Fresco traduction Espagnol
5,584 traduction parallèle
- Tazeliğini korumak için.
- Lo mantienes fresco.
Evet. Fresca.
Si... ¡ Fresco!
Ahırda taze saman var.
Hay heno fresco en el granero.
Ağızda keskin ve soğuk ve acı bir tat, hepsi bir arada.
Intenso, fresco y picante, todo a la vez.
Çok taze.
Tan fresco.
Temiz hava...
En el aire fresco..
Sen, öpmeyi isteyeceğim bir nefeslik temiz hava gibisin.
Eres una bocanada de aire fresco. Me gustaría besarte...
Hayatımdaki temiz havasın, Heather.
Eres... un soplo de aire fresco en mi vida, Heather.
Eğer zengin, özgürlüğün havasını alan yaşlı bir kadın olarak kalmak istiyorsan anlaşma yapmamızı öneriyorum.
Si quieres seguir siendo rica, vieja, respirando el fresco, hermoso y puro aire de la libertad, entonces le sugiero que hagamos un trato.
Ara sıra taze şeyler de yemen gerekiyor.
Realmente deberías comer fresco también, sabes.
Sıcak hava yükselince soğuk hava aşağı çekilerek onun yerini alıyor.
A medida que aumenta el aire caliente, el aire fresco es aspirado para reemplazarlo.
Seni daha serin bir yere götüreceğim.
Iremos a un lugar más fresco.
İkizlerin temiz havaya ve güneşe ihtiyacı var.
Los gemelos necesitan aire fresco y sol.
Sizin temiz hava ve güneşe ihtiyacınız var.
Necesitan aire fresco y sol.
Güzel.
FRESCO.
Havalı Brooklyn apartmanı nasıl olur bilmiyorsun.
USTED NO SABE LO QUE UN FRESCO BROOKLYN LOFT PARECE.
Ama biz şimdi yapıyoruz çünkü herkesin bir işi var ve yarım yamalak İranlılarız.
Y PUESTA EN EL AÑO NUEVO FRESCO. SOLO LO QUE HACEMOS AHORA porque todo el mundo tenía TRABAJO Y estamos a medias IRANÍES.
Güzel.
MM-HM. FRESCO.
Güzelmiş.
FRESCO.
ne kadar da cüretkarsın yatağında, taze zambak ve çarşaflardan daha beyaz, bir dokunabilsem.
¿ Cómo valientemente tú becomest tu cama, lirio fresco, y más blanco que las sábanas, que yo pudiera tocar.
Dışarısı daha serin değilmiş.
No es que este más fresco fuera del auto, para ser justos.
Ekmek taze.
El pan está fresco.
Günlük güneşlik görünüyor.
Parece fresco y brillante.
İç ferahlatıcısınız Bay Sennett ve eğer işler kötüye giderse tek yapmam gereken bir filme bilet almak.
Usted es un soplo de aire fresco, Sr. Sennett, y si las cosas van mal todo lo que tengo que hacer es comprar una entrada para el cine.
Taze hava.
Es aire fresco
Taze hava çıkış yolu demek, değil mi?
¿ Aire fresco significa una salida, cierto?
Biraz temiz hava seni serin tutar.
Un poco de aire puro para mantenerte fresco.
Taze.
Es fresco.
- Size buz getirdim.
- Le traje hielo fresco.
Bir gece önceden balıkçı tekneleri kiralar, ve hemen minibüslerin toplantıları için deniz yiyeceği getirdiği yere gelir.
Ella contrata barco de pesca para salir la noche anterior, y luego llegar directamente a los muelles donde furgonetas apresuran el marisco fresco para sus eventos.
Her pazartesi onu taze balık tutması için balıkçı teknelerine götürüyorum.
Yo lo conduzco a los barcos de pesca todos los lunes para recoger el pescado fresco.
Biraz temiz hava almalıyım.
Podría tomar un poco de aire fresco
Bilmiyorum, belki dışarı temiz hava almaya çıkarsın ya da üşütürsün diye düşünmüştüm.
Pensé que quizás saldrías por aire fresco o quizá te daba frío.
- Yani, temiz ve ferah kalmalıyım.
Sí, bueno, tengo que permanecer fresco y limpio.
Pekala, tamam.
Bueno. Fresco.
Gayet iyisin.
Usted es fresco.
Kokusu çok güzel ama.
Tienen un olor fresco.
Çok güzel.
Muy fresco.
Temiz hava ve cezamın bitmesi, öyle mi?
¿ Aire fresco y reducir mi sentencia?
Çok güzel.
Tan fresco.
- Hiç gerek yok.
Nah, es fresco en realidad.
Vay canına! Çok iyi!
¡ Whoa, fresco!
Temiz hava almak için ölüyorum.
Me muero por un poco de aire fresco.
Biraz temiz hava almam gerekiyor da.
Voy a buscar un poco de aire fresco.
- Daha taze.
- Está fresco.
Sakin ol.
Todo fresco.
Bütün o havalı'Kaputun İçindeki Çocuklar'şeylerine sahiptik
Tuvimos algo muy fresco, como Los Chicos del Barrio.
- Kat'in yarası hâlâ taze demek ki.
El tema de Kat está fresco todavía.
Sen dışarıdayken, kumarbazlar altın dondurulmuş donut, çikolatalı bovling topu ve taze domuz sandviçi gönderdiler.
Mientras estuviste fuera, los apostantes enviaron donuts bañados en oro, una bola de bolos de chocolate y un sándwich de cerdo fresco.
Ve bol temiz havaya.
y tomar mucho aire fresco.
Bu Fresh Air.
Esta es "Aire fresco".