English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hablar

Hablar traduction Espagnol

184,692 traduction parallèle
Biraz konuşabilir miyiz?
¿ Puedo hablar contigo un segundo?
Konuşmamız gerek.
Creo que deberíamos hablar.
Onunla konuşmam lazım.
Solo necesito hablar con ella.
- Konuşmalıyız.
Deberíamos hablar.
Bir fikrim yok ama bunun için karakolla ile konuşabilirsin.
Ni idea, pero estoy seguro de que puedes hablar con la oficina del alguacil sobre eso.
Tanrım, konuşmayı ne kadar da çok seviyorsunuz böyle.
Dios mío, a ustedes les encanta escucharse hablar.
- Vakıf kısmına geri dönmek isterim.
Me gustaría hablar de la fundación.
Maia, saadet zincirini ne zaman farkına vardığını konuşalım.
Maia, vamos a hablar de cuándo te enteraste del esquema de Ponzi.
Varsayımlar üzerinden konuşmalısınız, Bay Sweeney.
Necesita hablar hipotéticamente, Sr. Sweeney.
Eğer kiralamayı istiyorsan ofisle konuşmalısın.
Eh, si quieres alquilar el coche tienes que hablar con la oficina.
Konuşup yakınlaşırız. - Hayır.
- Y podemos hablar y conocernos.
Ama nedense araları iyi değilmiş. Onunla sen konuşur musun?
Por alguna razón no están en buenos términos, ¿ puedes hablar con ella?
Candy, hayatım şu anda konuşamam.
Candy, cariño, ahora no puedo hablar.
Ve sonra da, konuyu Debbie'ye actıgımızda, okulun bagısı almadıgını söyledi.
Y luego, cuando intentamos hablar con Debbie, tuvo las agallas de sugerir que la escuela no había recibido la donación.
Bir saniyeligine kızımla konusmak istiyorum.
Sí, quiero hablar con mi hija un momento.
Eger bir seyler oluyorsa, benimle konusabilecegini bilmeni istiyorum.
Quiero que sepas que puedes hablar conmigo si pasa algo.
simdi bir seylerden konusmak ister misin?
¿ Quieres hablar de algo ahora?
Hadi onlara konusacak bir seyler verelim.
Vamos a darles algo de qué hablar.
- çok şeyi olmalı. - Evet.
- mucho de lo que hablar.
Daha sonra konuşabilir miyiz?
¿ Podemos hablar luego?
Dinle, belki uh, Lucifer'le ilgili biraz daha konuşmak istersen... Herhangi bir şey, uh, bana bir çağrı yapmaktan çekinmeyin.
Bueno, escuche... quizás... si quiere hablar un poco más, sobre Lucifer o... cualquier otra cosa... siéntase libre de pegarme un toque.
Maze, seninle biraz konuşabilir miyim?
Maze, ¿ puedo hablar contigo un segundo?
- Dale'den bahsediyor olmalısın.
- Debes hablar de Dale.
Dans etmeyi duydun mu?
¿ Has oído hablar del baile?
Lucifer, seninle bir şey hakkında konuşmalıyız.
Lucifer, necesitamos hablar sobre algo. ¿ Qué...?
Luci. Gerçekten, onunla konuşman gerekiyor.
Creo de verdad que tienes que hablar con ella.
Baştan çıkarma olmayacak. Sadece Chet'i konuşturmamız gerek... suçunu kabul etmesi... sonra da onu tutuklayıp Bianca ile katlayabiliriz.
Solo tenemos que acercarnos a Chet para hablar, hacer que se autoinculpe, luego lo arrestaremos y hacemos que delate a Bianca.
Konuşuyorum.
Hablar, no leer.
Biliyor musun, baban hakkında ne kadar çok şey öğrensem... neden senin sen olduğunu... o kadar iyi anlıyorum.
Cuanto más oigo hablar de vuestro padre, más entiendo por qué tú eres... ya sabes, tú.
Seninle bir saniye konuşabilir miyim? - Evet?
¿ Puedo hablar contigo un segundo?
Konuşmaya başla.
¡ Mamá! Empieza a hablar.
Bunun için İniko ile görüşmeniz lazım.
Tendrá que hablar de eso con Iniko.
Labaratuvardan haber geldi.
Acabo de hablar con el laboratorio.
Konuşamaması, söyleyecek şeyleri olmadığı anlamına gelmez.
Solo porque no pueda hablar no significa que no tenga nada que decir.
Çocuğun konuşamadığını söylemiştin.
- ¿ Dices que no puede hablar?
Ama konuşmasını bitirdiğinde..... hayatımda ilk defa, bunlardan hangisinin.. ... daha güçlü olduğunu gerçekten anladım.
Pero cuando acabó de hablar, por primera vez, comprendí verdaderamente cuáles eran más poderosas.
Bakın, başka bir iş hakkında konuştuklarını duyduk. Ama nerede ve ne zaman olacağını bilmiyoruz.
Escuchad, les oímos hablar sobre hacer otro trabajo, pero no sabemos dónde y no sabemos cuándo.
Her şeyi onunla bitireceğim.
Acabo de hablar con él.
Ve mümkün olup olmadığı hakkında endişelenmek tamamen doğal.
Pero lo que no era natural para mí, era hablar sobre eso, por lo tanto... esa es mi promesa, compartir esta duda contigo. Y preguntarse si es o no posible es totalmente natural.
Anlat bakalım Kepner.
Kepner, empieza a hablar.
İstemiyorum. Konuşmak tartışmak ya da dans etmek istemiyorum.
No quiero... hablar o discutir o bailar o lo que sea.
- Seninle konuşmam gerek.
Pues tengo que hablar contigo.
- Onunla konuşmam gerek.
- Tengo que hablar con ella.
Dr. Grey var. Sizinle konuşmak istiyorum. Uçağı indirmek hakkında.
a la Dra. Grey aquí, quiere hablar con usted sobre aterrizar el avión.
Konuşmamız lazım.
Debemos hablar.
Kes konuşmayı.
- Deja de hablar.
- Onu Courtney'e sormalısınız.
Deberíais hablar con Courtney.
Bu Chet.
Voy a hablar con él.
Konuşmaya başla.
Empieza a hablar.
Şifreli konuşmana gerek yok.
No tienes por qué hablar en clave.
Saçmalık.
Hablar por hablar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]