Fedakarlık traduction Espagnol
1,383 traduction parallèle
Senin için çok fedakarlık yaptım.
Me estoy sacificando por tí. ! bastardo mierdoso!
Adalet, iyilikseverlik, fedakarlık.
Igualdad. Amabilidad. Sacrificio propio.
Buna fedakarlık denir, evlat.
Se llama sacrificio, hijo.
Mesela bu insanlar kahrolası zamanlarından fedakarlık edip buraya geliyorlar bisürü saçmalık yapıyorlar bir hiç uğruna. Farketmen gereken şey kahraman olduğun.
Cómo esa gente que saca tiempo de su puto día para venir hasta aquí y hacer un montón de mierda por nada.
Bunu bir angarya, fedakarlık olarak görseniz de yanılıyorsunuz efendim.
Y aunque puede llamarlo una carga ¡ Un sacrificio! Está muy equivocado, señor
Benliğindeki fedakarlık duygusuna ve diğer şeylere hitap ediyor.
Es un acto altruista y demás.
Çocuğunuz varsa fedakarlık yaparsınız.
Si tiene hijos, tiene que sacrificarse.
Hepimiz daha iyi için fedakarlık yapmak zorunda.
Todos nos sacrificamos por el bien común.
Her yolculuk bir fedakarlık gerektirir.
Todo viaje requiere un sacrificio.
Belki bu görev için boş zamanlarından biraz fedakarlık yapabilir.
Quizás pueda sacrificar algo de tiempo libre por el bien de esta misión.
Karım da ben de çok fazla fedakarlık yaptık.
Hice tantos sacrificios. Y también mi esposa.
Kaptanınızın yapmış olduğu fedakarlık hiç unutulmayacak.
El sacrificio de su capitán no será olvidado.
Yüreğinin arzularına karşı bir fedakarlık yapmadan kurtulamayacağın bir hapishane ayarlamıştım.
Cree una prisión de la cual no pudiste salir sin sacrificar los deseos más grandes de tu corazón.
Keyfinizden ve zamanınızdan yaptığınız fedakarlık fazlasıyla geri dönecektir.
Su sacrificio de tiempo y servicio valdrán bien la pena.
Güzel bir fedakarlık.
No fue para nada egoísta de tu parte.
Ama senden asla kendinden fedakarlık yapmanı istemedim.
Pero nunca te pedí ni esperaba que sacrificaras tu vida.
Kişiliğinden fedakarlık etmek zorunda kalmayacaksın.
No tienes que comprometerte.
Dalga mı geçiyorsun? Daha iyi olması için fedakarlık lazım.
- ¿ Dónde está la puta lealtad?
Fedakarlık yapmayı öğreneceğiz.
Aprenderemos a hacer sacrificios.
"Bu çocuklar, yardımsever İsveçliler'e bu zor zamanda gösterdikleri fedakarlık için minnettarlar."
" Estos niños estan agradecidos a sus benefactores suecos - para sus sacrificios en estas épocas de dificultad.
Sonunda, o kadar fedakarlık ve sadakatten sonra bir fırsat.
Por fin, después de años de sacrificio y dedicación... una oportunidad.
Ne güzel fedakarlık.
Tanto sacrificio.
Fedakarlık, inanç.
Abnegación, credo.
Fedakarlık.
El sacrificio.
Ne var ki, salt büyüklük gibi bir amaca ulaşmak fedakarlık ister.
Pero hay sacrificios en camino a la grandeza.
Hepimiz fedakarlık yaptık.
Todos hemos tenido que hacer sacrificios.
Özgürlük için fedakarlık edeceksin veya canını vererek çocuklarını annesiz bırakcaksın.
Debes elegir : negociar tu libertad... o dejar a tus hijos sin madre como una mártir de Brimstone.
David, fedakarlık...
David, el sacrificio es...
Kıymetli bir şeye ulaşmak için, fedakarlık yapmalısın.
Para conseguir algo valioso, tienes que sacrificarte.
Fedakarlık edeceğiz.
- Haremos el sacrificio.
Bizler Yahudi değilsek, bütün bu fedakarlık neden?
Si no somos judíos, ¿ por qué todos nuestros sacrificios?
Çok büyük bir fedakarlık yaptığımın farkındayım.
Eso requerirá sacrificio de mi parte. Me doy cuenta de ello.
- Her geyşanın yapması gereken bir fedakarlık.
El sacrificio que toda Geisha debe hacer.
Fedakarlık yapmaya hazır mısın?
¿ Estás dispuestos a sacrificarte?
Bu, mutlu olmak için ihtiyacım olan şey.. Ya da bu, uğruna mücadele ve fedakarlık edeceğim şey.
Esto es lo que necesito para ser feliz, o por esto me sacrificaré, luchare y sufriré.
Fedakarlık mı? Sen mi yaptın?
¿ Sacrificarte?
Buna fedakarlık deniyor.
Se llama auto-inmolación.
Sürekli benden fedakarlık yapmam bekleniyor.
Es doloroso y exige dedicacion total.
Ama Daniele'nin fedakarlık yapması gerekecek.
Pero, para Daniela, llega a ser un insulto.
Aşk fedakarlık demektir.
El amor es acerca de sacrificio.
Senin için fedakarlık yaptık.
Nos hemos sacrificado por ti.
Özgürlüğe karşı totaliter düzen disiplin, vs. disiplin, kolektif düzen, fedakarlık, bunun gibi kavramların rehabilite edilmesi...
Libertad versus Totalitarismo, o disciplina, y entonces rehabilitas las nociones de disciplina, orden colectivo, subordinación, sacrificio y todo eso.
Gerçekten fedakarlık yapıyor.
Se sacrificó por nosotros.
Benim yerime daha fazla fedakarlık yapmayın Bay Bullock.
No siga sacrificándose por mí, Sr. Bullock.
Peki, Bu bir fedakarlık.
Bueno, es un sacrificio.
Filmi kurtarmak için büyük bir fedakarlık.
Podría valer la pena el sacrificio para salvar la película.
Sınıf, madem fedakarlık günlerindeyiz hepinizin bizden daha az şanslı olanlar için konserve yiyecek getirmenizi istiyorum.
Clase.... ya que esta es una epoca de dar... me gustaria que trajeran comida en conserva, para poder donarlas a los menos afortunados.
Çünkü o televizyon için ben para biriktirip fedakarlık ettim!
Porque me sacrifiqué para comprarla.
Başımızın üzerinde bir çatı olsun diye fedakarlık yapmak benim görevim.
Sacrificios personales que debo hacer para tener un techo sobre nuestras cabezas. No es problema de nadie, es mío.
- Bir yardım satışı için büyük bir fedakarlık yapacağız, Ryan.
Haciendo un gran sacrificio por caridad, Ryan.
Bizim fedakarlığımız, davamız için şehit olanlarla kıyaslanamaz bile.
Nuestro sacrificio es nada, comparado a los mártires que dieron todo lo que tenían por nuestra causa. No.