Esmer traduction Espagnol
1,407 traduction parallèle
Ham esmer amber bazlı.
Tiene una base de ámbar gris.
- Esmer amber nedir? - Esmer amber balinadan elde edilir.
El ámbar gris lo produce la ballena.
Zayıf ve esmer ve çok....
Delgada, morena y muy...
Ancak sen Farva, esmer bir adamı utançtan kızartırsın.
Solo tu puedes hacer que un negro se sonroje.
Yeşil gözler. Esmer ten.
Tienes ojos verdes piel chocolate...
Neden bizim esmer kahraman Mithum Ooty'de kalıyor şaşırmadım
No es de sorprender porque nuestro héroe oscuro Mithun se quede en Ooty.
Esmer, 30 yaşında, adı Lola.
Morena, 30, de nombre Lola.
Esmer, 30 yaşında, adı Suzanne.
Morena, 30, de nombre Suzanne.
Lola adında bir esmer.
Una morena de nombre Lola.
Hayır, küçük esmer
No, la morenita.
Uzun boylu esmer mi yoksa sarışın mı...
Una morena alta o una rubia.
Uzun boylu, esmer, zengin, rüyalarında ki... erkek, yakışıklı prens.
Alto, moreno, rico, culto, el hombre de los sueños el príncipe azul.
Genelev patroniçesi sorar, sarışın mı esmer mi yoksa kızıl saçlı mı olsun.
La dueña le preguntó si quería una rubia, una morena o una pelirroja.
Hayır. Esmer kadın değil!
No. ¡ No es la morena!
Esmer kadındı, değil mi?
¿ Fue la morena, no?
Bir kadın geldi. Sevimli, esmer biri.
- No. vino una chica. guapa.
- Esmer kadın.
- Morena.
Ucuz bir esmer kadındı.
Era una morena barata.
Esmer. Gösterişli dövmeler. Saçı çok iyi boyanmış.
La morena elaborados tatuajes, perfectamente teñida.
Ve esmer.
Y morocha.
Esmer mi?
¿ Morocha?
Esmer olan.
Cabello negro.
Hayır, ama şöyle var : "Esmer kıçımı öp."
No, pero hay uno que dice, "Besa mi moreno trasero"
Herkesin söylediği kadar kaba saba görünmüyordu... Esmer, yakışıklı bir adamdı, Sakalı vardı ve bütünüyle siyah giyinmişti.
No era tan temible como todos dicen más bien un tipo apuesto, oscuro vestido de negro y con barba.
Onu hiç görmedim, ama diyorlar ki Esmer ve koyu giyimliymiş, kadınlar da görünüşünü beğeniyormuş.
Y yo nunca lo he visto, pero dicen que es moreno, y a las mujeres les gusta cómo luce.
Buralarda, esmer, uzun boylu, yakışıklı bir adam gördün mü?
¿ Has visto a un tipo alto, moreno y apuesto por aquí?
Sarışın mı, esmer mi?
¿ Rubia o morena?
Esmer ekmek ve ekşi hamur.
pan negro... Y de masa fermentada.
O zaman bize, esmer dostumuz bile yardım edemez.
Y ni siquiera el amigo oscuro podría ayudarnos
20'li yaşlarda bir kadın. Esmer güzel.
Joven, poco más de veinte años, morena, bonita...
Peki siz bu siyah saçlı esmer adamı hiç gördünüz mü?
Y según usted, ¿ quién sería ese moreno bajito?
Ben ise esmer 6 yaşında bir kızdım. En çok istediğim şey popüler bir kız olmaktı. Başka kızlarla hep birlikte olup, sohbet etmek, sandviç yemek
y yo tenía 6 años con aparatos dentales deseaba ser la chica popular todas sentadas juntas, hablando... compartiendo sus sándwiches.
Sana söylediğim şekilde yoluna çıktığı için çok şanslısın. Eğer şişman ya da çok esmer biri olsaydı senin için sorun olurdu.
Tienes suerte que ella fuera de esa manera... si fuera gorda y oscura, ¡ Estarías en problemas!
Esmer, çok güzel bir kız. Tıpkı kalp atışlarıma benziyordu.
"Una muchacha timida y hermosa es, De la misma manera que el latido de mi corazón es"
"Esmer güzeli."
"La belleza de la muchacha"
"Esmer, çok güzel bir kız. Tıpkı kalp atışlarıma benziyor."
"Una muchacha timida y hermosa es, De la misma manera que el latido de mi corazón es"
Ve kız sarışınken onlar esmer olsa da onu evlat edinmelerini sağladı.
Y aun cuando ella tenía cabello oscuro, y ellos eran rubios... -... él se las dio en adopción.
Elma gibi kıçı olan bir esmer var ve dişlerimi kıçına geçirmek için sabırsızlanıyorum.
Vamos arriba. Hay una belleza alta y morocha con un culo como una manzana en la que no puedo esperar para cerrar mis dientes.
Esmer olmak anlamına geliyor.
Quiere decir morena.
- Esmer, kıvırcık saçlı, çilli.
Morena, pelo rizado, pecas.
Biri sarışın, küt saçlı, diğer herif esmer.
Uno rubio con un pelado de mujer, y uno trigueño antipático.
Esmer?
¿ Morocha?
Ama sonra Hint Avrupalılar, cömert topraklardaki hoş, esmer insanlar tarafından şeytana uyduruldular.
Pero entonces... el ario fue llevado a la tentación por gente suave y morena de tierras generosas.
Esmer, sarışın, esmer, sarışın.
Negra, rubia, negra, rubia.
Buraya sadece esmer şeker almaya gelmiştik.
Sólo vinimos a pedir un poco de azúcar.
Gelen esmer adamı gördün mü?
¿ Ha visto a un tipo de pelo oscuro?
Gelen esmer adam, şef?
Sí vi a un tipo de pelo oscuro, jefe.
Esmer adam suya girer.
El tipo de pelo oscuro se echó al agua.
sen hangisiydin, esmer olanı mı?
Así que apenas pude--Cuál eras, la morocha?
Çünkü ben uzun, esmer ve yakışıklıyım.
Porque soy alto, oscuro y guapo.
Şu esmer olan...
La morena.