Encuentro traduction Espagnol
16,816 traduction parallèle
Onu bulsam bile...
Incluso si la encuentro, yo...
Eğer gizli ilişkinizin yerini değiştirirseniz bir saat içinde haberim olur.
Si cambia el lugar de encuentro con sus acompañantes, lo sabré en menos de una hora.
Oyuncaklarımı bulamıyorum!
¡ No encuentro los juguetes!
Anne, onu göremiyorum.
Mamá, no lo encuentro.
Kız hayatının aşkıyla gizlice buluşur.
La chica acude en secreto al encuentro de su gran amor.
Telefonunda o karının kıçının resmini bulursam... sakso gecesini iptal ederim.
Si encuentro fotos de su trasero en su teléfono, se cancela el sexo oral.
Bir türlü Zaman bulamıyorum yahu!
Es que no encuentro el tiempo.
Direkt, kinli bir rastlantıydı Doug.
Fue un encuentro directo con el odio, Doug.
Bulamıyorum ama.
Eso es todo. No lo encuentro.
Arabanın anahtarını bulamıyorum. Merhaba.
No encuentro las llaves del coche.
Onları bulamadım.
No lo encuentro.
Baba, adam gibi iş bulamadığımı biliyorsun.
Sabes que no encuentro un trabajo decente.
Sonunda buluşma yerine gelmiştin.
Cuando finalmente llegaste a nuestro encuentro.
Ellerimi ve ayaklarımı hissedebildim.
Podía, sentir mis manos, mis pies. Me levanté, caminé al encuentro.
Teşekkürler. Karşılaştığımız iyi oldu.
Qué buen encuentro.
Eğer şu kitabı bulursam sizinle iletişime geçerim.
Estaré en contacto si encuentro ese libro.
Çorabımın tekini bulamıyorum.
No encuentro mi otra calceta.
Diğer eşini... bulup bulamamama bağlı bu.
Depende... si encuentro con qué reemplazarla.
İnsanların yazılar bitmesine rağmen hala oturup ekrana bakmalarını anlamıyorum.
Si encuentro al que empezó con esa bobada, le voy a plantar mi bota bien adentro...
Sonra 10 dakika içinde randevu noktamızda buluşabiliriz.
Entonces podemos reunirnos en el punto de encuentro en diez minutos.
Boston, Massachusetts'de dostunuz Reynald Grubu küresel ölçekte etkili bir sanal gerçeklik teknolojisi geliştirdi.
En Boston, Massachusetts... sus amigos en Relyand han desarrollado... una nueva tecnología... de encuentro virtual en una escala global.
Elly'i bulamıyorum.
No encuentro a mi Elly.
Dürüst olmak gerekir ise hayret verici buluyorum.
Para serle sincero los encuentro extraordinarios.
Ama emin olun ben her zaman aradığım kişiyi yakalarım.
Pero tenga la seguridad, siempre encuentro a mi hombre.
# Şu kayaların ve bitkilerin altına bakınca #
♪ Y las hormigas encuentro bien. ♪
Ne yazık ki, korkarım bu son görüşmemiz. En azından Mr. Johnson hayattayken.
De mí, me temo que este es nuestro último encuentro al menos mientras el Sr. Johnson viva.
Teröristler hala onunla görüşmek için geliyor.
esos terroristas todavía vienen a su encuentro.
Şimdi ilk kez canlandırıyorum olağanüstü hayatı.
Ahora, me encuentro reviviendo por primera vez su extraordinaria vida.
Birisi kesin olanla karşılaştığında psişik kasların güçleniyor.
Cuando alguien tiene un encuentro, ciertos... músculos físicos se fortalecen.
Beni evine davet etti.
Él me invito a su casa para el encuentro.
Söylerim. Tanıştığında bir daha ara beni.
Llámame para contarme como fue el encuentro con él.
Sadece seni görecektim, fotoğraf çekecektim, imza alacaktım.
Un pequeño encuentro, una foto, un autógrafo. 5 minutos. Sólo eso.
İlk tanışmamızda, misafirperverlikten söz etmiştik.
Durante nuestro primer encuentro, hablamos de hospitalidad.
Kardeşim Brian, biraz dinlen, Jeremy Duffin ile talihsiz bir olay yaşadık.
Mi hermano Brian, Dios guarde su alma, tuvo un encuentro desafortunado con el oficial Jeremy Duffin.
Bulamıyorum.
No encuentro dónde.
O e-postayı okuduğumda nasıl hissettiğimi tarif edecek kelime bulamam.
No encuentro palabras para describir lo que senti cuando lei ese email.
Adamı her gün işten geldiğimde mutfak masamda oturuyor buluyorum.
Vuelvo de trabajar y lo encuentro sentado en la mesa de la cocina.
Seni bu numaradan 10 dakika sonra arayıp buluşma noktasını söyleyeceğim.
Te llamaré en 10 minutos a este número con el lugar del encuentro.
Tamam, dinle, bu çocukları hiçbir yerde bulamıyorum.
Escuchen, no encuentro a esos niños en ningún lado.
Galeride bir buluşmadan söz ediyordu.
Mencionaba un encuentro en una galería de arte...
Onu bulursam, iletmemi istediğiniz bir mesaj var mı?
¿ Algún mensaje, si lo encuentro?
Gençler böyle şeyleri seviyorlar ama sanırım bunlardan biriyle buluşacak.
Bueno, es algo común entre esos patanes, pero creo que sólo es un encuentro.
- Hiç bilmiyorum. - Kim çocuğunu buluşmaya getirir ki?
Ni idea. ¿ Qué clase de vagabundo trae a su hijo a un encuentro?
- Harikayım.
- Me encuentro bien.
Nasıl bulacağım?
¿ Cómo lo encuentro?
Birini bulsam bile Shivaay gibi olmaz, biliyorum.
- Incluso si encuentro a alguien no será como Shivaay... Lo sé.
Anneni bulursam ne kazanacağım?
Si encuentro a tu mamá, que voy a obtener...
Diğer insanlarla tanışmıyorum.
No me encuentro... con ninguna de estas personas.
Uzun zamandır beklediğinle
♪ Un pequeño encuentro casual
Anahtarı hiçbir yerde bulamıyorum.
No encuentro la llave por ningun sitio
Bunu... büyüleyici buluyorum.
Encuentro esto... Fascinante.