Especial traduction Espagnol
36,081 traduction parallèle
Herhangi bir sebebi var mı?
¿ Por algo en especial?
Her birimiz özeliz.
Cada uno es especial.
Hayır, sadece özel bir NBA oyuncusu arkadaşla.
No, solo un amigo especial jugador de la NBA.
Annen ve anneannenin güzel vakit geçirmesini istemiyor musun?
¿ No quieres que mamá y la abuela pasen un rato especial?
Ben, kendimin güzel vakit geçirmesini istiyorum.
Quiero ser yo la que tenga un rato especial
Seni dışarı bırakacakları kadar özel biri değilsin.
No eres tan especial ya que te están haciendo salir.
Eğer ikna edilmeleri gerekirse, ikna et.
Y si alguien necesita motivación especial, pues que lo motiven.
Pablo da kendine has diplomatik üslubunu kullanıyordu.
Pablo recurría a su estilo especial de diplomacia.
Frankie'nin gerçekten özel ilgi, alakaya ihtiyacı var. Bunu ona vermek istiyorum.
Sí, Frankie necesita una atención especial y específica, y quiero dársela.
O kadar özelsin ki.
Eres muy especial.
Özel değilsin.
No eres especial.
- Yani, bu özel.
- Digo, esto es especial.
- Özel?
- ¿ Especial?
Zaten özel bir şey olmazsa Beyaz Tony gecesi olmazdı
Ya saben que éste no sería un evento de White Tony si no sucediera algo especial.
Bir tip özel görsel efekt mi?
¿ Algún tipo de efecto especial?
Tıp fakültesine gittiğim için onlardan farklı olacağımı sanmıştım.
Pensaba que yo era especial porque fui a la facultad de medicina.
Neresi özel ki şu bilgisayarların?
¿ Qué tienen de especial los ordenadores?
Şu anda, istihbarat komitesi için özel bir toplantıya çağrıldın.
Acaba de ser citado a una reunión especial del comité de inteligencia.
Bu gece, "Ruh Avcıları" nın olağanüstü bir özel bölümü var.
Esta noche, una edición especial extraordinaria de "Cazadores de espíritus".
O çok tatlı ve sen bana hep sana saygı duyan ve seni özel hissetiren birini bul derdin.
Es dulce, y siempre me dijiste que encontrara a alguien que me respete y que me haga sentir especial.
Özel bir şey yok.
Nada especial.
Çeviri : avideory Bu akşam bir sürprizimiz var.
Esta noche tenemos una sorpresa especial para ustedes.
Bu açıdan özelim.
Soy especial en esa manera.
Tahminim, senin de özel olduğun anlamına geliyor bu.
Supongo que eso significa que eres especial, también.
Bu duvarı onun için özel kılan bir şey mi vardı?
¿ Hay algo acerca de esta pared que era especial para él?
Donatella Versace'den çok özel bir jambon.
Es un jamón muy especial de Donatella Versace.
- Özel İstihbarat Birimi.
La Unidad Especial de Inteligencia.
Bir savaş veriliyor. Rüyalarımızı kontrol etmek için bir savaş. Ve bu savaşın sonucu bir insanın, özel ve güçlü bir insanın kaderine bağlı olabilir.
Hay una guerra en marcha, una guerra por el control de nuestros sueños y el resultado solo puede depender del destino de una sola persona, una persona especial y poderosa.
Burada çok özel bir şey var... bence çoğu kişinin aradığı şey.
Tienen algo especial aquí que creo que mucha gente busca.
Çocukken top tutmasını veya bisiklete binmesini... nasıl öğrendiğimi hatırlıyorum da, şimdi bir araya geldiğimizde... bunun çok özel bir şey olmasını sağlamaya çalışıyorum... çünkü her zaman onların hayatında olamıyorum.
De mi infancia recuerdo cuando aprendí a jugar al béisbol o a montar en bici, por eso intento que siempre que nos veamos sea algo muy especial porque no siempre puedo estar con ellos.
Bu özel bir baharat karışımıydı. Ailesinin karışımı. Ve onu et suyuna koydu.
Era una mezcla de especias especial de su familia, y se la añadió al caldo.
Çünkü, Zoe Vaughn... Sen özel biriydin. Özellikle benim için Özellikle özeldin.
Porque, Zoe Vaughn... eras especial... especialmente para mí, especialmente... especial.
- Bu talaş tadı üzerine
¿ Este es el especial con sabor a aserrín?
Onlar en iyi arkadaşlarımız ve arkadaşlarımız iyi davranıyorlar.
Para nosotros no son solo perros. Son nuestros mejores amigos, y debemos tratar a los amigos de manera especial.
- Yıldız köpeği - Evet.
- ¿ Es el especial del Perro Estelar?
Size özel indirimle 400 olur.
Son 400, doña Annalisa, con el descuento especial para usted.
Ben Davranış Analiz Birimi'nden Kıdemli Özel Ajan Luke Alvez.
¿ de acuerdo? Ahora soy el agente especial Luke Álvez de la Unidad de análisis de conducta.
Eğitim gören Kıdemli Özel Ajan. Ama yine de bana karşı nazik olmayı öğrenmen gerekiyor.
Está bien, agente especial en prácticas pero aun así, tendrás que encontrar la forma de ser amable conmigo.
Ama sen, masum insanları ipten alan bir avukat olarak çok özel birisin Eleanor.
Pero tú, una abogada que sacó a personas inocentes del corredor de la muerte, eres especial, Eleanor.
Özel olduğunu biliyordum bu da kanıtı.
Sabía que eras especial, pero esto me lo prueba.
Mutlu olmayı hak ediyorsun çünkü çok iyi, düşünceli, özel bir insansın.
Y te mereces ser feliz, porque... eres una impresionante, persona reflexiva, y especial.
Hepinizin şu anda yemekte olduğunuz yemekle ilgili özel bir anısı var.
Cada uno de Uds. tiene un recuerdo muy especial unido a la comida que están comiendo.
Özel Ajan Grant MacLaren'a ulaştınız.
Ha llamado al agente especial Grant MacLaren.
Özel Ajan Grant MacLaren.
Agente especial Grant MacLaren.
Yani, bu cidden çok özel bir fantezi, dostum.
Es un fetiche muy especial, amigo.
Özel bir bıçak var...
Hay un cuchillo especial...
Uzaylı karşıtı gizli operasyon timiyle ilgili hikayeler duymuştum.
Ya había oído historias de un grupo de asalto especial secreto anti alienígena.
Bu yüzden buluşmak istedim. Böylece Phillip Price için neden bu kadar önemli olduğunu anlayabilecektim.
Por eso quería conocerte, para saber por qué eres tan especial para Phillip Price.
Düşündüğünden çok daha özel birisin.
Eres más especial de lo que piensas.
Altı yıldır özel ajanım.
He sido un agente especial de seis años.
- Burası Annemin özel alanı.
- Es el sitio especial de mi madre.