Geniş traduction Espagnol
7,353 traduction parallèle
Çok geniş görüşlüsün.
Eres muy liberal.
Geniş çaplı çıkarıldı.
BOLO? Está fuera de ancho.
O geniş ailemizden, senin dengin Bir çok yönden.
Es una familia extensa, tu igual en... muchos sentidos.
Geniş etkili antibiyotik ver.
Démosle antibióticos de amplio espectro.
Ve geniş.
Y extendido.
Biraz geniş olman lâzım, ama çok da yüz verme.
Sabes que tienes que tener la piel gruesa, pero no les animes.
Gülümse. Güzel geniş bir gülümseme ve arkanı dön.
sonrie mas amplio y da la vuelta.
Geniş bir oda, 24 saat su sağlanıyor, temiz bir banyo.
Habitación amplia, 24 horas con agua, y un cuarto de baño limpio
Daha geniş.
Más grande.
Ancak Turner bu olaylara çok geniş bir ölçekte bakmıştır.
Pero Turner tuvo una visión muy amplia de estas cosas.
Senin işin geniş hatıra denen "geçmişi" sorgulayıp neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar vermek değil mi?
¿ Tu trabajo no es investigar la amplia memoria que llamamos "pasado" y juzgar qué es bueno y qué no...?
Ağırlık merkezimi geniş tutabilirim.
Puedo bajar mucho mi centro de gravedad.
Bu kadar geniş olduğunu hiç hatırlamıyorum.
No recordaba que fuese tan espacioso.
O zamanları sen daha geniş olduğun için olabilir.
Bueno, quizás porque tú ocupabas más espacio por aquel entonces.
Daha geniş bir zamanda bu evlat edinme fikrinin ikimiz için de ne anlama geleceğini ayrıntılarıyla konuşuz.
Y podemos... Podemos volver a ver la idea de la adopción cuando haya tenido tiempo suficiente para desarrollar todos los detalles de las consecuencias que esto tendría para los dos.
Geniş bir taraftar kitlesi var.
Tienen una franquicia en expansión.
Yüzüm çok geniş olduğu için, işine odaklanamadığını söyledi.
Dijo que no se podía concentrar en su trabajo porque mi cara era muy ancha.
- Geniş mi?
- ¿ Ancha?
Yüzü çok geniş olduğu için. Üç tane aynaya ihtiyacı var!
- ¡ Necesita tres espejos!
"Straightway'li parlayan kızılderili çadırdan" muazzam megissogwon geldi, uzun boylu, geniş omuzlu, ayaktan bürünmüş wampum, "silahlarla donanmış savaşçı."
"Navega, velero mío, sin temor, que ni enemigo navío, ni tormenta, ni bonanza, tu rumbo a torcer alcanza, ni a sujetar tu valor".
İlk başta keman çaldığınızı sandım ama çentikler arası mesafe çok geniş. Ayrıca çenenizin altında da herhangi bir iz yok, o yüzden çello olmalı.
Al principio pensé en el violín, pero el espacio es algo amplio y no hay marcas bajo su barbilla, así que el chelo.
Dünyanın en geniş hafifçe donmuş... ceset koleksiyonuna sahip burası
Posee la colección más grande de cadáveres ligeramente congelados en el mundo.
Şimdiye kadar keşfettiğim bir şey varsa o da her türlü olayın mahalinin bu alandan çok daha geniş olduğudur.
Lo que he descubierto es que la escena de cualquier crimen es mucho más grande que este espacio.
Erişebilecekleri mesafeyse dostum, çok uzak ve çok geniş.
Y su alcance, amigo mío, es lejano, y amplio.
1920'lere kadar, şehirdeki postaneleri birbirine bağlayan çok geniş bir ağ sistemi kurulmuştu.
Sobre 1920, había una amplia red... uniendo las oficinas de correos de la ciudad.
Açıkçası oldukça geniş seçenekleri varmış.
Obviamente tienen una amplia selección.
- Geniş bir ağ atıp hiçbir şey yakalayamayacaklar. Sonra da hepsini Hani Jibril'in üzerine yıkacaklar.
Enviarán una amplia red, no atraparán nada, y culparán de todo a Hani Jibril.
Binlerce imparatorluk muhafızı, Moğol şövalyeleri derin ve geniş bir hendek köpekler, duvarlar!
¡ Miles de guardias imperiales, caballeros mongoles... un foso profundo y ancho... perros, murallas!
Eğer yeterince bilgi toplayıcıyı geniş bir alana yayarsak yakaladığımız büyük miktarda data nozılı tekrar şekillendirme şansını verir.
