Essiz traduction Espagnol
2,868 traduction parallèle
Ve bu Wolfgang Amadeus Mozartın trajik ve eşsiz ölümünden başka ne olabilirdi ki?
¿ Y qué podría ser mejor que un mundo camparado con el trágico músico, Wolfgang Amadeus Mozart?
Ama bazen onları eşsiz yapan şeyleri ellerinden almıyor muyuz? Kişiliklerinin gerekli parçasını çalmıyor muyuz?
Pero también podríamos estar algunas veces despojándolos de los que los hace únicos robándoles una parte esencial de quienes son.
Bayanlar ve baylar. İçki tarihinin eşsiz günü için Balblair Distillery'e hoş geldiniz.
Señoras y señores, bienvenidos a la destilería Balblair en lo que es un día único en la historia de la destilería.
Eşsiz bir insansın.
Eres una en un millón.
Cesur değilsin. Eşsiz ya da orijinal da değilsin.
No eres nada valiente ni único, ni original.
Ama hiçbiri bu kadar eşsiz ve iyi korunmuş değildi.
Pero nada tan único o tan bien preservado.
O senin eşsiz bir özelliğin.
Es una habilidad única que tienes.
Bruce kocaman bir boks filmleri koleksiyonuna sahipti. Muhammad Ali'nin onu eşsiz yapan dünyasının ne olduğunu düşündü.
Bruce tenía una enorme colección de las películas de boxeo y él pensó que el mundo de Muhammad Ali.
Ve eşsiz birer yaratı olan bu süslerin içinde Noel ruhu vardır.
Y cada creaciin inica encierra dentro suyo el espiritu de la Navidad.
Biz damarlarındaki kan ile eşsiz bir aileyiz.
Somos familia, y lo que corre por nuestras venas es único.
Neredeyse yok olmak üzere olan bu eşsiz eserleri kurtaran bendim.
Yo solo recuperé estas invaluables obras de arte que estaban a punto de ser perdidas en la historia.
Herkesin büyüsü kişide kendi eşsiz izini bırakır ve ben seninkini tanıyorum.
Toda magia deja su propia huella, y yo conozco la tuya.
Saf ve eşsiz bir iş. Yine sakso çektin, değil mi?
Puro negocio celestial.
Eşsiz bir seçim ama bu kadar çok dans terlemek demek ve Emma pislikte nefret eder, yani onu tetikleyecek bir şey yapmak istemiyorum.
Es una elección inspirada pero todo ese baile significa mucho sudor y Emma odia lo sucio, así que- - No quiero hacer nada que la altere. Pero lo consideraré.
Farklı bir adım bile var. "Eşsiz."
Incluso tengo un nombre diferente :
Ama sonra Eşsiz ne yapardı diye düşündüm.
Pero después pensé, ¿ cómo lo haría Unique?
Kurt Hummel ve Mercedes Jones Eşsiz bastığınız kırmızı halıya tapıyor.
Kurt Hummel y Mercedes Jones. Unique adora la alfombra roja en la que caminan.
İkinizin gayri meşru bir çocuğu olsa, Eşsiz olurdu.
Si ustedes dos tuvieran un hijo juntos, ese sería Unique.
Ve Eşsiz'in dede ve ninesi Andre Leon Talley ve Beyonce olurdu çünkü Eşsiz'e sadece en iyisi uyar.
Y los abuelos de Unique serían André Leon Talley y Beyoncé, porque sólo lo mejor le sirve a Unique.
Eşsiz harika birine benziyor.
Unique suena a una gran persona.
Aslında Eşsiz bir bayan.
De hecho, Unique es "ella".
- Eşsiz. - Evet.
- Unique.
Wade bizden tavsiye istedi, çünkü Bölge yarışmasında ikinci kişiliği Eşsiz olarak elbise giyerek sahneye çıkmak istiyor.
Wade nos pidió nuestro consejo, porque quiere usar un versito y cantar en sus Regionales como su alter ego Unique.
Bunları Eşsiz'e teslim edin.
Llévenle estas a Unique.
Eşsiz'in becerdiğine inanamıyorum.
