Fulano traduction Espagnol
472 traduction parallèle
İnsan rakibiyle savaşsa da çamurlu havuzda balıklar için beraber otururlar masaya lokmasını yemek için fakirlerin.
Él pescó en río revuelto, amenazó a Fulano y a Mengano, pero al final se unen a la mesa para comerse el pan de los pobres.
Yargılanacak olan kasaba değil Will kasıtlı cinayetten suçlu olduklarını kanıtlayacağım yirmi iki kasabalı.
Fulano de Tal no irá al juicio, Will. Pero sí 22 ciudadanos de Strand a quienes les puedo probar su culpa de asesinato en primer grado.
Baksana Suzie, dünyaca meşhur birini, adı her neyse... davet etmek pahalıya patlar.
Oye, Suzie, contratar a un tío famoso como ese fulano... te costará un dineral.
- Şu bilmem kim geliyor.
- Aquí está el fulano ese.
Peg leg.
- Una ganga. - ¿ Quién es este fulano?
Bu işten sıyrıldığımızda o heriften boşanıp benimle evlenebilirsin.
Y cuando lo hagamos, podrás divorciarte de ese fulano y casarte conmigo.
- malum şahıs kaçtı. - şaka yapıyorsun.
- El fulano se nos escapó.
Buralarda kim üst tabakaymış, o ismi lazım olmayan adama gösterelim.
Le enseñaremos a ese fulano quién tiene clase por aquí.
Ayrıca, Joe Maybe demeni beklerdim.
Si no, pondrá : " Aquí yace fulano de tal,
"Fredo, git havaalanına, şunu al gel!"
¡ Que vaya al aeropuerto a recibir a fulano!
"Falanca intihar ederek ölmüş" diyordu.
Decía... Fulano, ha muerto suicidándose.
Falanca koleradan ölmüş der gibi.
Igual que decimos... Fulano murió de cólera.
O kocan mı?
¿ Ese fulano es su marido?
Sonra ben de altına girdim, tam benim karşımdaydı.
Entonces, me acuesto bajo el fulano, apretada contra él...
Yaşlı kadın önce şaşırdı, sonra da dükkanın Tom, Dick veya Harry tarafından işletilmesinin umrunda olmadığını söyledi.
La viejita se sorprendió, luego dijo que no le importa si la tienda la maneja Fulano o Mengano.
" Sevgili Bay bilmem ne yeğeniniz aklını oynattı ve doğru yoldan çıktı.
" Estimado Sr. Fulano... su sobrino ha perdido la cabeza y se ha descarriado.
"Siz Bayan bilmem kim, Doktor bilmem kimin eşi olmalısınız."
Ud. debe ser la Sra. de Fulano, la esposa del Dr. Mengano.
Dinle adamım, kafa buluyor olmalısın.
Escuche, fulano, más le vale que sea una broma.
Aslında saçlarımın fazla uzun olduğunu genç bir hippi gibi gözükmeye çalışan orta yaşlı herifin tekine benzediğimi düşünüyorsun.
Lo que de verdad sientes es que mi pelo es ridículamente largo... y que yo soy un fulano de mediana edad... intentando parecer un jovencito hippie. Vale.
Ben, bilmemkim, bu senedin doğruluğunu onaylıyorum. Yazıp beyan edin...
Yo, Fulano de Tal, confirmo la fidelidad de la carta de crédito y declaro...
Alo, Macha.
Oiga, fulano, oiga mengano...
O adam Savunma Bakanlığı'nda bok, çok önemli birisi. Veya içişleri bakanlığındandı, öyle bir şey işte.
Es un fulano importante... del Ministerio de Defensa, o del lnterior, o algo así.
Adamın biri kapıya geliyor ve kendisini tanıtıyor mu?
Cualquier fulano llama a tu puerta, ¿ y te largas con él? Ni hablar.
Bu, adı her neyse, az önce senden daha çok teklif etti.
Este fulano acaba de ganarte.
