Etmeyeceğim traduction Espagnol
4,743 traduction parallèle
Çocuğumu terk etmeyeceğim.
No me voy sin mi hijo.
Ülkeme ihanet edersem, ki etmeyeceğim.
Si traiciono a mi país, lo cual jamás haré.
Hayatımda hiç yemin etmedim ve bu akşamdan sonra, etmeyeceğim de.
Yo en mi vida había hecho un voto y después de esta noche no lo volveré a hacer jamás.
Size yardım etmeyeceğim.
No les ayudaré.
Asla da etmeyeceğim.
¡ Y nunca voy a estar de acuerdo jamás!
Ona ikram bile etmeyeceğim.
A usted no le ofrezco nada.
- Bornozumu alana kadar tek kelime etmeyeceğim.
No voy a decir una palabra hasta ponerme mi bata.
Annemin başı üstüne yemin ettim, asla pes etmeyeceğim, Mikey.
Juré por la cabeza de mi mamá que jamás me rendiría, Mikey.
Geri kalan tüm hayatında sana sahip çıkacağım, bir dediğini iki etmeyeceğim.
Te cuidaré y mimaré el resto de tu vida.
Büyük gözler ve bir gülüş tarafından itilip kakılmama müsaade etmeyeceğim.
No me dejaré avasallar por grandes ojos y una sonrisa.
Sanırım, nefret etmeyeceğim bir iş bulmak istiyorum.
Pienso que necesito encontrar un trabajo que no odie.
- Tekrar falan etmeyeceğim.
- No voy a repetir nada.
Evi terk etmeyeceğim.
No voy a salir de aquí.
Collette'ye bir kelime dahi etmeyeceğim.
No voy a decir una palabra de esto a Collette.
Ben etmeyeceğim.
Yo no.
Etmeyeceğim de.
No lo haré.
Haley'i görmek istiyorum. Onu görmeme izin verene kadar da, tek kelime dahi etmeyeceğim.
Quiero ver a Haley y no voy a decir ni una palabra más hasta que me deje verla.
Etmeyeceğim.
No lo haré.
Bana ne yaparsan yap, etmeyeceğim.
No lo haré, no importa lo que me haga. Te creo.
Sana yardım etmeyeceğim.
No voy a ayudarte.
Şahitlik etmeyeceğim ve bana söz vermen- -
Bien, no testificaré, y debe prometerme...
Çıkma teklifi etmeyeceğim çünkü aşka inanmıyorum ben.
No voy a pedirte que salgas, porque no creo en el amor.
Ateş etmeyeceğim... - Yapmalısın.
No tiraré si- - - ¡ Debes hacerlo!
Aramızda ender görülen bir bağ var, inkâr etmeyeceğim.
Entre nosotros hay una rara conexión, no lo negaré.
Yani ben asla kurallarınızı kabul etmeyeceğim.
Así que yo... Nunca accedo a seguir sus reglas...
Başına korkunç bir şey gelmiş. Bunu inkar etmeyeceğim. Ama hayatına devam etmek zorundasın.
Lo que te pasó es terrible, no te lo voy a negar, pero hay que salir adelante.
Polisi aramamı istemedi, bu yüzden ihbar etmeyeceğim. Ama senin yaptığın vijdansızlık, anladın mı?
Y no quiere que llame a la policía, así que no lo haré, pero lo que hiciste fue "inconceble", ¿ vale?
- İhlal etmeyeceğim.
No lo estaré.
Annemle dans etmeyeceğim!
No voy a bailar con mi madre.
Pes etmeyeceğim.
No me rendiré con lo nuestro.
Evlenmeyecek, toprak almayacak, babalık etmeyeceğim.
No tomaré esposa, no poseeré tierras, no engendraré hijos.
- Onları Kardinale teslim etmeyeceğim.
- No voy a entregarlos al cardenal.
Ben de pes etmeyeceğim!
¡ Y yo tampoco lo haré!
Ve asla da terk etmeyeceğim.
Y nunca lo haré.
Yardım edemem ve etmeyeceğim.
No puedo y no le ayudaré.
Kavga etmeyeceğim.
No voy a pelearme con usted.
Bu işi gerçekten istiyorum ve hayırı cevap olarak kabul etmeyeceğim.
Mira, de verdad quiero este trabajo. Y no aceptaré un no por respuesta.
Tahmin etmeyeceğim.
No adivinaré.
İnkâr etmeyeceğim, burada Dışişleri Bakanlığı'nda biraz panik vardı özellikle de sabah gazetelerin sermaye ve altın akışının son birkaç gündür ülke dışına yöneldiğini söylediği için.
No voy a negarlo, hubo un momento de... pánico en el Ministerio de Exteriores. No menos importante era, que los diarios matutinos... informaban de que un gran torrente de capital y oro... había salido del país en los últimos días.
Benim tarafımda olduğu sürece eve gitmek için acele etmeyeceğim.
Yo no tengo prisa en llegar a casa... siempre y cuando ella esté a mi lado.
Onun korkutuğunu görmeden burayı terk etmeyeceğim. Hey, benden kork.
- Me estoy muy asustada por dentro.
Söyleyene kadar sana yardım etmeyeceğim.
No ayudaré hasta que me lo cuentes.
Kararını verdiysen burada durup seni kalmana ikna etmeyeceğim.
Pues, si ya lo decidiste, no trataré de convencerte de que te quedes.
Bir daha lafını etmeyeceğim.
No volveré a mencionarlo.
Ölmeyeceğim, terk etmeyeceğim ya da gizli kapaklı işler yapıp ihanet etmeyeceğim, söz veriyorum.
No estoy a morir, voy, o secretamente te traiciono algún modo, lo prometo.
İşler boka sardığında o pisliğin tekrar taşınmasına yardım etmeyeceğim.
Cuando todo se vaya a la mierda, no voy a mover a ese cabrón otra vez.
Ben de bu yüzden israf etmeyeceğim.
Por ese motivo no la tiraré.
Tekrar etmeyeceğim.
No repetiré esto.
Onunla kavga etmeyeceğim.
Nunca más voy a pelear con él.'
Suçlamalari itiraf edene dek degil ve asla etmeyecegim.
No, a no ser que admita los cargos, y nunca lo haré.
- Hayır etmeyeceğim.
- No, yo no.