Elden bir şey gelmez traduction Espagnol
96 traduction parallèle
- Elden bir şey gelmez.
- Pero estarás roto...
- Elden bir şey gelmez.
- Bueno, fue inevitable.
Elden bir şey gelmez, biliyorsun.
- ¡ Qué mala suerte! - así es la vida.
Elden bir şey gelmez!
Así es la vida.
- Bazı şeyler için elden bir şey gelmez.
- Se complicó. - Bueno.
Onlar öldükten sonra elden bir şey gelmez çünkü.
"Nadie puede ayudar a sus padres mas allá de la tumba."
Elden bir şey gelmez.
No podemos evitarlo.
Savaş var, elden bir şey gelmez.
Estamos en guerra - no se puede evitar.
Elden bir şey gelmez.
No podré ir.
Elden bir şey gelmez.
No hay otro remedio.
Elden bir şey gelmez.
No puede evitarse.
- Elden bir şey gelmez.
- Si no puede evitarse.
Elden bir şey gelmez!
¡ Es así!
Elden bir şey gelmez.
Es así.
Elden bir şey gelmez.
No puedes hacer nada solo.
- Bu konuda elden bir şey gelmez.
- Nada puede hacerse acerca de las labores.
Doğal süreç. Elden bir şey gelmez.
No se puede hacer nada al respecto.
Ama... Görev başındaysan elden bir şey gelmez, değil mi?
Pero... no es divertido estar en el turno noche, ¿ o no?
Elden bir şey gelmez.
Nada que hacer al respecto
Artık elden bir şey gelmez.
Bueno, pues no hay más remedio.
Elden bir şey gelmez.
No sepuede hacer nada.
Elden bir şey gelmez.
¡ Si! No nos pueden ayudar
Ne yapalım, elden bir şey gelmez.
Eso no tiene arreglo.
Elden bir şey gelmez.
Es inevitable.
Yapamayız. Elden bir şey gelmez. Ek zayiat bu.
No podemos, es un accidente, daño colateral.
Elden bir şey gelmez.
No hay nada que hacer.
Elden bir şey gelmez dedi
Y no hay nada que hacer
Ama senyaku için olduğundan, elden bir şey gelmez.
Pero como es para el senyaku, no hay nada que hacer.
Ama istediğiniz şey buysa, elden bir şey gelmez ama!
¡ Pero, si esto es lo que quiere, creo que no puede evitarse!
Yardım etmek isterdim, ama elden bir şey gelmez.
Me encantaría ayudar, pero no está a mi alcance.
Elden bir şey gelmez artık, bir damla gücümüz kalmadı.
Qué le vamos a hacer. Ya estamos en nuestro límite.
Elden bir şey gelmez.
¿ Qué puedes hacer?
Muhtaç olunca elden bir şey gelmez.
El quererlo no tiene que ver.
Aslına bakarsan sen bir batakhane gülüsün, elden bir şey gelmez.
Que seas un hispano grasiento no tiene nada que ver.
Elden bir şey gelmez artık.
No hay nada más que hacer.
Ama elden bir şey gelmez.
Pero no importa.
İş bir şekilde devam etmeli ve bunun için ödeyeceğim bedel buysa, elden bir şey gelmez.
El negocio debe seguir adelante. Y si éste es el precio, entonces no puedo hacer nada.
Şayet bunun için çabalıyorsa bir kanıt sunulmadığı müddetçe ne diyeyim, elden bir şey gelmez.
pero si está intentando hacerlo no hay evidencias que sugieran Bueno, algo se puede averiguar.
Durum bu, elden bir şey gelmez.
- Nada. Es lo que es la cosa y no podemos hacer nada sobre ello.
Elden bir şey gelmez.
No hay nada que podamos hacer al respecto ahora.
Pekala, ona da elden bir şey gelmez.
- Bueno, eso es inevitable.
- Elden bir şey gelmez.
- Qué auto, ¿ no?
Bu çocuk bir aptal. Elden bir şey gelmez.
No es que pueda evitar que él sea un idiota.
Ne? ! Elden bir şey gelmez öyleyse!
si no hay más remedio.
İpler onun elinde. Elden bir şey gelmez.
No hay nada que podamos hacer.
Onun için elden artık bir şey gelmez ama bana öyle geliyor ki hiç böyle hırsız görmemişsindir.
Ya no podemos hacer nada pero seguro que nunca has visto a otro ladrón como este desde que nací.
Elden bir şey gelmez. O...
No puede evitar serlo.
Ama cezasını doldurmuşsa elden pek bir şey gelmez.
Pero una vez cumplida la condena, poco se puede hacer.
Elden başka bir şey gelmez...
No hay otro...
Kaderdir, elden de bir şey gelmez. Allan sonunu hayır etsin. Çok üzüldük.
No puede hacerse nada, que Dios tenga piedad de él.
- Elden başka bir şey gelmez.
No hay otra cosa para hacer.