Eğer bu olursa traduction Espagnol
829 traduction parallèle
Eğer bu olursa, umarım burada dramatize edilmiş olaylar hatırlanır.
Si eso pasa, ruego que se recuerden los eventos que aquí se dramatizan.
Eğer bu olursa, tüm olanları bilmeliyim.
Si eso sucede, tengo que saberlo todo.
Eğer bu olursa, kendine yeni birini bul.
¡ Yo me voy!
Eğer bu olursa, Almanların kuzeye yayılmalarını durdurmak için... 5. 50. ve zorlukla topladığımız diğer tüm birliklere ihtiyacımız olacak.
Si eso pasa, necesitaremos la 5ª y 50ª, y todas las que podamos conseguir... -... para parar a los "Jerrys" en el Norte.
Hey, eğer bu olursa... bütün ormanı aşağıya getireceğiz.
Oiga, si funciona... bajaremos todo el bosque.
Eğer bu olursa, Alman subaylar eksiksiz olarak kaya gibi durmadıkça.. .. dayandığımız her şey yok edilecek.
Si eso ocurriera, todo lo que defendemos quedará destruido... a menos que el cuerpo de oficiales alemán se mantenga firme... intacto, y lo que es más importante, sin tacha.
Eğer bana bir şey olursa bu mail'i iptal etmemişim demektir.
Si algo me sucediera, no podría cancelar el envío del mail.
- Eğer bu iş olursa ne yapacağız?
- Si estamos dentro, ¿ qué haremos?
Eğer sana da soracak olursa bu konvoya katılana kadar beni hiç görmedin.
Si te hace preguntas sobre mí, dile que nunca me habías visto... antes de esta caravana.
Eğer bir şey olursa, sen de bu adreste mi olacaksın?
Si algo sucediera, ¿ podremos encontrarte en esta dirección?
Eğer bu subay kaçacak olursa... kocanız bunu hayatıyla öder.
Admirable. Si este oficial lograra escapar su marido lo pagaría con la vida.
Eğer Kumandan Schultz bu evde bulunacak olursa hepimiz, hemen çalışma kamplarına gönderiliriz ve orda başımızı uçururlar.
Si encuentran al comandante Schultz en esta casa, nos llevarán todos a un campo y nos cortarán la cabeza.
Sürekli düşünüyorum : " Eğer bu adam teslim olursa...
Que si se entregara, y dijera "Aquí estoy".
Sonra düşündüm de eğer ona bir şey olursa ki olmayacağını biliyorum bir bebeğimiz olursa bu, Ted'den kalan yaşayan küçük bir parça olacak.
Y yo pensé que, sea lo que sea que deba pasarle, aun cuando sé que todo irá bien, tendré al bebé, y a través de él, Ted estará siempre vivo.
Başarısız olabiliriz, eğer öyle bir şey olursa... ve hayatta kalabilirsem... elimdeki bilgileri ve bu önemli görevi bir başkasına devretmeye çalışacağım.
Podría fallar y, si falla... y estoy todavía vivo, intentaré pasar Ia información, mi misión a otra persona.
Eğer bu konçerto başarılı olursa... bütün geçmişinin uluslararası arenada tanınması anlamına gelebilir.
Si este concierto tiene éxito... podría ganarle el reconocimiento internacional a toda tu obra.
Fakat fikrimi sordunuz. Ben de size söyledim. Bu yüzden eğer içindeki sapık eğilimler ortaya çıkacak olursa,... ki ben öyle farzediyorum... lütfen biliniz ki, bunun sorumluluğu size aittir.
Pero me pidió la opinión. sepa que la responsabilidad caerá sobre usted.
Onun bu konudaki görüşü, eğer bir mahkeme olursa bunun herkes için kötü olacağı.
Opina que un juicio no favorecería a nadie.
Her şey durulduğu zaman ona yetecek kadar parası olacaktır. Ancak bu arada eğer nakde ihtiyacı olursa olaylar göz önüne alınırsa fazla bir meblağ değil.
Supongo que no tendrá problemas económicos al menos cuando todo esté resuelto, pero mientras tanto, si necesita dinero no es mucho, poco más de 700 $, pero quisiera...
Eğer izni almam mümkün olursa bu öğlen evlenirsiniz.
Si hay alguna posibilidad, estarán casados esta tarde.
Ama, eğer bu yolu kullanarak, insanlar ve askerler gelecek olursa Bu Wyoming'deki Buffaloların sonu olur, ve elbette Sioux'ların da sonu olur.
Sj los carromatos empjezan a cjrcular por aqui, no quedara nj un bufalo en Wyomjng, y eso acabaria con los sjoux.
Dorothy bu adamla bir daha asla konuşmaz... ... eğer o adam bana, Lorelei'a zarar verecek olursa.
Ella no volvería a dirigirle la palabra si hace algo para herirnos a cualquiera de las dos.
Bu gerekli değil, ama eğer güzel bir kız olursa.. .. durdur ve onunla konuş.
No es necesario, pero si encuentras a una chica guapa, la paras y hablas con ella.
Ve eğer bir tehlike olursa, nerede olursan ol, bu melodiyi çal, ben sana yardıma gelirim.
Y si te ocurre alguna desgracia, dónde quiera que estés, toca esta melodía e iré en tu ayuda.
Ama eğer kalacağım otel güzel yemekler de hoş olursa bu halim geçecektir.
