Gök traduction Espagnol
1,871 traduction parallèle
Hayır bunlar Gök Suları adı verilen takımyıldız ailesine ait.
No, estas son de una familia de constelaciones conocidas como las aguas benditas
Gök Suları'nda 9 takımyıldız var.
Hay nueve constelaciones en las aguas benditas
Yerleri sarsan gök gürültüsü ne zaman döneceğini soruyor.
El trueno de ahí abajo sigue preguntando - ¿ cuando volverás?
Kanlı gök yok oldu.
Muy tarde ¿ No?
Gök düşmüyor.
No se está cayendo el cielo.
Bir gece muazzam, gök gürültülü bir fırtına vardı.
Una noche, hubo una tremenda tormenta electrica
Sanırım gök gürlediğinde ve şimşek çaktığında halanın palyaçosu gerçekten hayat buldu?
Supon como el retumbar de un trueno y el resplandor de un relampago... el payaso de tu tia realmente cobro vida?
Gök gürültüsünü duymak için hazır olun!
¡ Prepárense para sentir el trueno!
Gök yüzüne bak... Ejderhaların taş gibi düşüyorlar. Benimkileri yenemezler!
¡ Mira arriba en el cielo tus dragones caen como piedras, sin poder vencer a los míos!
Gök ile rüzgar karışır ve gök şeytanı güler!
El demonio celeste ríe mientras el cielo es alterado por el viento.
Topun gök gürültülü kükremesini seviyorum... Birden düşmanın ön saflarında patladığı gibi.
Me gusta el poderoso rugir de la artillería... mientras extermina al enemigo de una sola vez en el frente de batalla.
Başka bir gök kuşağı.
¡ Otro arco iris!
meleklerin okuduğu muhabbet duası gibi arz sakin, gök durgun
Como un canto de amor que recitan los ángeles. el Cielo está perplejo.
Yer gök şarkı söyleyecek.
Hacer que la tierra cante.
Üç tüp gök mavisi.
Tres tubos de azul ciruela.
Sadece bir gök gürültüsü.
Sólo son truenos.
Gök gürültüsü seni korkuttu mu, bayım?
¿ Te asustan los truenos?
Gök gürültülü fırtınalar onun zayıf yanıdır.
Las tormentas eléctricas son su punto flaco.
Siz yokken tam 11 gök gürültülü fırtına çıktı.
Tuvimos 11 tormentas eléctricas.
Ve haklıydınız, gök gürültüsünden hoşlanmıyor.
Y tenían razón. No le gustan las tormentas eléctricas.
Umarım, gök gürültüsü falan olmaz. Ve kaçtım ben...
Espero que no haya ninguna tormenta eléctrica.
Allah göstermesin bir gök gürültüsü belirtisi olsun.
Dios no quiera que haya un solo trueno.
- Gök kuşağı tüplerin, Iridessa.
- Tus tubos de arco iris, Iridessa.
Gök gürültülerine bayılırım.
Amo las tormentas.
# Gök gürültüsü kralını... #... dinledi.
'Escuchando los grandes truenos...'de allá abajo...
İngiltere'yi bu yeni cesur dünyaya taşımalı ve semalarını gök gürültüsüyle titretmeliyiz.
Haremos que Inglaterra forme parte de este nuevo mundo y que nuestras voces resuenen atronadoras.
Yer gök çocuk pisliği içinde.
Hay mierdas de niños por toda la casa, maldición.
Sonra küreye devasa bir gök taşı çarptı.
Luego, la esfera fue golpeada por una inmensa roca celestial.
Tropikal Gök Gürültüsü.
"Guerra de Película".
Tropikal Gök Gürültüsü kitabı.
El libro de "Guerra de Película".
Oysa bereketli bir gök kubbe içinde gömülüymüş.
Aunque ella descanse enterrada en un cofre de aire fértil.
Gök yarılmış gibi yağıyor. Peki.
¡ Es muy duro y peligroso!
Gök gürültüsüyle, viski.
Por todos los truenos, whisky. "
Sabah ilk iş yanıma gel sonra senden istediğim gökkuşağını yap ofisimde. İhtiyacım olan gök kuşağı renginde dosyalar. Çünkü her karakterim gökkuşağının bir rengi olsun istiyorum.
Lo primero para mañana en la mañana es que crees un arcoíris en mi oficina esencialmente necesito los colores en los archivos, porque quiero que cada uno de mis personajes sean parte del arcoíris y que estén organizados.
Gök gürültüsü şiddetleniyor.
Los truenos están más fuertes.
Gök kuşağı dondurması, içinde süt yoktur, ya da limonlu misket limonlu, hindistan cevizli ya da şeftalili meyve püresi.
Sorbete arcoíris, no es lácteo. o sorbete : limón, lima, coco, y durazno.
- O zaman gök bilimci olacağım.
Entonces seré astrónoma.
Büyüyünce gök bilimci olmak istiyorsun demek?
¿ De verdad quieres ser astrónoma cuando crezcas?
Madem gök bilimci olacaksın, çalışmaya başlarsın dedim.
Pensé que si querías ser astrónoma, más valía que empezaras a practicar.
UFO takıntısı yüzünden 3 üniversiteden kovulmuş başarısız bir gök fizikçisi eski bir mahkûmla birlikte hükümetin normal görünüşlü iki çocuğu var olmayan bir dağda rehin tuttuğunu söylerse kim inanır dersiniz?
¿ Una astrofísica fracasada despedida por su obsesión con los ovnis se une a un ex reo para declarar que el gobierno ha capturado a dos niños normales y los tiene de rehenes dentro de una montaña que no existe?
Gök kuşağının sonunda ne olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
¿ Saben lo que hay al final del arco iris?
İlginç.. o kadar gök gürültüsü ve şimşek.. ama yağmur yok.
Es extraño, todos estos rayos y truenos y no llueve.
Gök gürültüsü Mancınık işe yarayacak mı?
Trueno ¿ Funcionará la catapulta?
Gök gürültüsü duyuyorum.
Puedo escuchar truenos.
Gök gürültüsü değil.
No son truenos.
Burası gök bilimciler için rüya gibi bir yer.
Y este lugar es prácticamente un desagüe para la astronomía.
Gök bilimci misiniz?
¿ Es un astrónomo?
Her yerdeki gök bilimciler hala bu tuhaf olayı açıklamakta zorlanmaktalar.
Los astrónomos todos lugares están todavía confundidos... para explicar este evento extraño.
Gök kubbeye doğru uç.
Vuela al firmamento.
Alev saçan büyülü kanatlarla gök kubbeye doğru da uçmuyor.
No anda volando en el firmamento con alas mágicas de llamas.
* Gok's Fashion Fix'i kaçırmak istemiyorum.
No me quiero perder Gok's Fashion Fix.