Elemento traduction Espagnol
2,091 traduction parallèle
Eh vampir mitolojisinde her zaman erotik bir öğe olmuştur.
Bueno... siempre ha habido un elemento de erotismo en la mitología vampírica.
Bunu kabul etmeliyim. Bu akşam tahmin edilemeyen unsur, bölgesellerde yakın arayla ikinci gelen Lexi Winston. Burada birinciliği de alabilir.
El elemento desconocido esta noche es Lexi Winston, que fue segunda en los regionales, y que quizá pueda superarse hoy.
Ortama alışamadın mı, Avustralyalı?
Un poco fuera de tu elemento, ¿ no es así, Australia?
Birimize karşı üç kişi. Süpriz faktörü bizim lehimizde.
Desventaja de tres contra uno, el elemento sorpresa de nuestro lado.
Bahse varım favori elementin indiyumdur.
Apuesto a que tu elemento favorito es el Indio.
Köprüde yabancı unsurlar var.
Elemento desconocidos en el puente.
Kartal takımından Alpha takımına, köprüde belirsiz unsurlar var.
Equipo Aguila a equipo Alfa. Elemento desconocidos en el puente.
Bilerek kilitlendik. Biliyorsunuz, birbirimizden ayrı bırakıldık, ama güvenlik sistemlerin bazı parçaları hala aktif.
Sabes, estamos todos separados pero hay un elemento del sistema de seguridad que está activo todavía.
Anlamaya çalışıyorum, görmeden, şiddet eylemi ve ihmal olmuştu, ya da garip bir şeyler karanlık şeyler vardı.
tratando de comprenderlo, sin ver que había sido un acto de descuido y violencia, o que había algún extraño, oscuro elemento.
Caprica savunma kontratı için anahtar bir nesne.
Es un elemento clave en un contrato de defensa Caprican.
Seni dinliyor ama aynı zamanda çok da dengesiz olabiliyor.
Él te escucha, pero también es un elemento inestable.
Muhtemel bir çatışmaya girerken düşmanınızın şaşırmasını istersiniz.
Cuando entras en una posible situación de combate, quieres el elemento sorpresa de tu lado.
Mikroskobik çöp kalıntısı alerjik bir reaksiyon başlattı. İsmi serebellar şistomiyazise bağlı gecikmiş aşırı duyarlılık reaksiyonu. Ya da CUSDEHAAA.
Este pequeño elemento de basura microscópica desató una reacción alérgica llamada hipersensibilidad alérgica demorada a la esquistosomiasis cerebelar o...
- Risk faktörleri var.
- Bueno, hay un elemento de riesgo.
Toprak, su, ateş, gök... Doğanın güçlerine ait savaşımızda, sen öleceksin. "
La tierra, el agua, el fuego, el cielo, en un elemento morirás.
Toprak, su, ateş ve gök... Doğanın güçlerine ait savaşımızda, sen öleceksin.
La tierra, el agua, el fuego, el cielo, un solo elemento y morirás.
Çok önemli bir eksik vardı.
Sin embargo, un elemento muy importante faltaba :
- Aradığın o özel şey nedir?
- ¿ Qué elemento especial estás buscando?
Belki bu içine girme olayını bir avantaj olarak kullanabilirsin.
Y tal vez tú deberías aprovechar que aquí estás en tu elemento.
Dinleyin, Artie'nin harika bir değerli varlık olduğuna şüphem yok. Ama açıklıklarımız çok fazla merdiven inip, çıkma yeni bilgisayar sistemlerini öğrenmesini gerektirir.
Escuchas, no tienen dudas que Artie sería un elemento precioso, pero por los sitios vacantes necesita a menudo usar escaleras de trabajo... y el conocimiento de los ordenadores.
- Kendini genetik bileşime tanıtıyor. Yabancı öğeleri kovuyor.
Se familiariza con la composición genética desechando cualquier elemento extraño.
Sürpriz unsurla ne kast ediyorsun?
¿ Qué quieres decir, elemento sorpresa?
Ben basit akustik grup unsurlarını devam ettirmek istiyordum.
Yo no quería perder el elemento básico de la banda acústica.
Francis Meyer'in cinayetiyle ilgili yeni bir gelişme var.
Un nuevo elemento en el asesinato de Meyer Francis.
Dört yıl önceki olayda NCIS'in gizli bir ajanı olduğunu biliyorum.
