Eye traduction Espagnol
469 traduction parallèle
Frankenstein'eye karşı kızgın kediler gibiyiz.
Los de Frankenstein saltamos a la primera.
İki günde 38 c'eye ulaştık. ... ve hâlâ yükseliyor.
En dos días hemos llegado a 38,2º y continúa ascendiendo.
Şarkı söyleyip samba yapıyoruz. "Eye Caramba" diye bağırıyoruz.
Cantamos y bailamos la samba Gritamos, ay, caramba
"Eye Caramba" nın anlamı nedir?
¿ Qué significa "ay, caramba"?
... bu bilgi her ºeye deger.
... solo por esta información habría valido la pena.
- Evet, Lynx Eye mi?
"Ojo de lince"
- Bayan Desmond, benim Hog-eye.
- Srta. Desmond, soy yo, Hog-eye.
- Merhaba Hog-eye.
- Hola, Hog-eye.
Hog-eye ışığı yerine çevir.
Hog-eye, vuelve a dejar ese foco en su sitio.
Merritt, istedigin her ºeye sahip oldun.
Merritt, todo lo consigues como quieres.
Hayal gücün her ºeye inanmani sagliyor.
Tu imaginación te hace creer cualquier cosa.
Kalbine sahip bir erkek harika bir ºeye sahip olur.
Quien tiene tu corazón tiene algo maravilloso.
Ü lk eye kan ağlattılar
Hasta que el país sangrara
Kara Göz'le hesabımı göreceğim.
Hablar con el Sheriff. Black-Eye calculó bien.
Kasabada Kara Göz adında bir belâlı var.
En el pueblo hay un inmundo bandido llamado Black-Eye.
Yargıcı getirmeye gitti, ancak sabaha karşı döner. Kara Göz belâsından kurtulmak için.
Se fue en busca del Juez del Condado y volverá esta noche muy tarde... y Black-Eye ya estará lejos.
Silahsız Kara Göz'ün yanına gitmek canını riske atmaktır.
Enfrentar a Black-Eye desarmado quiere decir arriesgar el pellejo.
Kara Göz, Gary O'Hara kendisini Şerif'e teslim etmeye kalkarsa ne yapar?
¿ Cómo reaccionará Black-Eye cuando Gary O'Hara... - quiera entregarlo al Sheriff? - Sacará la pistola.
Bu yüzden bu çocuğu koruyalım... Silahsız bir adama karşı silahlı Kara Göz sonuçta. Bir katille karşılaşan vicdanın sesini dinlemen gerekir.
Entonces, necesitamos cubrirle la espalda a aquel muchacho, porque... si Black-Eye saca la pistola contra un hombre desarmado... frente a un asesino, no es necesario tener escrúpulos.
Kara Göz geldi.
Llegó Black-Eye.
Kara Göz seni teslim almaya geldim, kıpırdama.
Black-Eye, quédese quieto y levante las manos.
Bu zavallı adam Kara Göz'ü sana teslim etmek istedi.
Este pobre muchacho quería entregarle a Black-Eye.
Ama Kara Göz ona silahını çekti ve vurdu.
Pero Black-Eye desenfundó la pistola y disparó.
Yani sen Kara Göz'ün ateş ettiğini gördün mü? Elbette.
En resumen, ustedes dispararon sobre Black-Eye.
McCoy güvenilir biridir ama Kara Göz'ü o ve diğerlerinin öldürdüğüne şüphe yok.
McCoy es digno de fe, pero es cierto... que él y estos otros habían echado a Black-Eye.
Kara Göz yaşasaydı... - Ne?
Si Black-Eye hubiese estado todavía vivo...
Kara Göz bizi karın tokluğuna koruyacak kadar asil bir adamdı.
Black-Eye era el mejor aliado que teníamos nosotros los hacendados.
Bu Kara Göz.
Black-Eye.
Tabiî ki! Kara Göz, çetenin emirleri... McCoy'dan aldığının kanıtını bulmuştu.
Pero es eso, es así, Black-Eye encontró una prueba... de que la banda actuaba por cuenta de McCoy.
Kara Göz diye bir haydut...
Un bandido, un cerdo Black-Eye...
Kara Göz, benim kardeşimdi.
Era de Black-Eye, ¡ mi hermano!
( "She's A Woman" plays on tape machine ) 'She don't give boys the eye
Ella no tiene ojos para otro hombre.
Bütün işçilerin patronu Lop-eye Shing'tir.
El jefe es Ojos Caídos Shing.
Lop-eye Shing, Chien'i sen öldürdün diyor.
Ojos Caídos Shing dice que fue usted quien lo mató.
Bu gemiyi sen yürütüyorsun gibi görünmüyor, Lop-eye.
Parece que, al fin y al cabo, este barco no es tuyo, Ojos Caídos.
Efendim, işçiyi seçerken Lop-eye'ı atlamak iyi oldu mu?
Señor, ¿ será prudente ignorar la opinión de Ojos Caídos?
Lop-eye Po-han'ı kovdu.
Ojos Caídos despidió a Po-han.
Lop-eye zaman zaman yerini unutuyor.
A veces, Ojos Caídos tiende a olvidar cuál es su lugar.
# # You're the Apfel Streudel of mein eye
Eres un pedazo de mi alma
Bull's-eye, onu gözle oğlum!
Ojo de buey... Ojo de buey, vigílalo. ¡ Vamos!
Bull's-eye!
¡ Ojo de buey! ¡ Ojo de buey!
Bull's-eye!
Ven aquí.
Bull's-eye, buraya gel.
Ojo de buey, ven aquí. Ven aquí, Ojo de buey.
Bunu High Life dergisi için gözden geçirmeliyim.
Tengo que hacer una nota para la revista Eye.
Daha önce deneyimlenen hiçbir þeye benzemiyor.
Nunca se había visto algo igual.
Lânet olası, Kara Göz.
Maldito Black-Eye.
Bull's-eye, buraya gel!
¡ Ojo de buey, ven aquí!
Bull's-eye, buraya gel.
Ven aquí, Ojo de buey.
Bull's-eye...
Ojo de buey...
Bull's-eye, buraya gel.
¡ Ven aquí!
Bull's-eye.
Ojo de buey.