Granada traduction Espagnol
1,834 traduction parallèle
- Bomba geliyor.
- Granada.
Elinde el bombasıyla sana doğru koşan bir kızı görseydin onu vurur muydun?
Si una niña con una granada viene corriendo hacia usted ¿ le dispararía?
... tabanca, el bombası ve 9mm çapında 100 adet mermi bulundu.
un revólver, una granada, y 100 cargas de munición de 9 milímetros.
El bombası!
¡ Granada!
- Biz de 1 27. sahneyi konuşuyorduk.
- Escena 127. La escena del sujetador con la granada.
Enfes bir şey. Nar balıyla tatlandırılmış. Bir fincan?
Lo endulzan con miel de granada. ¿ Hace uno?
Hiç bir şey göremiyordum, sonra arkama döndüm ve Roberto'yu aracın içinde gördüm, elinde pimi hâlâ üzerinde olan bir bomba tutuyordu.
No oigo nada y me viro y veo que está Roberto en el piso del jeep, con la granada en la mano y con la espoleta todavía metida adentro.
Ama araçtan çıkınca size yemin ederim ayağa kalktı, tıpkı sert adamlar gibi hâlâ bombayı bu şekilde elinde tutuyordu, çocuklar.
Pero cuando sale del jeep, y te lo juro, compadre haciéndose el guapo, así con la granada en la mano, se para Roberto, así, muchacho.
Zar zor yürüyebiliyordu çünkü dizleri acayip titriyordu ve birden gözleri kaydı, oracıkta bomba elinde, pim hâlâ üzerindeyken bayılıverdi.
Y no podía ni caminara de cómo le temblaban las rodillas, chico. Iba así y de repente como que, te juro, se le van los ojos, ¡ zacaplán! Se cae desmayado con la granada en la mano y con la espoleta puesta.
Benim üzerime el bombası fırlattı! Sen de karşıma geçmiş bu insanları savunuyorsun!
¡ Lanzó una granada de mano contra mí, y te asocias con esa gente!
El bombası hala gözlerimin önünde duruyor sanki.
pienso en la granada de mano.
Hangi el bombası?
¿ Qué granada de mano?
- Bize el bombası atmışlardı.
- Tiraron una granada de mano.
- El bombası mı?
- ¿ Una granada de mano?
- Duman bombası.
- Granada de humo.
El bombalı bir Rembrandt gibisin.
Eres como Rembrandt con una granada.
Sen Palami Habdallah'ın kanişini pimi çekilmiş el bombasına oturttun.
Hiciste que el perro de Palami Habdalla se sentara en una granada.
El bombası saldırısı denemesi yapacağız.
Simularemos un ataque con una granada.
İlk yapman gereken şey... bombaya arkanı dön ve dal.
Te mostraré cómo sobrevivir. Lo primero que haces es darle la espalda a la granada y tirarte.
Asitle doldurulmuş sikik bir el bombası gibidir.
Es como una maldita granada de ácido para ellos.
Savaşta yeri gelir birileri el bombasının üstüne düşer.
Hay momentos en una guerra en los que alguien debe caer sobre una granada.
Seninkinde Mk2 Parça etkili el bombası var... Kısa bir menzile sahip.
El tuyo tiene una granada Mark II de fragmentación de corto alcance.
ama içip içebileceğiniz en harika pomegranatini'yi yaparım.
Pero preparo el mejor martini de granada que hayan probado nunca.
Aşk bombasının pimini çekmem lazım.
Necesito sacar el seguro de la granada del amor.
Şu bombayı ağzımdan alın, bu çok saçma!
Para llevar esta granada, es ridículo!
Bombanın pimini yerine takmaya çalışırken elimden düştü.
Recién volvía de mi guardia, Capitán. Traté de colocarle el seguro a la granada.
Ne işi var!
Porqué demonios hay una granada en el retrete y tienes el seguro en la mano?
# Pim çek, bomba at! # Pim çek, bomba at! # Pim çek, bomba at!
Saca el seguro, tira la granada!
- Tamam. - El bombası var mı üzerinde?
Tiene una granada?
1964'teki el bombalarını bitirdim.
Salí corriendo de Granada en el 64.
Bana hemen el bombası ver.
Pasame la granada, rápido! .
Buy More'da bir durum var bir adamda el bombası var.
hay una situación en el Buy More. Hay un sujeto con una granada.
El bombası nerede?
¿ Donde está la granada?
- Bir el bombası.
- Es una granada.
Neden çaktığın el bombası hakkındaki bilgiyi General Beckman ile paylaşmıyorsun?
¿ Porque no compartes con la General Beckman la información sobre la granada de la que tuviste una visión?
İçinde bilgisayar tamiri ve termit el bombası ile sıcak patates oynamanın olmadığı planlar?
¿ Planes que involucren alguna otra cosa más que arreglar una computadora o jugar a las papas calientes con una granada térmica?
Tao'nun el bombasının pimini çekmek üzere olduğunu gördüm.
Yo vi a Tao listo para soltar el seguro... y arrojar una granada
Tao'nun el bombasının pimini çektiğini gördün mü?
¿ Tú viste a Tao jalar el seguro de la granada?
Onu el bombasının pimini çekerken gördün mü?
¿ Tú lo viste... quitarle el seguro a la granada?
Sis bombası.
Arroja una granada.
Kâğıt ağırlığı diye gerçek bir el bombası kullanıyor.
Usa una granada como pisapapeles.
Linton'ın ofisine gideceğim ve el bombasının küçük pimini çeki vereceğim.
Entraré en la oficina de Linton y quitaré la espoletita de esa maldita granada.
Sen Granadalısın, Barça'yı tutuyorsundur.
Tú eres de Granada y de Barca.
Dünya savaşında bir alman el bombası cinsel organımı parçaladı.
En la Segunda Guerra Mundial una granada kraut hizo volar mis genitales.
Sorun şu. Ne zaman seninle birlikte iş yapsak cebimde patlamak üzere olan bir el bombasıyla geziyormuşum gibi hissediyorum. Söylemeyi unuttuğun bir şey yüzünden her şeyin ters gitmesini bekliyorum.
Este es el problema cada vez que nos hemos relacionado contigo me siento como si caminara con una granada en mi bolsillo pensando en todo lo que saldrá mal por "esa única cosa" que olvidaste mencionar.
Bir tek el bombasına ihtiyacım var.
Solo necesito una granada.
- Bombayı bana ver.
- Dame la granada.
Celestino içeri gir, bombayı bırak ve tekrar dışarı çık.
Celestino, entras, tiras la granada y vuelves a salir.
Komutanım nöbetten gelmiştim.
- Una granada explotó.
- El bombası. - Biliyorum, ona bakıyorum.
- Ahí está la granada.
Kendini feda edip el bombasının üstüne atlıyor olmalısın.
Lanzarte sobre la granada.