English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ F ] / Fossil

Fossil traduction Espagnol

35 traduction parallèle
Burada yaşayanlar tüm fossil yakıtlarını kuruttular ama çok zengin bazalt, demir ve uranyum madenleri var.
Los habitantes lo dejaron seco de todos los combustibles fósiles pero hay una gran cantidad de basalto, hierro, uranio.
- Fossil 103 radyosu.
Fósil 103.
Çok göze batıyorlardı. 19. yüzyılda gömme ışık ya da hizmetkârınızın taktığı gibi bir saat yoktu.
Fueron bastante molestas. Olvida que el siglo XIX no incluía iluminación en retroceso... o el reloj Fossil que tenía tu sirviente.
Görüşürüz, Bay Fossil.
Lo veo después, Sr. Fossil
Pandaları çiftleştirmek oldukça zordur bunu bildiğinizi sanıyordum Bay Fossil.
Es difícil que los pandas se apareen en cautiverio. Pensé que lo sabias. Si, pero tengo un plan, genio.
Fossil, götürün onu buradan. Gideon!
Fossil, sácalo de aquí.
- Şu ucubeden kurtul, Fossil.
Deshazte de él, Fossil.
Fossil'in tarifine göre, altı saatlik yol.
Pero si tomamos el camino que indicó Fossil, son cerca de seis horas.
O, Sadece bir pop yıldızı değil, aynı zamanda pilot lisansına da sahiptir.
- ¿ Qué esta pasando, Sr. Fossil? - Bainbridge está vendiendo el Zoo, Moon
Bugüne kadar, Mantumbi yumurtasını bulmak benim için eğlenceydi. Ama yakında kutuplara döneceğim.
Estoy ocupado, Fossil ¿ Hay algún problema con la venta del Zoo?
Fossil çağırdığı için gitmeyeceğim.
- No voy a salir corriendo ante Fossil.
Başına buyruk olacağım.
- Sos la perra de Fossil.
Sokak ağzıyla söylersek, sen Fossil'in kaltağısın. Sokak ağzı mı?
- Es lo que se dice en las calles.
Leroy ; seninle, Fossil'i, ay ışığında dans ederken gördüğünü söyledi.
Leroy te vió bailando para Fossil a la luz de la luna, con unos pantaloncitos azules.
Fossil'le, dans etmedim, tamam mı?
No bailo para Fossil.
Dinle, onunla sadece oynuyordum.
Escuchá, Estaba jugando con Fossil. Sí?
Temiz hileler. Bunda yanlış bir şey yok.
No salgo corriendo ante Fossil.
Fossil çağırdığında değil, canım istediğinde gideceğim.
Voy cuando quiero.
Bir şey mi vardı, Bay Fossil?
- Había algo más, Mr. Fossil?
Fossil'le görüşmen iyi geçti mi?
- Cómo te fue con Fossil?
Adım, Bob Fosil. Müdürüm. Ve ben bir insanım.
Soy el manager general Bob Fossil, y soy humano.
- Neden hiç hayvan yok, Bay Fossil?
- Porqué no hay ningún animal?
- Fossil, sen salağın tekisin.
- Fossil, sos un idiota.
- Hayır, bu Fossil.
- No. Es un Fossil.
Adım Bob Fossil.
Mi nombre es Bob Fossil.
Yarın geceki şova biz çıkıyoruz sanıyordum.
Fossil, pensé que nosotros tocaríamos mañana a la noche.
- Selam Bayan Fosil mi?
- Hola. ¿ Con la señora Fossil?
Teşekkürler, Fosil.
Gracias, Fossil.
Bütün bir fossil triangle ve bir scaffold imiş. ( üçgen fosil ve sehpaymış )
Es un triángulo fósil entero y un andamio.
Fossil Yakıt Dörtlüsü!
¡ Son Los Cuatro Combustibles Fósiles!
- Fossil.
- Fossil.
Bir dakika, bunu sesli mi söyledim? - Ne istiyorsunuz Bay Fossil?
- ¿ Que quiere Sr. Fossil?
Bu bir şeyi değiştirmez, Bay Fossil.
Fossil.
Sorun değil, Fossil.
Está bien.
Spor-pazarlama firmalarına gidip "Sponsor bulmama yardım eder misiniz?" dediğimde ve onlara çalışmayacağım kişilerin fossil yakıt, petrol, kömür, et kürk, deri firmaları, hayvanlar üzerinde deney yapanlar dediğimde bana öylece bakıp "Nasıl yardım edeceğimizi anlamadık." diyorlar.
Si visito las compañías de publicidad deportiva. Y digo, "¿ me ayudan?". Hay una lista de gente con la que no trabajaré.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]