English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ E ] / Enos

Enos traduction Espagnol

153 traduction parallèle
- İri Enos'un dünyası altındandır.
- La palabra de Enos, el grande, vale oro.
Ne kadar, Enos?
¿ A cuánto está, Enos?
Kavşağa kadar gitmiyor musun, Enos?
¿ No vas a pasar por el cruce, Enos?
Ben Büyük Enos Burdette.
Yo soy Enos Burdette, el grande
Bu da benim oğlum, Ufak Enos.
Este es mi hijo, Enos, el pequeño
Bana Austin'in sorumluluğunu vereceğinizi biliyorum...
Créanme, si colocaran Enos Burdette en el edificio del Parlamento en Austin...
Enos Burdette, elimdeki son kuruşu harcamak zorunda kalsam bile, o koca kıçın vali koltuğunu ısıtamayacak.
Enos Burdette, tu gordo trasero nunca se sentara como gobernador. Aunque tenga que gastarme hasta el ultimo centavo
İri ve Ufak Enos dışarıdalar ve 200,000 dolarları var.
Enos el grande y Enos el pequeño están allá afuera y tienen $ 200 mil dólares.
Eğer şu İri Enos bu işi birkaç traktörcüye yaptırsaydı, eminim bizi ezip geçerlerdi.
Si Enos el grande pudiera embarcar ese paquete a Texas detrás de unas mulas... Que nos ganarían a la velocidad que vamos.
Enos kamyona sığar demişti.
Enos dijo que cabria en el camión.
Düklerin Roscoe, Enos ve Boss Hogg'u birlikte kelepçelemeleri harika değil miydi?
No estuvo bueno cuando los duques de Hazard ataron a Rosco, Enos y el Jefe Hogg juntos?
Şimdi birbirimizi biraz daha iyi tanıyoruz. Ben bugece burada kalacağını düçşünmüştüm.
Ahora qu enos conocemos un poco mejor, pensé que que querrias pasar aquí la noche.
- Enos.
- Enos.
Hazır gitmişken, büyükbabam Enus'u da ziyaret ederim.
Visitaré a mi Abuelo Enos. Estaba apostado en Roswell.
Enus!
¡ Enos!
- Bu o. Bu büyükbabam, Enus.
Es mi abuelo, Enos.
Bana Enus'u hatırlatıyorsun.
Me recuerdas a Enos.
Herşey bana Enus'u hatırlatıyor.
Cada cosa me recuerda a Enos.
- Enus!
- ¡ Enos!
Yasa uygulama dünyasında yeni ne var, Enos?
¿ Qué hay de nuevo en el mundo de la ley, Enos?
Enos, patron tüm o toprağı alıp ne yapacak?
Enos, ¿ para qué quiere Boss todo ese terreno? No sé.
Hayır ben Enos'um Bay Prickett.
No, es Enos, señor Prickett.
- Enos, ben Patron Hogg.
Enos, habla Boss Hogg.
Patron, neden Enos'a nerede olduğumuzu söyledin?
Boss, ¿ por qué le dijo a Enos dónde estábamos?
- Düklere söyleyen Enos olmuştu.
- Sí. - Fue Enos el que le dijo a los Duke.
Dük oğlanlarına söyleyen Enos'tu.
Fue Enos el que le dijo a los chicos Duke.
Enos, Patron Hogg ve Rosco nerede?
Enos, ¿ dónde están Boss Hogg y Rosco?
Teşekkürler, Enos.
Gracias, Enos.
Enos!
¡ Enos!
Enos, seni salak, birisi arabamı mı aldı?
Enos, tarado, ¿ quién movió mi auto?
Başkan Garfıeld'ın suikastçısının cesedine $ 30,000 teklif eden adam Emniyet Amiri Enos Craig'e telgraf çekerek, Jesse Woodson James'in cesedi için 50,000 teklif etti. Niyeti onu bütün ülkede gezdirmek ya da en Dünya'nın En Büyük Şovu için P. T. Barnum'a satmaktı.
El hombre que ofreciera 30000 dólares por el asesino del Presidente Garfield envió un telegrama al alguacil Enos Craig ofreciendo 50000 por el cadáver de Jesse Woodson James para poder recorrer el condado con él o venderlo a P. T. Barnum para El Mayor Espectáculo del Mundo.
- Horstman Enos'ta çalışıyorum. "
- Trabajo en "KIein, Horstman Enos".
- İyi akşamlar Enos.
Buenas noches, Enos.
Artık Lafleur yok, Enos.
No hay más LaFleur, Enos.
- Seni görmek de güzel Enos.
- Un placer verte también, Enos.
- İyi akşamlar insancık.
Buenas noches, Enos
Hayır, o Enos.
No, ese es Enos.
Bana daha az "Lunt" varmış gibi geliyor...
Es más "Soymenos"... Luntz-enos.
Enos Krallığı On yıl sonra
REINO DE ENOS - 10 AÑOS MÁS TARDE
Ben de Enos'un gelecekteki kralı olacağım.
Y yo guiaré a Enos en el futuro.
Enos halkı!
¡ Buena gente de Enos!
Ben Enos'tan, Arias Dudunakus.
Soy Arias Dudunakus de Enos.
Enos'a ihanet edenler orada.
Allí están los traidores de Enos.
İri ve Ufaklık Enos Burtette'ler bu oyunu her kamyoncuya yediriyorlar.
Enos Burdette, el grande y el pequeño, retan a todos los camioneros.
Sadece hesabı İri Enos Burdette'ye göndermeleri için bir not bırak.
Deja una nota.
" Hesabı... İri... Enos...
"Mandad la cuenta a Enos Burdette, el grande."
Ona parayı ver.
Dale el dinero, Pequeño Enos.
- Big Enos ne oldu?
- ¿ Y Enos, el grande?
Konserde iyi eğlenceler Enos.
Disfruta el concierto, Enos.
Adem'in oğlu Şit, sonra Şit'in oğlu Enoş oldu.
Adán engendró a Set, y Set engendró a Enoc.
Enoş'un oğlu Kenan, sonra Kenan'ın oğlu Mahalalel oldu.
Enoc engendré a Cainán, y Cainán engendré a Mahalaleel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]