Gilroy traduction Espagnol
303 traduction parallèle
Ne kadar dokunaklı! Bir yıl önce Gus Gilroy'a kaçtığında neler hissettiğim umurunda değildi!
¡ Te importaron un bledo mis sentimientos cuando te fugaste con Gus Gilroy!
Şansın varmış ki peşinden gelmemişim. Yoksa seni Gus Gilroy'un şık bir kravatıyla boğardım!
Tuviste suerte. ¡ Te hubiera estrangulado con una corbata de Gus!
Ve sonra ben daha anlamadan birlikte New York'a kaçtılar.
Lo siguiente que supe fue que se había largado a Nueva York con el tal Gilroy.
" Pete Gilroy'un ağırlığı ve boğazındaki giderek sıkan ilmik, vahşi kısrağın hızını kesmeye başladı.
" El peso de Pete Gilroy y la rienda apretada... al cuello... comenzaron a impedir ligeramente la velocidad de la yegua.
Müfettiş Gilroy ve Çavuş Lincoln.
Inspector Gilroy y Sargento Lincoln.
Jim Gilroy adıyla son beş senedir Joplin, Missouri'de yaşıyormuş.
Vive bajo el nombre de Jim Gilroy en Joplin, Missouri, desde hace 5 años.
Olay yerindeki araba Jim Gilroy adına kayıtlı.
El auto estaba a nombre de Jim Gilroy.
Jim Gilroy'un disiplinini takdir etmelisin.
Hay que admirar la disciplina de Jim Gilroy.
Polisimi vuran Jim Gilroy'u tanıyor musunuz?
¿ Conocen a ese tal Jim Gilroy que mató a mi agente?
Katilin Jim Gilroy olmadığını mı söylüyorsun?
¿ Qué Jim Gilroy no es el asesino?
Senin Gilroy diye tanıdığın adamı biz Jake Waterston olarak tanıyoruz.
El hombre que conocen como Gilroy para nosotros es Jake Waterston.
Birisi yolcu koltuğunda oturuyor. - Gilroy.
- Alguien en el asiento del pasajero.
- Gilroy uzun boyluydu.
- Gilroy. Gilroy mide 1.80 m.
İkinci kan örneği, A-negatif, Gilroy'un kan tipi.
El grupo sanguíneo de Gilroy es A negativo.
Ateş edilirken Gilroy'un yaralandığına dair hiçbir kanıt yok.
No había indicios de que Gilroy hubiera resultado herido.
- Gilroy'un direksiyon başında olduğundan pek emin değilim.
- No sé si Gilroy es el conductor. - ¿ Y quién es el pasajero?
Eğer Gilroy arabayı kullanmıyorsa ve yolcu da değilse, o zaman hangi cehennemde bu?
Si Gilroy no conduce ni es el pasajero, ¿ dónde diablos está?
Gilroy bize yalan söyledi.
Gilroy nos mintió.
- Jim Gilroy'un arabasının yerini belirledik.
- Encontramos el auto de Jim Gilroy.
Bu Jim Gilroy.
Jim Gilroy.
Gilroy'un banka hesaplarına erişebilir miyiz buradan?
¿ Podemos acceder a la cuenta bancaria de Gilroy?
Gilroy son birkaç senedir, oldukça düzensiz bir hesap bakiyesini sürdürmüş.
El saldo de la cuenta de Gilroy fue muy irregular estos últimos años.
On ay önce, Gilroy'un adına bir hesaba... 7000 dolarlık bir havale yapılmış.
Hace diez meses, transfirieron 7 mil dólares... a una cuenta a nombre de Gilroy.
Gilroy, Maddie'nin bebeğini alıp sattı... ve kendine bir televizyon aldı.
Gilroy le quitó el niño a Maddie, lo vendió... y se compró un televisor.
Gilroy'un hesabına havaleyi yapan kim?
¿ Quién transfirió el dinero a la cuenta de Gilroy?
Yani Gilroy Maddie'nin bebeğini aldı, ve avukat Barnard'ı tutup, satması için ona komisyon verdi.
Gilroy le quitó el bebé y el abogado se encargó de venderlo.
Sheena Gilroy'un dairesindeyim.
En el depto. de Shana Gilroy.
- Gilroy maçı hakkında endişeleniyoruz.
- Nos preocupa el partido con Gilroy.
Seninle gurur duyuyorum ama Gilroy hakkında konuşmamız gerekiyor.
Estoy orgulloso por lo de Brown, pero necesito que hablemos de Gilroy.
- Gilroy?
- ¿ Gilroy?
West Canaan, Gilroy'a karşı.
West Canaan versus Gilroy. ¡ La gran final!
Top, Gilroy'da ve orta sahada.
Gilroy con el balón en el centro.
Top, Gilroy'da.
Gilroy con el balón.
Gol atan, Gilroy!
¡ Touchdown para Gilroy!
Saha golü Gilroy için.
Gol de Gilroy.
Gilroy 17-14 önde.
Gilroy gana 17 a 14.
Adım Gilroy. Eyalet Yeterlilik Kurulundan geliyorum.
Mi nombre es Gilroy, de la Junta Estatal de Certificados.
Judge Gilroy kızına taşınmıştı.
El Juez Gilroy se mudó con su hija.
Dr. Gilroy'ın onlardan bir kütüphane oluşturduğunu söylerler, ve ilk fırsatta onu görüp, bir kaçını alıp alamayacağımı sorarım.
Bueno, dicen que el doctor Gilbert tiene una biblioteca. Cuando lo vea le preguntaré si puede prestarme uno o dos.
- Gilroy'u bulana kadar pek görünme.
Genial. No te muevas hasta que encuentre a Gilroy.
Gilroy ne evde ne de yazıhanede.
Gilroy no está en su casa ni en su oficina.
Gilroy'un bunları paraya çevirmesi için kızın imzası gerek.
Si Gilroy se beneficiará con estos negocios sucios necesita la firma de su novia.
Gilroy seni fırıldak gibi döndürüyor değil mi?
Gilroy te tiene loco.
Suç artsın da emlağı ucuza kapatsın diye Gilroy, polisleri o bölgeden uzak mı tuttu?
¿ Gilroy desvió unidades de esa zona para que el crimen aumentara y poder comprar terrenos a bajo costo?
- Gilroy kötü.
- Gilroy es malo.
Gilroy'un sevgilisi, anahtar.
La amante de Gilroy. Es la clave.
- Gilroy beni sokakta istiyor.
- Gilroy me quiere en la calle.
Savcılık bürosundan Bay Gilroy'u tanıyorsun. - Tabii.
Ya conoce al Sr. Gilruth de la Oficina del Fiscal.
Orada, Gus Gilroy diye bir adam ve "The Gaslighters" adlı bir grubu vardı.
Gus Gilroy y los Chisqueros.
Jim Gilroy asla silah kullanmazdı.
- Jim Gilroy nunca usó un arma.
Bunun için pek zamanımız olmuyor. Bay Gilroy?
- ¿ A qué viene esto?