No puedo creer que Unique vistiera eso.
Ama Jessie, Eşsiz'in esas büyülü haliyle icra etmesine karşıydı.
Jesse St. James no quería que Única cantara como es auténticamente.
Her halükarda Eşsiz gösteri korosu dünyasında şöhret edindi.
En todo caso, Única ahora es una celebridad de los coros.
- Bütün bunlara ek olarak Vocal Adrenaline'in gizli silahı Eşsiz var.
Y la corona de Adrenalina Vocal es su arma secreta : Única.
Eşsiz faktörü, Vocal Adrenaline'e üstünlük sağlıyor.
El factor Única le da la ventaja a Adrenalina Vocal.
- Rachel da bizim Eşsiz faktörümüz değil mi?
- ¿ Rachel no es nuestro factor Única?
Malzemelere bayılırlar ve Eşsiz en büyük malzeme.
Les encanta la utilería y Única es la mejor utilería.
Gerçekten "Eşsiz" faktörümüzsün.
En verdad eres nuestro factor Única.
İşte "Eşsiz" faktörümüz bu.
Ese es nuestro factor Única.
Rahm Emanuel tarafından Eşsiz'e hediye verildiğinin farkında mısınız? - Sahiden mi?
- le han dado a Unique la llave de la ciudad de Rahm Emanuel?
Eşsiz'le yaptıkların muhteşem.
Lo que hiciste por Unique fue increíble.
Eşsiz'e şans dilemeye ve bu çiçeği vermeye geldik.
Vinimos a desear suerte a Unique y darle esta flor.
Eşsiz burayı terk etti, ne kadar denesem de, getiremiyorum onu.
Bueno, Unique ha abandonado el edificio.
Eşsiz olarak yaptığın son icrayı düşün.
Es solo miedo escénico. La última vez que actuaste como Unique fue increíble.
Kimse Eşsiz'i tanımıyordu.
Nadie conocía a Unique.
Sen kaldıramayabilirsin ama belki Eşsiz kaldırır.
Tal vez no puedas soportarlo, pero quizás Unique pueda.
Eşsiz seneye okul değiştirebilir.
Quizás Unique se transfiera de instituto el año que viene.
Bence Eşsiz denen çocuk bir yıldız.
Yo creo que esa tal Unique es una estrella.
Carmel Lisesi, Vocal Adrenaline'den Wade "Eşsiz" Adams! Şimdi alkışlarınızla bu senenin Ulusal Gösteri Korosu Yarışması ilk üç finalistini sunuyoruz.
De Vocal Adrenaline, del instituto Carmel, ¡ Wade "Unique" Adams! Y ahora un aplauso para nuestros tres finalistas para el Campeonato Nacional de Coros de este año.
Holly eşsiz bir tür.
Holly es un ser único.
Sadece 24 saatliğine sana eşsiz, dünyaca ünlü am roketimi ödünç veriyorum.
te estoy prestando por 24 horas únicamente, el único y famoso, "pussy rocket".
Eşsiz olmak...
Ser único...
Neden şu bürokratlar Eureka'nın eşsiz bir yer olduğunu anlamıyor?
Lo que estos burócratas no entienden es que Eureka es única.
Yani kendisi karşılaştığım en gösterişçi yaşlı herif, ama bedava şarap ve belli ki yeni Bordeauxlar "eşsiz."
Quiero decir, es el viejo más presumido que conozco, pero es vino gratis y aparentemente el nuevo Burdeos es "excepcional".
Çok eşsiz bir parça.
Bueno, es una pieza única.
Toplantı için de Greenbrier Oteli'ne * gideceğiz. Eşlerle. Ya da eşsiz...
Y hay un pequeño viaje al hotel The Greenbrier por la conferencia, con esposas.
Ruhları eski dünyadan yeni dünyaya taşıyacak, eşsiz büyüklükte ve lükste dalgalara hükmedecek bir gemi.
Un buque construido para gobernar las olas, una embarcación de un TAMAÑO y un LUJO SIN PRECEDENTES... que dominará el transporte de pasajeros del Viejo Mundo al Nuevo.