English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ E ] / Eno

Eno traduction Espagnol

41 traduction parallèle
- Şansını dene Eno.
- Inténtalo tú, Eno.
Eno.
Eno.
Eno, şimdiye kadar Nueces veya Colorado'da olursunuz sanıyordum.
Pensé que estarían en Nueces o Colorado.
Bir depoyu doldurmazsam diğerini dolduruyorum.
Si no ¡ eno uno, ¡ eno el otro.
4 çift çorap, çok sayıda atlet ve miden için Eno.
Cuatro pares de calcetines, unas camisetas y Eno para el estómago.
Bay U eno, y arınki topantıyı 1 : 00'dan 3 : 30'a aldırmak istiy or.
El Sr. Ueno ha cambiado la reunión de mañana a la 1 a las 3 : 30
Eno Matsubara'ya doğru gidelim, manzaranın keyfini çıkarmak için!
¡ Sigamos hasta Eno Matsubara a ver las vistas!
Eno Matsubara'ya mı?
¿ A Eno Matsubara?
Eno Matsubara'ya!
¡ A Eno Matsubara!
Hey, Eno,... küçük köpeğini benden uzak tut.
Hey, Eno, Pon a tu perrito lejos de aquí.
Gidebilir miyiz, Eno?
¿ Podemos ir, Eno?
Lukas Eno ile birlikte gidiyor sanırım.
Lukas esta conduciendo con Eno, Pienso.
Eno, Lukas seninle mi gidecek?
¿ Eno, Va lukas contigo?
Eno bana açıklamıştı.
Eno me lo ha explicado.
Aslında kendim almayı tercih ederim.
Eh, bue-eno. Preferiría hacerlo yo mismo.
- Mesele bu değil anne.
- eno es por eso, Mamá. - ¿ Oh no?
- Eno Yapımcılıktan.
- Lo produce Brian Eno. - Wow!
Bir şey ikram etmemi istemediğinizden emin misiniz?
Esta segura qu eno podemos conseguirle algo?
- Tuhaf amca mı? - Brian Eno.
- ¿ Tío excéntrico?
Bundan sonra Brian Eno'nun yeniden düzenlenmiş hâli geliyor.
El maestro Brian Eno será el próximo.
Öyleysen, bugün mutlaka Brian Eno dinlemeliyim yoksa gözlerimi oyacağım.
Necesito oír algo de Brian Eno o me arrancaré los ojos.
Şimdi, Eno. Neden ödevlerini yapmıyorsun?
Eno, ¿ por qué no has estado haciendo las tareas?
Ben Çikolata Yıldırım oluyorum, değil mi?
Yo soy TrÏ... eno de Chocolate, Â ¿ no?
Ve bizi sen aradığın için amacının ne olduğunu sormak zorundayım, Jack.
Y bÏ... eno, como usted nos llamà ²...... debo preguntar,  ¿ cuà les son sus intenciones'Jack?
Bugün doğrusu yanlışı yok, konuşalım.
Î — oy no hay ni bÏ... eno ni malo. Discutà moslo.
Bana Janus'ın en sevdiği Brian Eno şarkısını hatırlatıyor mu?
¿ Cómo, si me recuerda la pista de "Brian Eno" favorita de Janus?
Eno, Replacements, Big Star.
Eno, Replacements, Big Star.
- Hayır, adamım, kızmadık.
No, amigo, no estamos eno- -
Kızın birini hamile bıraktığını söyleme sakın.
Dime sólo qu eno fuiste y dejaste a alguna chica embarazada.
Tamam.
B... uu... eno.
- Dünya Ticaret Merkezi'ne mi?
- Yo no se. - Eno World Trade Center?
Ama cidden öylece 3.000 mil uzağa gidemezsin Dünyanın diğer ucuna geç ve ailene söyleme.
Queríamos estar en así, pero puede atravesar el mundo dirá eno su familia.
Başka şansımız var mı?
¿ Tenemos elección? Me temo qu eno.
Şimdikini benimle konuşmadığı için bilmiyorum.
No sé cuan actual es, ya qu eno me habla más.
Rakuen eno kaidan.
Rakuen eno kaidan.
Jenna'nın babası biraz garipti.
La verdad es qu eno. El padre de Jenna era raro.
Hoş bir şekilde ayrılmadığımızı biliyorum ama yardımına ihtiyacım var.
Sé qu eno terminamos en un gran lugar, pero necesito tu ayuda.
- Bir yabancıyla evlendin. - O benim kocam!
- Te casaste con un x eno.
Hoş bir çocuk, çok hoş ama Yunan değil, bir yabancı.
- ¡ Mi esposo! Es un buen chico, pero no es griego. Es un x eno.
- Yaklaşmışım.
- Brian Eno.
Efendim, teröristler ENÖ'den.
Señor, los terroristas son el año.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]