Pero si se distribuyen suficientes recolectores sobre un área suficientemente amplia, la cantidad capturada en cada uno te permitiría reconstruir la forma del rociador.
Yüksek bir IQ seviyem var. Geniş çaplı bir nevroza ve hafifçe paranoyaya eğilimim var.
Tengo un C.I. alto, un amplio rango de neurosis generalizada, y una ligera tendencia a la paranoia.
Şebeke uzun ve geniş.
La red es muy lejana y grande.
Bilemiyorum. Leydi Flintshire dünyadaki en geniş görüşlü insan sayılmaz.
Me pregunto si Lady Flintshire no es el ser más liberal del planeta.
Ancak suçlu toplu katliamcı, geniş bu saatte kalır Bir insan avı olarak şehir devam eder.
Pero el asesino en serie condenado sigue siendo en general esta hora, como una cacería humana continúa centro.
İhtiyaç olduğunda, çalıntı nükleer silahlardan kayıp çocuklara ekonomiyi bir ayda daraltabilecek sahte paralar kadar geniş konularla ilgileneceğiz.
En un momento dado, nos ocupamos de todo desde armas nucleares robadas hasta niños perdidos hasta falsificación de efectivo, que fue tan bueno como para colapsar la economía en menos de un mes.
Geniş halka.
El anillo ancho.
Geniş çaplı uzaylı istilasında hemen her devlette tam yetkili bir Dünya Başkanı göreve getirildi.
En caso de invasión a gran escala, un presidente de la Tierra es elegido inmediatamente con autoridad completa sobre cada nación y estado.
Aria'ya hamileydin zaten ama evi geniş göstermeyi yine de başarmıştın.
Ya estabas embarazada de Aria y aún así, descubriste la manera de hacerlo parecer grande.
Hayal gücümüz geniş olmayabilir ama polisten işlerini yapmasını bekleriz.
Bueno, tal vez tengamos poca imaginación, pero esperamos que la policía haga su trabajo.
Fakat daha merkezi bir yer seçecek olursak Roma'dan daha geniş çapta bir etki alanı elde edebiliriz.
Pero si damos un paso concéntrico abajo nos da una dispersión más amplia progresión pasado de Roma.
Geniş ve harika bronzlaşmış omzumda biraz dinlenmek ister misin?
Te encantaria descansar en mi extenso y perfectamente cuidado hombro?
Bunun ufak çaplı bir huzursuzluktan ziyade geniş çaplı bir saldırı olduğunu düşündüren ne?
Vueni, ¿ qué te hace pensar que esto es una agresión a gran escala en contraposición a la irritación de una pequeña escala?
Geniş bir bayan kitap kulübümüz var ve bir kitap okuyup bir yandan da şarap içiyoruz elinizde kitaptan yeterince var mı acaba?
Tengo un club de lectura de damas, vamos a leer un libro y beber vino... ya sabes... y solo quería asegurarme que tuviera suficientes copias.
Bu gördüğünüz nüfusun çok geniş bir kısmının şu anda tecrübe ediyor olabileceği bir durumdur.
Esto es lo que puede estar sucediendo a un gran número de la población'.
Bu durum, geniş ölçüde, Aborijin topluluklarındaki yerel dükkanlara bağlıydı.
Este fue, en gran parte, debido a las tiendas locales en las comunidades aborígenes.
Larry ile olan tecrübem beni, yemek devlerinin bizi yiyecek malzemeleri ile nasıl kandırdıkları konusunda geniş kapsamlı yazılar yazmış olan Pulitzer Ödülü sahibi bir yazara yönlendirdi.
Mi experiencia con Larry me llevó a un autor ganador del Premio Pulitzer que ha escrito mucho sobre cómo los gigantes de la alimentación han conseguido enganchados en sus productos.
Otel odamda beni bekleyen geniş bir var.
Tengo una puta esperándome en la habitación del hotel.
Oda geniş, 10 dakikada çıkarsan birkaç X-Ray çekilmiş gibi olacaksın.
Es un cuarto grande ; si sales en diez minutos, no será peor que hacerse un par de radiografías.
Yetenek geniş tanımlı, elbette...
Talento en líneas generales, por supuesto...
Taktiksel öpüşme, geniş cephaneliğimdeki silahlardan sadece biri.
La táctica del beso es sólo un arma de mi vasto arsenal.
- Bu çok geniş bir alan, Tao.
- Son muchos lugares, Tao.
Geniş açı lütfen.
Más amplio, por favor.