- Önce Elliot şimdi de adı her neyse o.
Primero Elliot y ahora ese fulano.
Bu küçük şey mi?
¿ Este fulano?
Bu herifin adresi var mı elimizde?
¿ Tienes la dirección de este fulano?
Bay... Bilmem ne.
Don Fulano de Tal...
O adam benim kardeşim!
Ese fulano es mi hermano.
Richard ve Liz gibi... milletin evlenmesi gibi... bizim gibi insanlar ne yaparlarsa gazeteye çıkar.
Ya sea que se trate de Richard o Liz... o de fulano de tal... lo que gente como nosotros hace es noticia.
O müstehcen, dostum.
El fulano es muy obsceno.
WaIt Whitman'ın hangi ayağıyla vurduğu beni ilgilendirmez. Ya da J Edgar Hoover'ın verdiğinden daha iyi alıyor olması ; Ya da şu Ike'ın sözünün eri olması ;
Me importa un bledo que Walt Whitman fuera de esta acera o de la otra, o que J. Edgar Hoover diera más que recibiera, o que lke le pusiera los cuernos a Mamie o que fulano o mengano tuviera problemas con las apuestas o la bebida.
O adam hakkında pek fikrim yok. Ama madem senin için bu kadar önemli, belki bilmediğim bir şey biliyorsun.
Tengo muy mala opinion de ese fulano, pero si esto es tan importante para ti, quizas sabes algo que yo no.
Belki parasını almam gerekiyor ama ondan hoşlanmam gerekmiyor.
Tal vez deba tomar el dinero de este fulano, pero no por eso debe gustarme.
"John Doe."
"Fulano".
" Sevgili birisi şu ve şu nasıl? Blah, blah, blah.
" Querido Fulano ¿ cómo están Sutano y Mengano?
Tek pabuçlu herif. İnsanları kurtaran adam.
El fulano de un solo zapato.
- Bürondaki o tipten mi?
- ¿ Cómo la del fulano de tu oficina?
- O bir tip değil.
- No es un fulano.
Kendini de unutma, "çok yaşa" diyerek tüm Tom, Dick ve Harry'lere ne olduklarını gösterdin.
No debes humillarte diciendo, "Salud" a cualquier Mengano y Fulano, con gran riesgo.
Kendini de unutma, "çok yaşa" diyerek tüm Tom, Dick ve Harry'lere ne olduklarını gösterdin.
No te vendas barato diciendo, "Jesús" a cualquier Mengano y Fulano, con gran riesgo.
Bu yüzden evlilik yemini "Bill Simpson'ı kocalığa kabul ediyor musun?" değil de "Bu adamı kocalığa kabul ediyor musun?" dur.
Por eso el juramento de la boda no es : "¿ Toma a Fulano de Tal?" ... sino : "¿ Acepta a este hombre?"
Birini arıyoruz burada... Gene Salvatore adı altında kalan bir pislik var mı?
Tienes a un fulano aquí... bajo el nombre de imbécil Gene Salvatore.
Bu herif William Holden " a benziyor.
Este fulano se parece a William Holden.
O kuş adam, senin yaşamana izin verdi demek.
Y el fulano del pájaro, simplemente te dejó vivir.
Sonra avukat bana şöyle dedi :
Y este fulano abogado me dice :
Ya ben bir dahiyim ya da bu adam 16. Louis'den bu yana gelmiş geçmiş en salak herif.
O soy un genio, o ese fulano es el idiota más grande del mundo.
Herkesin ara sıra bir iki kadeh içme hakkı vardır.
Un fulano tiene derecho a beber de vez en cuando.
- Evet.
Ah. ¿ El fulano de tal otra vez?
Ρeki şu haνalι heriflerden biri gelip οnu senin elinden aldι mι?
Y viene un viejo fulano sofisticado y te la chulea delante de tus ojos...
Bana Baomalı Fula'yı anımsatıyor.
Se parece al fulano de Baoma.