English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ G ] / Guava

Guava traduction Espagnol

60 traduction parallèle
Onu guava alırken gördüm ve kimbilir daha neler?
Le vi cogiendo una guava, y quién sabe si algo más.
Durga bir kaç tane guava alınca, neler dediklerini duymalısın.
Deberías oír lo que dicen cuando Durga saca unas guavas.
- Guava jölesini ver lütfen.
- Pásame la gelatina de guayaba.
Bay Fandango Guava'ya.
Por el señor Fandango Guava.
Şöyle güzel, taze bir guava?
¿ Y una guayaba rica y fresca?
Al biraz guava ye!
Vamos, toma algo de guava.
O gün öğleden sonra bir sürü guava topladığımızı hatırlıyorum.
Recuerdo aquella tarde que llevamos muchas guayabas a casa.
On bin Watusi savaşçısı, tepeden tırnağa, kivi ve guava meyveleriyle silahlı.
10.000 guerreros watusi, armados hasta los dientes con kiwis y medias sandías.
Dün biri lab sonuçlarımın üzerine guava suyu dökmüş.
Alguien tiró ayer un zumo de guayaba sobre mis análisis.
Acaba kim guava suyu içiyor?
¿ Quién bebe zumo de guayaba?
Guava.
Es de guayaba.
Peynirli krakerle guava suyu isteyen var mı?
¿ Quién quiere palitos de queso y néctar de guayaba?
Bana biraz guava suyu verebilir misin?
Bueno, ¿ pues podríais por favor prepararme un zumo de guayaba?
Konserve edilmiş bir Olian guava ağacı meyvesi.
Una guava Olian en conserva.
Hadi gidip birkaç guava toplayalım.
Vamos, recogeremos algunas guayabas.
Muz, papaya, mango guava, çarkıfelek meyvesi hindistancevizi, tepedeki o, yıldız şeklindeki meyvelerden.
Plátanos, papayas, mangos, guayabas, maracuyás, cocos y unas carambolas en forma de estrella de cuesta arriba.
Guava tohumları.
Semillas de guayaba.
- Guava ve mango arası birşey. ( Çn : guava sarı renkli, armuda benzer bir meyve )
Es una especie de cruce entre una Guayaba y un Mango.
- Konuşamam, guava suyu arıyorum.
No puedo hablar. Estoy buscando jugos Gua.
Bana-guava. İçine ot koyma.
Pastel de banana y guava, sin agropiro.
Bana-guava, ot koyma.
De plátano y guayaba sin agropiro.
Nonato, dolaptaki guava'yı versene bana.
Nonato, coge la guayabada en la nevera.
8 papele biraz Gorgonzola ve guava.
Un trozo de gorgonzola y un pedacito de guayabada : ¿ ocho mangos?
Guava Reçeli?
¿ Mermelada de guayaba?
Oh! Bu-bu da nedir, guava mı?
¿ De qué es, de guayaba?
Bir bardak guava suyu istiyorum, yumurta beyazlı fritta brocollini pilav, peynir ve biber, birde bi yağsız latte.
Quiero un vaso de jugo de guayaba, huevos blancos con brócoli arroz, queso y morrones, y leche descremada.
Kasabaya indim ve biraz guava suyu aldım.
Tuve que ir hasta el pueblo, a buscar jugo de guayaba.
Ananas soslu Mahi taco'lar. Guava reçelli Portekiz dürümleri.
Tacos Mahi con sazonador de piña, rollos Portugueses con jalea de guayaba.
Guava?
¿ Guayaba?
Geri dönmeden önce biraz guava toplayalım.
Recojamos unas guayabas antes de volver.
Guava sevmem ki.
No me gusta.
- Guava.
- Guayaba.
Bir guava meşrubatı lütfen.
Un batido de guayaba, por favor.
Guava meşrubatı yapmıyoruz.
No hay batidos de guayaba.
En son favorimizi denemenin vakti geldi, Obama Guava.
Es momento de que pruebes nuestro nuevo sabor, Obama Guava.
Bunun, gezegende son guava olduğu düşün.
Si fuera la única guayaba del planeta.
Salim'de çiçek yerine bu guava'yı taşımak istiyor.
Salim le llevaría esta guayaba y no una flor.
.. bir guava satın almış.
.. por 400 rupias.
Daha önce hiç guava yediğimi gördün mü?
¿ Me has visto a mí comer una guayaba?
- Guava mı?
- No.
Seninle beraberken hayat guava ya da papaya tadında.
Contigo la vida tiene sabor a guayaba... O de papaya... Las confundo.
- Guava?
- No.
Yarı guava, iki damla portakallı elma çok azıcık greyfurt ve bir dilim limon olsun. Çabuk.
Mitad guayabo, mitad manzana, con una salpicadura de naranja y un toque de pomelo y algo de lima rápido.
Bu arada eğer acıkırsanız köşede fevkalade guava jalapeno peynirli tartı yapan bir kafe var. Görüşürüz.
A propósito, si te da hambre, hay un café en la esquina que vende tartas de queso con guayaba y jalapeño absolutamente fabulosas.
- Bugün guava var mı?
- ¿ Hoy es día de la guayaba?
Eskiden amcam, vahşi Guava'yı aramak amacıyla yukarılara götürürdü.
Mi tío solía llevarme ahí a buscas guayaba salvaje.
Bir adam, meyveler düşsün diye guava ağacına taş atıyor. Meyveleri kadınına götürecek.
El hombre va a tirar una piedra a una guayaba para que caiga y poder dársela a su mujer.
Elimizde taze O.J., hindistancevizi suyu biraz da Mango Guava zamazingosu var.
Tenemos zumo de naranja, de coco, y algo de mango y guayaba.
Şişenin içine guava girmiş gibi kokuyor.
Huelen a guava en bote.
- Guava.
Guayaba.
Arkadaşınız için topladığınız kafur, nar ve taze guava meyvelerinden de yemeli.
Veamos. Aquí tienes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]