Sé que había un elemento del NCIS encubierto involucrado en el caso hace cuatro años.
Ona aldırmayın Senatör Organa bir kız olsa da, Padme şaşkınlık yaratmak için kendini biraz zayıf göstermeye bayılır.
No le haga caso, senador Organa. Incluso de niña, Padmé le restó importancia a sus cualidades. La ayuda a mantener el elemento sorpresa.
Divpat'ın üst tarafında C2 elementinin yerleştiği yer LZ Cubs oluyor.
En Divpat donde el elemento de Comando y Control estará ubicado es la ZA Cubs.
Kararsız bir element kendini dönüştürür.
Un elemento inestable se transforma.
İkinci Seviye Büyücü olabilirim ama ama sanırım büyücülüğün incelikleri bana sen öğretmiştin.
Puede que sólo sea un Mago de la Segunda Orden, pero creo que fuiste tú quien me enseñó que el elemento sorpresa lo es todo.
Bu filmlerin bu kadar gözde olmalarının sebebi psikolojik işkence unsuru içermesi.
La razón por las que esas películas son tan populares es el elemento del tormento psicológico.
.
Marcado por el elemento indomable extraño
Dışarıda ayaktakımı vardır.
Tiende haber un elemento inferior en el extranjero.
Bünyeme ters geldi.
Estoy fuera de mi elemento.
İşte sorun bu.
Tu sabes, creo que ese es el elemento faltante.
Bu dönüm noktasının merkezinde, olağanüstü bir element var - karbon.
El avance se centró en un elemento extraordinario : el carbono.
Rahatlık dövüşün temel unsurudur.
La relajación es un fundamental elemento de lucha.
Bu size garip gelebilir ama sevgi elementi periyodik cetvelde yok.
Quizá esto sea nuevo para usted, pero el amor no es un elemento de su tabla periódica.
Krom da Magnezyum da sizin olsun, çünkü ben çok daha değerli bir element keşfettim.
Quédese con su cromo y su magnesio, porque he descubierto un elemento mucho más precioso.
Yeni bir element keşfettim. Herkese teşekkür ederim.
He descubierto un nuevo elemento.
Özüme dönmüştüm.
Estaba solo... Estaba en mi elemento.
Beni bu dedektiflik tuzağına çekme isteğini ve Columbia'ya senin yardımınla olan girişimi ne kadar takdir etsem de cevap hayır.
Pero por mucho que admiro tu intento de atraerme con elemento rastreador Y aunque estoy muy agradecida de que me ayudases con Columbia, La respuesta es no.
Dünya'nın kabuğunda en bol bulanan kayaların içinde milyonlarca yılda yoğunlaşan, metalik bir elementtir.
Es el elemento metálico más abundante en la corteza Terrestre, concentrado en la roca por millones de años.
Saldırılarında cinsel bir öğe her zaman bulunuyor.
"Hay siempre un elemento sexual en sus ataques."
Seni bu gece.. birliğinde denizcilerle çevrili..
Es genial volver a verte en tu elemento esta noche ;
Muhtemelen bunları oturup düşünmediniz bile. Ancak istisnasız her büyük prodüksiyon çok önemli bir miktarda "sebebi olmayan" şeyler içerir.
Probablemente nunca lo habían pensado, pero todas las grandes películas, sin excepción, contienen un importante elemento de "ninguna razón".
Bayanlar ve baylar, bugün izlemek üzere olduğunuz film tarz yaratmanın en önemli elementi olan "sebebi olmayan" anlara bir saygı duruşu niteliğindedir.
Damas, caballeros. La película que van a ver hoy... es un homenaje a la "ninguna razón", el más poderoso elemento de estilo.
Muhtemelen öfkeli ve gergin bi hayvandır
No está en su elemento. Debe estar enojado, asustado, perdido.
Dur bir dakika, Spencer.
El hecho es que estoy añadiendo un elemento sorpresa en el segundo que abro esta puerta.
- Hangi sürpriz unsur?
Espera. ¿ Qué elemento sorpresa? ¡ Spencer!
Baskının unsurlarına çok bel bağlamışım.
¿ Con una pistola de señales? Estaba realmente contar con el elemento sorpresa.
- Ne olmuş?
- ¿ Y que está ésta nueva... cosa llamada elemento sorpresa? - ¿ Y?