyetçi, egoist, yalancı, iki yüzlü bir bağnaz mıyım?
¿ Por machista, ególatra y mentiroso?
O zamana kadar, kendini beğenmiş bir egoist olarak beni böyle ciddiye alacağının mümkün olduğunu hiç düşünmemiştim.
Hasta aquel momento no creía que fuera posible... que él me tratara en serio, no como a una egoísta sofisticada, completamente falsa.
Ama, günü çelişkilerime göre planladığını düşünecek kadar egoist değilim.
Sí. Pero no soy tan egoísta para creer que sólo piensa en mí.
Egoist, evet öylesiniz.
Egoísta, eso es lo que eres.
Yalnızca egoist!
Egoísta.
Senin bencil, egoist bir domuz olmanı daima takdir etmişimdir.
Hmm. Sabes, Siempre te he admirado por ser una especie de, cerdo egoísta egoísta.
Egoist, ben merkezli, küçük bir veletsin!
¡ Una mocosa patetica y egocéntrica!
Çünkü bencil, egoist bir veledin tekisin
Porque eres patetica y egoista
- Ben louise Burnham Wilson. Dünyanın en umutsuz, en zayıf ve en egoist alkoliğinin karısıyım. - Yıllardır bu hapishanede senin gibi bir ayyaşa gardiyanlık yapıyorum!
Soy Lois Burnham Wilson esposa de un ebrio miserable e inútil un alcohólico egoísta que me ha tenido en este deprimente sanatorio durante años...
Bir bok göremediğini inkar eden kör, egoist, lanet herifin tekisin.
Un estúpido ciego y egoísta que niega que no ve una mierda.
Egoist bir prenses.
Una princesa egoísta.
Mercury bir zamanlar Star Laboratuvarları'nın en büyük rakiplerindendi, ta ki yaşadığımız aksiliğe kadar. Sonra Dr. Christina McGee öncülüğünde birden en öne geçtiler. Zeki ancak egoist fizikçi.
Mercury era uno de los mayores competidores de STAR Labs hasta nuestro pequeño contratiempo y entonces se catapultó al frente dirigido por la doctora Christina McGee, una física brillante pero egocéntrica.
Yani, belki de o kadar hoşnutsuz biri olduğu için bilirsin, o kadar bencil olduğu egoist ve narsist olduğu için ve benim bir erkekte aradığım bütün niteliklerden yoksun olduğu için.
Es decir, quizás sea... porque está tan malcontento... ya sabes, porque es tan egocéntrico... egotista, narcisista... y porque tiene una absoluta falta de lo que busco en un hombre.
Olmayan hastalıkların için bir insanı köle bile ettin. Hayatımda gördüğüm en bencil, en egoist...
Al esclavizar a alguien para servir a tus delirios de enfermedad... eres, sin duda, la persona más egoísta, egotista -
Adam bir egoist.
Bueno, es que es individualista.
Senin egoist derin düşüncelerinin tarihteki merkezi rolü için beni bağışla.
Ahórrese sus razonamientos egoístas sobre su gran papel en la historia.
- Bu kadar egoist olma.
- ¡ No seas tan egoísta! ¿ Egoísta?
- Ben gidiyorum buradan. - Egoist mi? Neden?
¿ Por proteger mi obra?
Neden tüm arkadaşlarım bu kadar egoist?
¿ Por qué estoy rodeada de egoístas?
Şu egoist budalalara yağ çekmeye gerek kalmaz böylece.
Se acabó el hacerles la pelota a estos... idiotas egoístas.
Sen hayatımda tanıdığım... en egoist ve en kibirli adamsın.
Eres la persona más egoísta... y creída que jamás haya conocido.
Bir egoist gibi, terkettiği bir kadını kullanmayı deniyor.
Espera que la mujer a la que abandonó salte a su llamado. Bastardo arrogante.
Egoist değildi, sadece işini yapardı.
Nada egocéntrico, sólo hacía su trabajo.
O Kurnaz ve egoist bir kaltak.
Es una perra calculadora y egocéntrica.
Tanrım. Sadece anlamsız bir egoist değilsin,.. ... ayrıca kendine özgü bir kabalığın da var.
Vaya, no sólo eres vanidoso y egoísta... sino que tu grosería es genuina.
Bu kadar egoist olma!
300 ) \ 1aH01 } ¡ A mí no me encasquetes el muerto!
Tembel, egoist ve şımarıksın.
Eres vago, egoísta y malcriado.
Gayet egoist bir hâli var.
Se siente completa.
Eskisi gibi bencil, egoist, alçak, iğrenç oldun!
¡ Vuelves a ser el mismo hombre egoísta egocéntrico, vil, despreciable... Caray, eres... -... que eres!
Herkes egoist olmuş be Ben.
¡ Cristo!
Seni egoist kaltak!
Eres una perra egoísta.
Egoist ve sinir hastası. Mm-hmm.
Es neurótico y ególatra.
O kendini beğenmiş... egoist... kibirli... anormal... bencil... soğuk... buz kalpli... şizofrenik... aşırı içli... sevimsiz... kendini düşünen... tamamiyle saçma... ve kısaca baş belası!
Engreída... Egoísta... Arrogante...
Kontrol dışı biri, egoist.
Está fuera de control.