Si la posada es acogedora, y la cena agradable... se me pasará.
Eğer bu bir kere daha olursa, seni işinden edeceğim. Şirketinin başkanını arayacağım.
Si vuelve a ocurrir otra vez llamaré al Presidente de su compañía.
Bu arada, eğer bana ihtiyacınız olursa sol kulağını kesmiş.
Entretanto, siempre que me necesite mutilado su oreja izquierda.
Carter, seni uyarıyorum, bu makine devrilecek olursa, eğer bu avukat bu asansörden düşecek olursa...
Carter, te lo advierto, si este invento se cae... Si el defensor se cae del ascensor...
Eğer bir şey olursa, bu memurun sizi uyardığını duydum.
Si algo pasa, he oido a este oficial avisarle.
İşte eğer bu beş kuruş "O" beş kuruş olursa
Así con sólo cinco moneditas si son estas moneditas
Eğer bu beş kuruş, "O" beş kuruş olursa
Así con sólo cinco moneditas si son estas moneditas
Eğer olursa, bu baraka için yeni bir Kapo arayacaklar.
Necesitarán otra Kapo para esta barraca.
Eğer sana bir şey olursa ben bu işin dışındayım.
Si algo te ocurre, tendré que cerrar el negocio.
Eğer bu gece ters bir şey olursa, zavallı Annie'ye ne olacağını söylememe gerek yok.
Si algo saliese mal mañana por la noche no os diré que le ocurrirá a Annie. Quizás meterle la cabeza en el horno...
" Eğer bu gece yarısı itibariyle verdiğim emirler yerine getirilmemiş olursa...
" Si a la medianoche de hoy no ha cumplido con mis órdenes,
Eğer döndüğünüzde Voord bu binayı ele geçirmiş olursa anahtarları almalarına izin vermeyin.
Si al regresar los Voord han tomado este edificio, no les deis las llaves.
Küfür! . Eğer küfretmek bu kadar kolay olursa herkes küfreder.
Si producir oro fuera tan fácil, todos lo harían.
Eğer biraz daha Cavorite olursa,... bu gece küreyi yükseltmeye başlayabiliriz. Ve şu an ocakta.
Si la última hornada de cavorita tiene éxito... comenzaremos a cubrir la esfera esta noche.
Eğer odan bu kadar toplu olursa, sabahları kemerini çabucak bulursun!
Si tu habitación estuviese tan ordenada, encontrarías el cinturón más rápido por la mañana!
Ve eğer bu liste başı olursa, belki bütün bir albüm yapar.
Si es uno grande, quizá haga todo el disco.
Ve bu iş olacaksa yani eğer olursa silahla ateş edilmeyecek.
Y si la cosa va, Digo si... No habrá disparos.
Bu işi yapmaya karar verirsem eğer olursa zamanını ve nasıl olacağını ben söylerim.
Si decido seguir adelante con esto... Si... Yo digo cuándo y cómo.
Bu eğer bir insana olursa...
Si esto le pasara a un hombre.
Eğer kazanan o olursa bu evden elini kolunu sallayarak çıkmasını istemiyorum.
Y si gana, no quiero que salga de la casa.
Eğer bu seferde kurtlanmış beynine yeni en ufaki bir fikir daha gelecek olursa seni gebertirim.
Esta vez, aún recibas una pequeña idea en esa carcomida cabeza tuya Te voy a matar.
Eğer yüz kişiyi alacak büyük bir fırınımız olursa, beşyüz kişilik, bin kişilik, bu işin olması bir kaç dakikamızı alır.
Si tuvieramos grandes hornos para meter cientos quinientos, mil podría hacerse en minutos.
Eğer, bu aralar boş zamanınız olursa... size Yonkers'ı göstermek isterdik.
Si está libre en el futuro, me... bueno, nos gustaría enseñarle Yonkers de arriba abajo.
Eğer sana bir şey olursa bu benim hatam olur.
Si te pasara cualquier cosa la culpa será mía.
Yani beyaz insanların yardımı hakkında, aslında, o kadar da çok farketmez çünkü eğer yarınki ajitasyonumuz başarılı olursa, bu da demek olacak ki her öğrenci, gösterimize katılmış ya da katılmamış olan, siyah ya da beyaz, düşman olarak nitelendirilecek, ve böylece gerilimi elde tutmak daha kolay olacaktır, ve bu sayede, biz hepimiz, yerel bir tehdit oluşturacağız.
Me refiero a la ayuda de los blancos, Quiero decir, no importa tanto porque si mañana nuestro movimiento tiene éxito va a suceder que cada estudiante, esté o no de nuestro lado, sea blanco o negro, será considerado un enemigo, y será más fácil mantener la tensión que nosotros, todos a la vez, nos convirtamos en amenaza pública.
Eğer bu yıl hasat yine kötü olursa ne yapacağımı bilmiyorum.
Si este año tampoco hay cosecha...
Eğer bu ormanlar ve bütün bu inanılmaz güzellik sonsuza dek yok olursa neler olacak?
¿ Qué pasaría si los bosques y toda esta belleza se perdieran para siempre?
eğer bu doğruysa 66
eğer bu 19
eğer bunu yaparsan 17
olursa 17
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bu 19
eğer bunu yaparsan 17
olursa 17
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer ben 51
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer isterseniz 86
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer ben 51
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer isterseniz 86