Grady traduction Espagnol
1,180 traduction parallèle
Vee Grady bir jump kick ile Kwon'u minderin dışına yolluyor
¡ Grady ataca con una patada con salto sacando a Kwon fuera del cuadrilátero!
Alex Grady sakat omzuna rağmen Jim Sae Kwon'u yendi ve Amerika'nın umutları tekrar yeşerdi.
Alex Grady, con el hombro lesionado, derrota a Sae Jim Kwon y mantiene viva la esperanza americana.
Alexander Grady.
Alexander Grady.
- Grady Rogers 3. kalede.
Grady en tercera.
- Grady hastaydı. 3. kalede Finnelli vardı.
Grady se enfermó. Finelli en 3ra.
- Simon Grady.
- Simon Grady.
Ben Simon Grady.
Soy Simon Grady.
- Hayır, burası Grady.
- No, esto es Grady.
... cezan 16 saat toplum hizmetidir. Grady Devlet Hastanesi'nde misafir doktor.
... su sentencia serán 16 horas de servicios sociales haciendo de médico en el hospital Grady Memorial.
Grady'ye hoş geldin.
Bienvenido a Grady.
Gardy'nin Paris olduğunu iddia etmiyorum ama iki benzinlik bir Winn-Dixie ve kablolu yayın var.
No digo que Grady sea París, Francia, pero tenemos dos gasolineras un Winn-Dixie, tele por cable. ? Le gusta el tenis?
Grady'ye bir fırsat verirsen seni de kandırabilir.
Dele una oportunidad a Grady puede que le enganche.
"Gardy'ye yılın en güzel zamanında geldim."
"He venido a Grady en el mejor momento del ano".
Grady'nin doğal ozonunun rahatlatıcı etkisi.
Es el efecto calmante del ozono de Grady.
Ben Stone, size Güney'in kabak başkenti Grady bölgesinde doktorluk görevi teklif ediyoruz.
Ben Stone, queremos ofrecerte un puesto permanente la capital del calabacín del sur.
Grady'yle Los Angeles arasında çok benzerlik var.
Grady y Los Ángeles se parecen mucho.
Ben Stone, ben sadece Grady'ye bir şans ver diyorum.
Sólo te digo que le des a Grady otra oportunidad.
Bir dakika, Grady'de kalmayı düşünmüyorsun ya?
Espera,? no pensarás quedarte en Grady?
- Grady'yi sevmiyor musun?
-? No te gusta Grady?
Bitirince de Grady'de çalışacağım.
Y espero ejercer en Grady cuando termine.
- Grady kabağıyla ilgili.
- Mira el calabacín de Grady.
1933'te Grady ve kabak vardı.
No. Hasta 1933, estaba la variedad de Grady, y el calabacín corriente.
Bir kasırga yüklü bir Grady mahsulünü yok etti. Chicago Dünya Fuar'ında tarım ödülünü alacaktı.
Un tornado destrozó el envío de la variedad de Grady que iba, creo, para la feria agrícola mundial de Chicago.
GRAD Y 58. Geleneksel KABAK Şenliği
58o Festival Anual del CALABACÍN de Grady
Onları Grady Kabak Festivali'ne davet ettim.
He logrado contratarles para el Festival del Calabacín de Grady.
- Grady'ye özel bir içki mi?
-? Es una especialidad de Grady?
- Grady'de mi?
-? En Grady?
Grady'de çok şey görmezsin ama gördüklerini de çok görürsün.
No se ven muchas cosas en Grady, pero Io poco que ves, Io ves bien.
GRADY KABAK ŞENLİĞİ
FESTIVAL DEL CALABACÍN DE GRAD Y
Varoluş nedeni, Grady ihtişamı.
La cima de la existencia, la grandeza de Grady.
58. GELENEKSEL GRADY ŞENLİĞİ
58o FESTIVAL ANUAL DE GRAD Y
Ulusal Hava Tahmin İstasyonu'nun Grady bölgesi için hava tahmini.
Éste es el servicio de meteorología para el área metropolitana de Grady manana.
Grady'den çıkma bahanesiydi.
O sea, era una excusa para irme del maldito Grady.
Seni görüyorum, Grady Kilgore... ve yirmi arttırıyorum.
Te veo, Grady Kilgore y pongo 20 más.
Hadi Grady, bu fırsatı tepme.
Vamos, Grady. Es tu gran oportunidad.
Yine Nehir Kulübünde Grady ve çocuklarla takılıyordu.
Se la pasaba con Grady y los muchachos en el Club del Río.
En ısrarcı Grady ama...
- Grady es el más persistente.
- Grady Kilgore mu?
- ¿ Grady Kilgore?
Grady. Merhaba.
Grady, hola.
- Biraz daha kek ister misin, Grady?
¿ Quieres más tarta?
Mantıklı değil ama, Grady gibi bir öküz, siyahi bir çocuğun yanına oturmaz ama... tavuğun kıçından çıkan yumurtayı anında yer.
No tiene ningún sentido. Un hombre como Grady no se sienta junto a un niño de color... pero come huevos que salen del trasero de una gallina.
- Grady.
- Grady.
Grady, Gladys her gece geç saatlere kadar dışarıda... poker oynayıp, bu kadar para kaybetmene ne diyor?
¿ Qué opina Gladys de que salgas hasta tan tarde... y de que pierdas tu dinero en el póker todas las noches?
Grady ve Alabamalı çocuklar icabına bakarlar.
Grady y los muchachos de Alabama se encargarán de él.
- Grady. - Buradaki Şerif Curtis Smoote.
- Este es el Alguacil Curtis Smoote.
Bu yüzden Grady'nin adamları, Frank Bennett'in kamyonetini ortaya çıkarabildi.
Es por eso que los alguaciles de Grady encontraron la camioneta... de Frank Bennett.
Neden oturmuyorsun?
Grady, ¿ por qué no te nos unes?
Sonunda Grady'nin iyice başı döndü ve pes etti.
Finalmente Grady se mareó y se dio por vencido.
Bak ne diyeceğim ;
Escucha, Grady, te diré algo.
- Güle güle, Grady.
- Adiós, Grady.
Ne, Grady mi?
¿ Grady?