Gluten traduction Espagnol
422 traduction parallèle
Benimki iki katı yumurta, bir dilim kızarmış ekmek ve bir kâse yoğurttur.
Yo suelo tomar dos huevos hervidos, tostada de gluten y un vaso de yogur.
Mmm, eğer içinde ceviz, glüten, süt, yumurta, ve ya soya yoksa, hoşuma gidecektir.
Si no hay nueces, gluten, lácteos, huevos o soja en esto, voy a amarlo.
Tofu ve buğday gevreği.
Tofu y gluten.
- Evde içinde glüten ya da şeker olan her şeyi atıyorum.
Me deshago de todo lo que tenga gluten o azúcar en la casa.
- Neden, glütenin nesi var?
¿ Por qué? ¿ Qué tiene de malo el gluten?
- Sağlığa çok zararlı.
El gluten es muy malo.
Seni, glütensiz sosislere de alıştıracağım.
Antes de que acabe contigo estarás comiendo pan sin gluten.
GLÜTENSİZ SOYA SOSİSLERİ
SALCHICHAS DE SOY A con pan sin gluten.
Miguel Angel için diyet, İzan için glütensiz, Francis için az tuzlu.
Dieta blanda para Miguel Angel. Izan, sin gluten. Hiposódica para Francis.
Pateler alev aldı. Bu yüzden spagetti ve buğday köftesi yiyeceğiz.
Mis patatas de gluten se han quemado, así que he hecho spaghetti y bolas de trigo.
Kabarması ve çiğnenebilmesi için yüksek glutenli un kullanıyorum
Yo utilizo harina con mucho gluten para la textura y una buena masticación.
Ben çok galetalı un kullanıyorum. Hem görünümü, hem tadı için.
Utilizo harina alta en gluten por textura y paladar
Niye glütensiz şey ters gitmedi?
¿ Por qué no me quedó la dieta sin gluten?
O kadının evinden ayrılır aynlmaz video kiraladım. Sonra pizzacıya gidip glütensiz, kenarları kıtır pizza aldım. Eve doğru yola çıktığımda hava zaten kararmıştı.
En el momento que salí de la casa de esa señora alquilé estos videos fui a la pizzería y pedí una gran pizza libre de gluten, por favor vine a casa y ya estaba oscuro.
Seitan, bitkiseldir.
Satien es un gluten húmedo.
Bu son zamanlarda yediğim en iyi yemekti.
Esto es el mas rico maldito gluten que he comido.
Her şey glütensiz.
Todo es sin gluten.
Glütensiz.
Son sin gluten.
Soru şu, YDYBÜ'de birbirine bağlamak için ne kullandılar?
La pregunta es : ¿ qué usaron en neonatología como aglutinante? - Gluten de trigo.
- Glüten özü.
- Extracto de gluten.
Yalnızca glütensiz yemek yiyor bense glüten nedir bilmiyorum ama glütene bayıldığımı biliyorum.
Ella solo comía comida sin gluten, y yo no sé que es el gluten. pero se que me encanta.
Evet, Lenny. Yeşil olanlar glütensiz.
- Sí, Lenny, la verdosa es la tuya de soja sin gluten.
- Senin de mi glüten'e alerjin var? - Hem de hayatım boyunca.
¿ También eres alérgica al gluten?
Şöyle nezih glütensiz bir şey bulmak çok zor.
De toda la vida. Es muy difícil encontrar buenas hamburguesas de soja sin gluten.
Kadınlar buna bayılır. Tutkal mı, ben de!
A las mujeres les fascina eso, " ¡ Gluten, yo también!
- Ben glüten yemem Paul.
- No como gluten, Paul.
Glüten.
¡ Gluten!
Buğdaylı ve sütlülerin dışındaki şeyleri ve kabuklu deniz hayvanı gütleni.
Aparte de trigo, lácteos, pescado o gluten.
Oğlumun glütene alerjisi var.
Mi hijo es alergico al gluten.
Bu hafta glütensiz yemiyor muydun sen?
¿ No es esta semana cuando no tomas gluten?
Artık glüten yemeyeceğini söylemiştin. - Nerede McGee?
Dijiste que no consumirías gluten.
... cep telefonlarında yapmacık bayağı boşboğazlık edersiniz beleş glüten kuruyemiş satın alırsınız henüz karbon ayak izinizin anlayışı yok!
Hablan de sus preciosas banalidades por celular. Compran tentempiés libres de gluten. ¡ No comprenden sus huellas de carbono!
Çölyak hastalığı olduğunu ve gluten yemememi söylediler.
Ellos pensaron que era una enfermedad celiaca y me dijeron que dejara de comer tanto gluten.
Gluten yediğimi bilmiyordum bile.
Ni siquiera sabía que estuviese comiendo nada de gluten.
Kutlamak için Angelica'nın Mutfağı'nda seitan * yiyelim mi?
Podemos celebrar con productos hechos de gluten de Angelica Kitchen.
Burada seçenekler, farklı kültürler ve Kansas'ta bulamayacağın birçok şey var. Müzeler, sergiler, tiyatrolar ve... Glütensiz ekmek.
Hay oportunidades, cultura y una serie de cosas que no puedes encontrar en Kansas, museos, galerias, teatro y... pan sin gluten.
Glütenin ne olduğunu bile bilmiyorum, ama yememe seçeneğimin olmamasını seviyorum.
Ni siquiera se lo que es el gluten, pero me gusta tener la opcion de no tener que comerlo.
- Daha sonra açıklarım.
- El pan es sin gluten. - Luego se los explico.
Okulda biraz ekmek yemiş bugün ve bilekleri kesinlikle biraz şişmiş.
Comió algo de gluten en la escuela hoy y sus muñecas están definitivamente un poco hinchadas.
Ya da diş eti iltihabı ya da şiddetli glüten alerjisi.
O gingivitis o alergia aguda al gluten.
Bir dilim, şekersiz, glütensiz, sütsüz çikolatalı kek yiyin.
Quédense a comer un trozo de pastel de chocolate sin azúcar, si gluten, sin lactosa...
Patatesleri kaynatmak yerine fırında pişirirsen daha az nemli olurlar. Glütenler daha az bağlanır, gnocchi hafif olur.
En vez de hervirlas, es menos humedad, menos obligaciones de gluten, más ligeramente gnocchi.
Gail benimle ve gluten intoleransımla evleniyor.
Gail se casa conmigo y con mi intolerancia al trigo
Tabii gluten intoleransı olur.
Claro que es intolerante al trigo
- Evet. - Glüten de aynı şeyi yapıyor.
A mí también me sale eso por el gluten.
Kızım çölyak hastası ve o dükkânda helâl ürünler satan dükkânda daha fazla seçenek var.
Mi hija necesita comida sin gluten y esta tienda... la tienda kosher... tiene más opciones.
bir pizza dükkanında. Oliver Dunne'nın üzerinde bulduğumuz unun besin değeri düşük bir yapısı var. % 70 protein.
La harina de Oliver Dunne era baja en glúten, un 7 % de proteínas.
Glütenli yiyecekler yemem de.
O a comer comidas con gluten...
- Neden hiç şaşırmadım?
- Bueno, no lo del gluten... eso es sólo digestivo. - ¿ Por qué no me sorprende?
Kızın glütene alerjisi varmış.
Ariel está tratando de hacer amistad con esta niña de nombre Celeste que es alérgica al gluten.
İçinde glüten olmasın.
No tiene gluten.